Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yassıada'da doğum yapan DP milletvekili

Yazının Giriş Tarihi: 28.09.2015 00:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.09.2015 00:56

 

Cumhuriyetle birlikte Türk kadınına tanınan siyasal hakların alt yapısını oluşturan gelişmeler Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan batılılaşma hareketlerine kadar uzanır. Özellikle, Tanzimat Dönemi (1839-1876) kadınların hakları konusunda ilk adımların atıldığı bir dönemdir. Cumhuriyet dönemi geçiş ile Türk kadınına tanınan seçme ve seçilme hakkı önemli bir gelişme olarak yer alır. Son yıllarda kadının toplumdaki yerine ilişkin dikkate değer çalışmalar yapılmakla beraber, özellikle kadınlara tanınan siyasal haklar ve bu hakların istenilen şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusu, üzerinde durulmaya değer bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira, söz konusu hakların üzerinden 92 yıl geçmesine rağmen, kadının siyasetteki yeri ile siyasal katılımdaki rolü ve etkinliği hala tartışılmaya devam etmektedir. Bu tartışmaların odak noktasını ise, daha çok milletvekili seçilen kadınların sayısal azlığı meselesi oluşturmaktadır. Oysa 1930 yılından günümüze kadar Meclis’e girmiş kadınların sayısal yetersizliği kadar, buradaki çalışmaları da incelenmesi gereken bir konudur.

Kadınların ilk kez katıldığı 1935 yılı seçimleri, iki dereceli seçim sistemi ve tek parti olarak Cumhuriyet Halk Fırkası’nın (CHF) bulunduğu bir ortamda yapıldı. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de büyük ölçüde kadın ve erkek adaylar parti üst kademeleri tarafından belirlendi. Seçimlere gerek müntehib-i sani (ikinci seçmen) olarak gerekse milletvekili adayları olarak kadınların ilgisi ve katılımı oldukça fazlaydı. 8 Şubat 1935’te yapılan seçimlere katılım, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde %80’lere varmıştı ve söz konusu şehirlerde oy verenlerin %48’e yakının kadınlardan meydana geldiği ifade ediliyordu. Kadınların da katıldığı ilk seçimler olmasına rağmen katılımın fazla olması, onların konuya olan ilgilerini ortaya koyması açısından olumlu bir gelişmedir.

1935 yılı seçim sonuçlarına göre, seçilmesi gereken 399 milletvekilinden 17’si kadın olmak üzere, 386 milletvekili CHF adaylarından oybirliği ile 4’ü azınlıklardan olmak üzere 13 bağımsız aday oy çokluğu ile seçilmişlerdi. Bazı eserlerde 18 olarak verilmesine rağmen l8 bu seçimlerde Meclis’e 17 kadın milletvekili girmiştir. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan “ara seçiminde” ise Çankırı Milletvekili olarak seçilen emekli öğretmen Hatice Özgenel ile bu sayı 18’e çıkmıştır.

Demokrat Parti'nin ilk kadın milletvekilleri ise İstanbul Milletvekili Avukat Necla Tekinel ve Aydın Milletvekili Piraye Levent 1957 seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisine Demokrat Parti Milletvekili olarak giderler. Necla Tekinel'1921 İstanbul doğumludur. Hukuk fakültesi mezunudur. Başvekil Adnan Menderes'in genel başkanlığı döneminde Demokrat Partide siyasete başlamış ve İstanbul'da Sarıyer İlçesinin kurucu ilçe başkanı olmuştur. İstanbul Belediye Meclis üyeliği ve encümen üyeliği yapmıştır.

1957 yılında DP İstanbul Milletvekilliği ön seçimini kazanarak, çok partili hayatın ön seçim kazanan ilk bayan Milletvekili adayı olmuş ve Kasım 1957 seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçilmiştir. 27 Mayıs 1960 darbesinin TBMM'yi feshederek ülke yönetimine el koymasıyla darbenin hakim pozisyonunun yaptırımları ile tüm DP 11. dönem TBMM üyeleri ile birlikte Yassıada'ya gönderilmiş ve devrin sözde mahkemesi olan Yüksek Adalet Divanı isimli mahkemesinde hayali kastler ile yargılanmıştır.

Yassıada zindanlarında hamiledir. Yassıada'da yargılanırken doğum yapmıştır. Siyaset tarihinde ayrıca, darbe nedeniyle tutulduğu ceza evinde doğum yapan ilk ve tek bayan milletvekilidir. Ne kadar üzücü bir durum ön seçim kazanarak Milletvekilliğine aday olmuş ve bu hakkı kazanıp TBMM'ye gidebilme başarısını gösteren bir Anne adayını ceza evine atarak orada doğum yapmasına hangi vicdan müsaade eder meğer darbecilerin gözünü korkunç hırsları ne denli kör etmiş yazıklar olsun.

TBMM 11.döneminde Demokrat Parti’nin seçim kazanmış bir milletvekili olduğu için, Yassıada ve Kayseri cezaevlerinde bulunmuştur. İstanbul Milletvekili ve Devlet e. Bakanı merhum İsmail Hakkı Tekinel'in eşidir. Op. Dr Mehmet Tekinel'in ve bankacı Ayşegül Gezdur'un anneleridir. Yassıada işkencelerini yaşayan Milletvekillerinin günümüzde haklarını ısrarla arayan ve ortaya bir hukuk mücadelesi koyan değerli dostumuz Samet Ocakoğlu'nu tebrik ediyorum ve yazımızı  Samet beyin sözleriyle noktalıyoruz.

Rahmetli babamın dava ve çile arkadaşlarından İstanbul eski Milletvekili Necla Tekinel Hanımefendinin Demokratlar Kulübündeki görevlendirmemde oyu vardır. İstanbul Demokratlar Kulübündeki başkanlık dönemimde yönetim kurulumun üyesi olan merhume Necla Tekinel ve merhum İsmail Hakkı Tekinel ailesinin evladı, bankacı Ayşegül Gezdur hanımefendi ve yönetim kurulumdaki arkadaşlarımıza, dünden bu güne puşt zulası aktivitesi bir işle, var olmayan bir sıfat kast edilmiş ve hakkımızda müzekkere düzenlenmiştir.

Kamuoyunda 27 mayıs davası olarak bilinen ve rahmetli babamın hakları üzerinden, tüm darbe mağduru 11 dönem DP Milletvekillerinin ve ailelerinin hak sahibi olduğu davamızdaki hakkın asıl sahiplerindendir. Çok yorulduğum, ezildiğimiz ama vazgeçmediğim bu davayı açmış olmaktan bugün huzur duyuyorum. Millet hizmeti ''işçi işveren ilişkisi değildir''

Allah Rahmet Eylesin. Mekanı Cennet olsun. Ailesine, yakınlarına ve demokrasiye aidiyeti olan herkese başsağlığı dilerim…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.