Altın tepsi içinde gelen üçüncü olma fırsatını, elinin tersi ile itti Bursaspor. Demirspor dün, Hatayspor ile berabere kalmış, bugün maçın hemen başında öne geçiyorsun ve ilk yarı nerdeyse Ümraniyespor’a pozisyon dahi vermiyorsun. Her şey istediğin gibi giderken niye bu kadar geriye yaslanıyorsun? Perşembe günü oynanan Altay maçının yorgunluğuna sığınmak ne kadar doğru?

Futbol, her zaman ileride baskı yaparak oynanmaz, bunu kabul ederim. Taktik gereği, topu rakibe verip kontra yakalamaya çalışırsın, aktif dinlenirsin, buna da varım. Ancak, bu kadar geriye yaslanamazsın. Bugün sahadan bir puan ile ayrılıp, hâlâ yarışın içinde duruyorsan, bu kaleci Çağlar’ın başarısıdır. İkinci yarı, Ümraniye ataklarına karşı direnen tek oyuncuydu genç file bekçisi.

Artık her maç altın değerinde, her maç final. Bursa son dokuz maçında, şu anki puan durumuna göre, Hatayspor haricinde, ya play-off trenine bilet almaya çalışan, ya da kümede kalma mücadelesi veren takımlarla oynayacak ve bu maçlar hiç kolay olmayacak. Ve üstelik Mart ayı içerisinde hafta arasında oynanacak maçlarda var. Bu yüzden takımın fizik ve moral kondisyonun yüksek olması gerek. İbrahim Üzülmez hocam; bu yükün büyüğü sizde. Bu takımda ve sizde potansiyel var. Biraz çalışma ile bu yükü kaldırabileceğinize eminim. Ancak bunun için, öncelikle sizin sakin kalmanız lazım. Bugünkü maç sonrası, dördüncü hakeme yaptığınız çıkış neyi değiştirir?

Maçın hakemi Erkan Özdamar’ı ilk defa seyrettim. Maçın, 14. Dakikasında, ceza sahası içinde Seleznov’a yapılan hareketi genç hakem kardeşim; “tehlikeli oyun” olarak yorumladı ve endirekt serbest vuruşa hükmetti. Televizyondan seyrettiğim kadarıyla pozisyon, “ciddi faullü” oyundu ve Bursaspor’un penaltı kullanması gerekirdi. 79.Dakikada, Shehu’ya gösterdiği kırmızı kart için, çok ağır diyemem doğrusu. Shehu topu sürerken ayağı zemine takıldı, topun kontrolünü kaybetti. Ardından zamanlama hatası da yaparak, rakibinin kaval kemiğine vurdu. Kasıtlı bir tekme olmasa da kartın renginin kırmızı olması doğruydu.