Şeker hastalığı öyle sinsidir ki, tanı konduğunda, en az 20 yıllık bir hazırlık dönemi vardır.

                Genetik mirastan kaynaklanan kolaylaştıcı etkiyi bübütün yok sayamayız ama beslenme sağlıklı ise, yeterince hareket ediliyorsa tutulan yol sağlıklı yaşam yoludur.

                Sağlıklı yoldan gidildiğinde pankreastan salgılanan insülin besinlerle alınan şekerin bir yakıt olarak kullanılmak üzere karaciğer, kas ve yağ hücrelerine girmesini sağlar. Bu dönemde açlık kan şekeri 100 mg.'ın, tokluk kan şekeri 140 mg.'ın, HbA1c değeri 5,7 nin altındadır.

                Sağlıklı yolu ana yol olarak kabul edersek sağlıksız beslenenenler, oturduğu yerden saatlerce kalkmayan ya da işleri gereği masa başında oturmak zorunda kalıp daha sonra da egzersiz yapamayanlar ana yoldan sapmış demektir. Ana yoldan sapıldığında yıllar içinde belirli kavşaklardan geçilmesi kaçınılmaz hale gelir.

                Aşırı karbonhidratlı, liften yoksun bir beslenme tarzında kana geçen şeker, ihtiyacın üstünde olduğu için yağa dönüştürülür, bel çevresinde genişleme başlar. Yağlanmada artış başladığında, hücrelerde insülinin etkisine karşı bir direnç başlar. Bu sorunu aşma gayretine giren pankreas daha fazla insülin üretmeye başlar. İnsülin direnci süreci başlamış olur. Bu aşamanın ilk yıllarında şeker normal aralıkta tutulabilir.

                İnsülin direnci başladığında yavaş yavaş sinyaller de başlar. Yemeklerden sonra ellerde titreme, terleme, çarpıntı, uyku hali, şekerli besinlere saldırılması gibi belirtiler şeker düşmelerine bağlıdır. Bu sıralarda pankreastan kana geçen insülin düzeyi, özellikle ağır yemeklerden sonra o kadar artar ki, karaciğer, kas ve yağ hücrelerinde insüline karşı oluşan dirence rağmen ara sıra şeker normalden de fazla oranda hücre içine girer, kan seviyesi çok düşer.

                Zamanla pankreasın ürettiği insülin, hücrelerdeki direnci aşamaz hale gelince açlık kan şekeri yavaş yavaş normalin üst sınırını geçmeye başlar. Gizli şeker süreci başlamış olur. Bu sürecin sayısal değerleri şöyledir :

                Açlık kan şekeri 100 mg.  - 125 mg arasında, tokluk şekeri veya şeker yükleme testinde ikinci saatin sonundaki değerler 140 ile 199 mg arasında ( bozulmuş glukoz toleransı ), HbA1c ise 5,7 ile 6,49 arasındadır.

                Pankreasın çabaları gitgide yeterisz hale gelir. İnsülin üretimi azalmaya başlar. Açlık kan şekeri belirlenen sınırları geçtiğinde artık şeker hastalığından söz edilir. Bu dönemin sayısal değerleri şöyledir :

                Açlık şekeri 126 mg. veya üzerinde, tokluk şekeri 200 mg. veya üzerinde, HbA1c değeri 6,5 veya üzerindedir.

                Şeker hastalığına giden süreçte tanımlamalar için belirli sayılar kullanılıyor olsa da geçişler uzun yıllar içinde olur. Henüz gizli şeker döneminde iken yaşam tarzı  değişiklikleri yapılabilirse hastalığa götüren yoldan sağlıklı yola dönmek mümkündür.

                Çin'de 577 kişiyi kapsayan ve 30 yıllık bir izlemeyle elde edilen sonuçlar Lancet isimli tıp dergisinde yayınlandı. Bu çalışmaya göre, şeker yükleme testinde 2 . saatin sonundaki şeker değerleri 140 ile 199 mg. arasında olan kişiler yani bozulmuş glukoz toleransı olanlar yaşam tarzı değişikliği yaptıklarında şeker hastalığına yakalanmaları ortalama 4 yıl geciktirilmiş, kalp krizi ve felç geçirme oranları azalmış, retinopati ve nefropati gibi gözü ve böbreği ilgilendiren ciddi sorunlara daha az yakalanmışlar, tüm nedenlerden ölüm oranları azalmış, yaşam süreleri ortalama 1,5 yıl daha uzun olmuş.

                Özetle belirtmek isterim ki şeker hastalığına kadar uzanan süreç çok uzun bir süreç olup yaşam tarzı değişikliği yapılarak daha sağlıklı bir yaşam şansı elde etmek mümkündür.

                Selam ve sevgilerimle.