2018 de projelendirip, sahneye koymaya başladığım Sözcüklerde Sörf-Yaşam Etiği Söyleşileri’ne 2019’un başında yeter artık bu kadar diyerek son vermiştim.
Ancak yetmez diyenler çıkacağını bilemezdim tabi ki;
Çıktılar.
Hem de birbirinden farklı sektörlerden, kurumlardan.
Yaşam Etiği söyleşilerinin ilkini havalı deyimle prömiyerini Karaman Dernekler Yerleşkesinde ki büyük salon da sahnelemiştik.
Daha doğrusu biz sahne de mahsur kalmıştık;
Çünkü elektronik aletlerin istisnasız hiç biri çalışmamıştı.
Ama sonradan anladım ki iyi olmuş.
Şerden hayır doğmuş.
İlerleyen zamanlar da yaptığımız programlar da her an ‘’Şimdi bir aksilik çıkacak’’diye korkmaktan sunumu tamamen doğaçlamaya çevirmiştim.
İyi ki de çevirmişim;
Yoksa,bazılarını Diksiyon Eğitmeni sevgili Deniz Çevik ile birlikte sahnelediğimiz İzleyiciyi de sunumun içerisine katıp etkileşimli bir o kadar da keyifli söyleşi performansı ortaya çıkamayacaktı.
Gerçi bu günlerde geçici bir teknik sıkıntı yaşasa da Sivil Gündem Platform.Com adlı web sitemiz de var ama izniniz olursa Yaşam Etiği Söyleşileri’nin felsefesini kısacıkta olsa bir kez daha anımsatmak isterim size.
İleride hanginizin davetine icabet etmemiz gerekir bilinmez, önceden bir kulak dolgunluğu olsun mealinden tabi ki.
Yaşam Etiği Söyleşileri;
Günümüzde giderek düşen yaşam kalitesinin insana verdiği yorgunluk konusunda farkındalık oluşturmayı,erozyona uğrayan kişisel iletişimin neden olduğu zararları tartışmaya açmayı,sosyal bir varlık olan insanın hızla sosyalitesini yitirmesi sonucunda bozulan savunma mekanizmalarını onarması konusunda fikir sunmayı,
tüm ikili,çoklu iletişimlerde ki ve meslek gruplarında ki yanılsamalardan kaynaklanan ahenk bozulmasının yol açtığı olumsuzlukları masaya yatırmayı,
kısacası hayatın etiğini oluşturan değerleri izleyicilerine bir kez daha anımsatmayı amaçlıyor.
Yaşam Etiği Söyleşileri bu güne dek hiç denememiş ve ezberlenmemiş etkileşimli bir sunum tarzı ile olaya entelektüel bir bakışı açısı getirmekle kalmıyor,sadece laf üreten bir monolog olmaktan ziyade katılımcıları ile birlikte yaşamın etik değerlerinin manifestosunu yazıyor.
Peki neleri konu alıyor?
Üçte ikisini (belki de iki buçuğunu) bitirdiğim ömrümün her döneminde yaşadığım ve yaşanıldığına gerek bizzat,gerek okuyarak,gerek izleyerek gerekse de yorumlayarak tanık olduğum sıkıntıların tamamının köklerinin etiksizlik zararlısı tarafından kemirilmesi sonucunda oluştuğunu gördüm.
Evrene ve yaradılışa dikkatli bakılırsa etik aslında Tanrı’nın anayasası.
Her şey bir kural dahilinde oluşuyor,yaşıyor ve ölüyor.
Sıkıntı, deyimi bulup sonra da bin bir pişmanlıkla içini boşaltmaya çalışan insan da…
Yaşam Etiği Söyleşileri de bunu konu alıyor.
Sosyal yaşamdan,iş yaşamına,aileden,politikaya,öğrenimden,mesleğe ve sevgiden kadın erkek ilişkisine kadar çok geniş bir yelpazeyi açmaya çalışıyoruz bir saatlik saatlik performansımızda.(süreyi biraz da geçiyoruz tabii)
Ve tabi ki sevebilmeyi de konuşuyoruz sevebilmeye dair olanları da
Aslında hiç kimseye bilmediği bir şeyi anlatmıyoruz.
Hele coachlık gibi bizde suyuna tirit ama gelişmiş ülkelerde bir bilim dalı olma yolunda ilerleyen kavramlara hiç bulaşmıyoruz.
Halimize hakim haddimize sadık Bursa’da daha önce denememiş benzerleri kent dışından gelenlere büyük bedeller karşılığı ihale edilmiş klişe sunumlara yerel bir başkaldırı çalışması Yaşam Etiği söyleşileri.
Monologtan sıyrılıp izleyici ile diyolog halinde sürdürdüğümüz performansı tiyatral bir zemine oturtup izleyiciyi hem güldürmek,hem hüzünlendirmek hem de düşündürmek üzere bir senaryo geliştirdik.
Köşe yazılarının söze dönüşerek canlandığını yani kalem ile sesin dansını senaryonun öznesi yaptık.
Ana amacı ise ETİK KURALLARI irdeleyip nerelerinde su yuttuğumuzu hep birlikte saptamak olarak belirledik.
Hiç denenmemişi denemenin ne denli zor olduğunu biliyoruz
Özellikle köşe yazılarının sahneye performans olarak aktarılması yönünde yaptığımız çalışmalar neticesinde daha yakından gördük bu zorluğu.
Yaşam Etiği Söyleşilerini özünde bir yazarın kaleminin okuyucusu ile ete kemiğe bürünerek kavuşması olarak değerlendiriyorum.
Öyle ya bir düşünsenize yazdıklarını yorumlarken izleyicinin tepkisini görmek kaç yazara nasip olur?
Bura da altını özellikle çizmek isterim ki Yaşam Etiği söyleşileri kesinlikle bir eğitim çalışması değil.
Adı üzerinde söyleşi.
Performansıma ‘’Sözcüklerde Sörf yapmak çıktığım bu yolda sörfümün tahtasını sahneye de taşımanın verdiği heyecanla yapacağım hatalar ve sürçü lisanım için şimdiden affola diyerek’’ başlıyordum önceleri ;
Yeni dönem de yine diyeceğim elbet
Heyecanı ise daha bir katlanmış olarak.
İzleyicisine Sürprizi var mı Yaşam Etiği Söyleşilerinin?
Maskeli Adam’ı merak ediyorlarsa
Var elbet…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Yaşam Etiği Söyleşileri 2020
2018 de projelendirip, sahneye koymaya başladığım Sözcüklerde Sörf-Yaşam Etiği Söyleşileri’ne 2019’un başında yeter artık bu kadar diyerek son vermiştim.
Ancak yetmez diyenler çıkacağını bilemezdim tabi ki;
Çıktılar.
Hem de birbirinden farklı sektörlerden, kurumlardan.
Yaşam Etiği söyleşilerinin ilkini havalı deyimle prömiyerini Karaman Dernekler Yerleşkesinde ki büyük salon da sahnelemiştik.
Daha doğrusu biz sahne de mahsur kalmıştık;
Çünkü elektronik aletlerin istisnasız hiç biri çalışmamıştı.
Ama sonradan anladım ki iyi olmuş.
Şerden hayır doğmuş.
İlerleyen zamanlar da yaptığımız programlar da her an ‘’Şimdi bir aksilik çıkacak’’diye korkmaktan sunumu tamamen doğaçlamaya çevirmiştim.
İyi ki de çevirmişim;
Yoksa,bazılarını Diksiyon Eğitmeni sevgili Deniz Çevik ile birlikte sahnelediğimiz İzleyiciyi de sunumun içerisine katıp etkileşimli bir o kadar da keyifli söyleşi performansı ortaya çıkamayacaktı.
Gerçi bu günlerde geçici bir teknik sıkıntı yaşasa da Sivil Gündem Platform.Com adlı web sitemiz de var ama izniniz olursa Yaşam Etiği Söyleşileri’nin felsefesini kısacıkta olsa bir kez daha anımsatmak isterim size.
İleride hanginizin davetine icabet etmemiz gerekir bilinmez, önceden bir kulak dolgunluğu olsun mealinden tabi ki.
Yaşam Etiği Söyleşileri;
Günümüzde giderek düşen yaşam kalitesinin insana verdiği yorgunluk konusunda farkındalık oluşturmayı,erozyona uğrayan kişisel iletişimin neden olduğu zararları tartışmaya açmayı,sosyal bir varlık olan insanın hızla sosyalitesini yitirmesi sonucunda bozulan savunma mekanizmalarını onarması konusunda fikir sunmayı,
tüm ikili,çoklu iletişimlerde ki ve meslek gruplarında ki yanılsamalardan kaynaklanan ahenk bozulmasının yol açtığı olumsuzlukları masaya yatırmayı,
kısacası hayatın etiğini oluşturan değerleri izleyicilerine bir kez daha anımsatmayı amaçlıyor.
Yaşam Etiği Söyleşileri bu güne dek hiç denememiş ve ezberlenmemiş etkileşimli bir sunum tarzı ile olaya entelektüel bir bakışı açısı getirmekle kalmıyor,sadece laf üreten bir monolog olmaktan ziyade katılımcıları ile birlikte yaşamın etik değerlerinin manifestosunu yazıyor.
Peki neleri konu alıyor?
Üçte ikisini (belki de iki buçuğunu) bitirdiğim ömrümün her döneminde yaşadığım ve yaşanıldığına gerek bizzat,gerek okuyarak,gerek izleyerek gerekse de yorumlayarak tanık olduğum sıkıntıların tamamının köklerinin etiksizlik zararlısı tarafından kemirilmesi sonucunda oluştuğunu gördüm.
Evrene ve yaradılışa dikkatli bakılırsa etik aslında Tanrı’nın anayasası.
Her şey bir kural dahilinde oluşuyor,yaşıyor ve ölüyor.
Sıkıntı, deyimi bulup sonra da bin bir pişmanlıkla içini boşaltmaya çalışan insan da…
Yaşam Etiği Söyleşileri de bunu konu alıyor.
Sosyal yaşamdan,iş yaşamına,aileden,politikaya,öğrenimden,mesleğe ve sevgiden kadın erkek ilişkisine kadar çok geniş bir yelpazeyi açmaya çalışıyoruz bir saatlik saatlik performansımızda.(süreyi biraz da geçiyoruz tabii)
Ve tabi ki sevebilmeyi de konuşuyoruz sevebilmeye dair olanları da
Aslında hiç kimseye bilmediği bir şeyi anlatmıyoruz.
Hele coachlık gibi bizde suyuna tirit ama gelişmiş ülkelerde bir bilim dalı olma yolunda ilerleyen kavramlara hiç bulaşmıyoruz.
Halimize hakim haddimize sadık Bursa’da daha önce denememiş benzerleri kent dışından gelenlere büyük bedeller karşılığı ihale edilmiş klişe sunumlara yerel bir başkaldırı çalışması Yaşam Etiği söyleşileri.
Monologtan sıyrılıp izleyici ile diyolog halinde sürdürdüğümüz performansı tiyatral bir zemine oturtup izleyiciyi hem güldürmek,hem hüzünlendirmek hem de düşündürmek üzere bir senaryo geliştirdik.
Köşe yazılarının söze dönüşerek canlandığını yani kalem ile sesin dansını senaryonun öznesi yaptık.
Ana amacı ise ETİK KURALLARI irdeleyip nerelerinde su yuttuğumuzu hep birlikte saptamak olarak belirledik.
Hiç denenmemişi denemenin ne denli zor olduğunu biliyoruz
Özellikle köşe yazılarının sahneye performans olarak aktarılması yönünde yaptığımız çalışmalar neticesinde daha yakından gördük bu zorluğu.
Yaşam Etiği Söyleşilerini özünde bir yazarın kaleminin okuyucusu ile ete kemiğe bürünerek kavuşması olarak değerlendiriyorum.
Öyle ya bir düşünsenize yazdıklarını yorumlarken izleyicinin tepkisini görmek kaç yazara nasip olur?
Bura da altını özellikle çizmek isterim ki Yaşam Etiği söyleşileri kesinlikle bir eğitim çalışması değil.
Adı üzerinde söyleşi.
Performansıma ‘’Sözcüklerde Sörf yapmak çıktığım bu yolda sörfümün tahtasını sahneye de taşımanın verdiği heyecanla yapacağım hatalar ve sürçü lisanım için şimdiden affola diyerek’’ başlıyordum önceleri ;
Yeni dönem de yine diyeceğim elbet
Heyecanı ise daha bir katlanmış olarak.
İzleyicisine Sürprizi var mı Yaşam Etiği Söyleşilerinin?
Maskeli Adam’ı merak ediyorlarsa
Var elbet…