Dünyayı saran Koronavirüs nedeniyle hayatımız tam anlamıyla etkilendi. İş dünyası etkilendi. Ekonomi etkilendi. Çalışma hayatında zaten sıkıntılı olan durumlara yenileri eklendi. Sağlık alanında ise insanların, özellikle 65 yaş üzerindeki insanların sokağa çıkma yasağı uygulanmasına bazı kesimlerde destek bazı kesimlerde ise tepkiler var.

Durum, gayet açık ve net. Eğer bizler gerekli önlemleri almayıp, eskiden olduğu gibi yaşantımıza devam etme adına korunma kuralları ve sağlık bakanlığımızca açıklanan önlem ve kurallara uymazsak, sadece kendimize değil, etrafımızdaki herkese zarar verdiğimizin farkına varmalıyız.

Kural gayet basit, ya hep beraber yada hiç birimiz.

Bu illetten hep beraber önlemlere uyarak, birbirlerimize ikaz ederek, yasaklama adına değil, önlem adına hareket ederek kurtulacağız. Dünya Sağlık Örgütü, konuyla ilgili olarak sürekli açıklama yapıyor. Virüsün başlangıç noktası olan Çin’den umut veren bilgiler geliyor. Yine de dikkatli olmalı, olaylara şaka yönlü olarak değil, insan sağlığı, halk sağlığı açısından bakıp, sistematik bir mücadele vermeliyiz.

Geçmişte, böylesi salgın hastalık ve virüslerle insanlık mücadele etti ve kazandı. Şimdi de kazanacağız ve başaracağız.

Tüm dünyanın ve Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu koronavirüs (COVİD-19) salgını sürecinde Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne çok önemli bir bağış geldi. Hastanede yaşanan yoğun sürecin hafifletilmesi ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla BUÜ Güçlendirme Vakfı üyesi hayırsever bir işadamı, hem isminin açıklanmasını istemedi hem de Vakıf hesabına ailesi adına 100 bin TL’lik bağış yaptı.

Allah razı olsun. Kazancı bol, yaşamı sağlıklı ve mutlu olsun.

Dileğimiz bu. İnsanlık adına yapılan her türlü bağış, bağışı yapanlara mutluluk ve huzur getiriyor.

Verilen desteğin kendisini ve BUÜ Hastanesi’nde görev yapan tüm personeli duygulandırdığını belirten Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “diğer hayırseverlere de örnek teşkil edecek bu girişimden dolayı hayırsever aileye şükranlarımızı sunuyoruz. Yüce Allah’tan milletimizi ve insanlığı bu salgından koruyarak, sağlık ve afiyet dolu günlere eriştirmesini niyaz ediyoruz. Üniversite Hastanemiz, ülkemizdeki tüm hastaneler gibi canla başla mücadelesine devam ediyor. Dünyamızı etkisi altına alan bu süreci fedakarca çalışan hastane yöneticilerimiz, hekimlerimiz ve tüm sağlık personelimizle birlikte en kısa sürede atlatacağımıza inanıyoruz” dedi.

Rektör hocamızı da bu duyarlılığı nedeniyle kutluyorum. Bu virüs bize bir kez daha gösterdiği ki, her işin başı sağlık. Eğer bizler, sağlıklı olmaksak, huzurlu olamıyoruz. Mutlu olamıyoruz. İş yapamıyoruz.

Konuyla ilgili olarak özellikle de 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkma kuralına uymalarını isteyen Vali Yakup Canbolat, önemli uyarılarda bulundu. Bursa Valiliği, Vali Yakup Canbolat’ın imzasını taşıyan yazılı açıklamada 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanların sokağa çıkma yasağına uyulması gerektiği vurgulandı.

Sadece insanların bireysel can güvenliği değil, toplumsal can güvenliği içinde büyük önem arz eden açıklama şöyle:

 “Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de insan hayatı açısından son derece tehlikeli olan yeni tip Coronavirüs (Covid-19) salgını nedeni ile her geçen gün vaka sayısı ve can kaybı artmaya devam etmektedir. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere İçişleri Bakanlığımız, diğer bakanlıklarımız ile Valiliğimizce sürekli tedbirler alınmakta ve alınan bu tedbirler siz değerli vatandaşlarımızla paylaşılmaktadır.

Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı (Korona virüs tehdidine karşı 14 kurala kesinlikle uyulması ve zorunlu olmadıkça evlerden dışarı çıkılmaması virüsün yayılmasını engellemek adına yapılacak en önemli aşamalardır. Covid-19 salgınında en büyük risk grubu 65 yaş ve üzeri, bağışıklık sistemi düşük, kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp-damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini bozan ilaç kullanan insanlarımızdır. Bu doğrultuda İçişleri Bakanlığımızın 21 Mart 2020 tarih ve 5762 sayılı) 65 Yaş ve Üstü ile Kronik Rahatsızlığı Olanlara İlişkin Sokağa Çıkma Yasağı” genelgesi ile 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın ile kronik rahatsızlığı olanların evden dışarıya çıkmalarını istiyoruz.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ürettikleri maskeleri depolarında tutan ve piyasaya sürmeyen firmalara yarına kadar süre verdiklerini, aksi halde fabrikalara el konulacağını bildirdi. Maske satan fabrikaların, mallarını halktan sakladığını ve yurt dışına satma planlarını öğrendiklerini altını çizen Soylu, eş zamanlı olarak yapılan baskınlarda maske stokları yapan firmaları tespit ettiklerini açıkladı. Soylu, "İki gündür, Türkiye bilmiyor, biz bir şeyle uğraşıyoruz. Maske üreticilerinin bir bölümü, hepsini söyleyemem. Almışlar, depolarında maskeleri tutuyorlar. Sağlık Bakanımız iki gece önce beni aradı. Bütün emniyet ekiplerimizle bir araya geldik. Dün sabah (önceki gün) saat 08.00 itibarıyla Türkiye’deki bütün üreticilere eş zamanlı baskın yaptık. Onlara bir tek şey söyledik. Akşam 20.00 itibarıyla Sağlık Bakanlığımızla sözleşme yapmaları için onları tekrar uyardık. Aksi takdirde elimizde başka yetkiler de var, bu yetkileri kullanmaktan da hiçbir zaman imtina etmeyiz. Parasıyla alacağız, hem de iyi parayla alacağız, Sağlık Bakanlığı alacak. ’Acaba ben bunu yapayım mı yapmayayım mı?’ diye süreç ortaya koyuyor. Allah şahit, 10-12 saat daha süreleri var, yarın fabrikalarına el koyarız. Hiç bundan da çekinmeyiz ve böyle bir yetkimiz var” diye konuştu.

Evet, bazı insanlarımız böylesine sağlık ve ölümcül vakaların ortaya çıkmasıyla fırsatçılık yapmaya başladılar. Devletimiz ve bakanlarımızda, bütün kamu kurum ve kuruluş yöneticileri de halkında destekleriyle bu işin peşini bırakmıyor. Aslında, böylesi durumlarda istifçilere ve fırsatçılara ceza verilmesine ve hapse atılmasına yol açacak yeni bir kanun düzenlenmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yapanın yanına kar kalmasın. Herkes, cezasını çeksin ki bu toplumda böylesi olaylar bir daha yaşanmasın.