Bir görüşe göre; bir grup ‘hain’, yine dolar kartını çekti ve ABD’nin üzerinde ‘IN GOD, WE TRUST’ yazan rezerv parası şahlandı… Merkez Bankası da ani bir atakla Londra piyasasında Swap işlemler yaptı… Yüzde 22’lerde gezen dolar faizi bir anda yüzde 165’lere, bir ara yüzde 365’lere kadar çıktı.

Merkez Bankası’nın ödemek zorunda kalacağı faizi taşıyabilir miyiz bilemiyorum…

Milli paramız ‘Lira’yı korumak amacıyla hareket etmek için genellikle beklemeyi tercih eden Merkez Bankası’nın aniden dolar piyasasında boğa gibi davranması ilginç geldi bana…

Tahvil piyasasının verdiği yavaşlama sinyallerine, kontrolsüz Brexit riskinin devam etmesine ve ABD-Çin ticaret görüşmelerinde devam eden pürüzlere rağmen ‘idare eden Türkiye’nin başı büyük belaya girmek üzere bence…

Londra piyasasında yapılan Swap oyunu, önceki gün doları aşağıya çekti ve herkes bir miktar ‘Neler oluyor. Ne yapmalıyım?” diye düşündü önce. Dün sabah birden piyasalar alt üst oldu. Saat 15.30 itibarıyla dolar 5.30’lardan 5.44 TL’ye doğru savruldu… Euro ise 6.24 TL’ye yükseldi… Borsa ise yüzde 5’lik kayıpla tutunmaya çalıştı… Ekonomistlere göre; 2000’li yılların başından bu yana bu denli votalite yaşanan başka bir dönem olmadı. Türkiye biraz daha zorluk derecesi yüksek politikaların uygulanacağı döneme doğru gidiyor dostlar.

Önceki gece yüzde 90’dan başladı gecelik swap uygulaması, yüzde 130-140 civarında seyretti. Tıkanması çok normal olan VİOP kaldıraçlı mekanizmadaki "oyun" da bitti.
Dolar yine kendi mecrasına yatırım yapanları sevindirdi…

Bir uzman arkadaşımız, önceki geceyle ilgili paylaşımında; “Türkiye piyasaları çelişkili sinyaller de veriyor. Türk bankalarının Londra ile işlemlerini sınırlaması sonrası rekor seviyelere yükselen gecelik ve haftalık swap faizleri hisse senedi, tahvil, CDS gibi varlıklarda sert kayıplara yol açarken Türk lirasını açık ara en çok değer kazanan para birimi yaptı” diye yazdı… Büyük bir yanılgıya düştüğünü anlamış olmalı. Çünkü erken bir karar verdiğini dün gördü…

Swap piyasasında yüzde 350’nin üzerine yükselen gecelik, yüzde 95’in üzerine çıkan haftalık faizler ürkütüyor beni… Türk halkının giderek zorlandığı ve taneyle sebze aldığını unutarak dev oyunlara girişenlerin gelip dayanacağı yer maalesef bu halk… Ödemelerini yaparken dönüp ‘vergi artışı, zam ve bazı harcamalardan kısıntı’ yapmak zorunda kalacak idare… Bazı acı reçetelere sarılacak ve hoşnutsuzluk artacak zaman içinde…

Borsadaki şirketlerin hisselerini almak için harekete geçenler de olabilir; Çünkü çok ucuzladılar… Bankacılık sektörü en çok kaybedenler arasında… Yeniden yükseliş için küresel risk iştahının güçlenmeye devam etmesi, Türk lirasındaki değer kazancının kalıcı olması ve swap faizlerinin normalleşmesi gerekiyor. Oysa böylesi bir ışık şimdilik görünmüyor…

Doların değerini 5.80’lerden 5.30’lara düşürmenin bedelini swap faizini yüzde 22’den yüzde 350’lere çıkarmak suretiyle ödedik. Bunu büyük bir başarı sanmayın sakın… Ödeme günü gelecek bir gün…

Yabancı yatırımcılar TL cinsinden yatırımlarını bozarsa diye korkuyorduk… Dün bozdular… Türk vatandaşlarının tahvil ve hisse senedine daha ucuza ulaşmasının önü açıldı… Ancak ne alan var ne de almak için kolunu oynatan!

Biz gerçeklere odaklanalım…

Uzun vadeli çözüm için ithalatı azaltmak şart dostlar… Bunun için de başta tarım ürünleri olmak üzere ülkede üretilebilir her ürünün yerli kaynaklardan yararlanarak üretilmesi gerekiyor. İthalat kartı çeken anlayış derhal terkedilmeli, TSE’li ürünlere yönelmeliyiz…

Şirketlerimizi de bu hengamede kaybedebiliriz… Dolara yatırım yapan bir takım insanlara yine kızarız belki ama asıl olan insanlarımızın geleceğe olan güvenidir…

O da kaybedilirse; belimizi doğrultamayız…