Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ya Kuryeler..?

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2020 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2020 00:05

-Alo; iki karışık bir süper pizza; adresi veriyorum…

-Bilmem ne market mi? Bana acele bir paket un…

-Sipariş vereceğim ama on beş dakikada gelmesi lazım acelem var da…

-Boş ver kıymalı patatese; söyle şuradan iki dürüm…

-Depo bir saate kadar gönderir ilacınızı merak etmeyin…

-Nerede kaldın birader acımızdan öldük…

-Ulan trafikte şunlara bi gıcık oluyorum ki…

-Ben bunu sipariş etmedim ki ! Al geri götür…

***

Yukarıdakilerden birini aynı cümlelerle olmasa da yakınları ile mutlaka  kurmuşluğunuz vardır; kurmuşluğunuz yoksa en azından duymuşluğunuz  vardır.

Bu cümlelerin asıl muhaptaları kuryeleri de görmüşlüğünüz elbette.

Hani o çoğu güvencesiz çalıştırılan, iş talimatı denilince sadece kaskları kastedilen, motorların bakımı iş çok bahanesi ile sürekli ertelenen, siparişi alanın hatasını müşterinin kapısında sinir olarak ödeyen, koruyucu  malzemeleri bir türlü tamamlanamayan, firmalarının masa başında yaptıkları zamanlamayı sahaya uydurmaya çalışan, iş başarısı sadece siparişi en hızlı şekilde teslim edip etmediği ile ölçülen, ‘Birileri sorarsa; paketleri arabayla götürüyoruz dersin' denilerek sigortasız çalıştırılan, çalıştıkları yerler her ne kadar belediyelerin denetimlerine tabi olsa da iş riskleri artarak devam eden, motorlarının zamanında değiştirilmeyen kabak lastiklerinden dolayı en ufak bir zemin ıslaklığında düşüp kafasını kolunu kıran, yöneticilerinin denetim anlayışları kask, eldiven ender de olsa dizlikle sınırlı kalan, iş yerlerinin müşterilerine verdikleri kısa süreli zaman taahhütlerini yerine getirmek için motoru at gibi kullanmak zorunda olan ama dizgin yerine gidona yapışan, trafik yoğunluğundan, hava durumundan vs den taahhüdün bozulmasına neden olunca da bedelini maaş kesintiyle ödeyen, yollarda araçlarını üzerlerine süren ruh hastalarından korunmaya çalışan, aralarında 15-16 yaşında çocukların ağırlıklı olan,açık adresini vermeyi bile beceremeyen müşterinin mahallesinde taşıdığını teslim edebilmek için dört dönen, gecenin ilerleyen saatlerinde sarhoş muhabbetti çekmek zorunda kalan,siparişini unutup gönderiyi iade etmeye uğraşanla uğraşan,trafik güvenliğini tehlikeye attıkları  gerekçesiyle birçoğumuzun hasım bellediği ve çok çok acı ama birileri aç kalmasın diye zaman zaman canından olan o Kuryeleri…

Şu salgın döneminde Hekimleri, Hemşireleri, Veterinerleri, Eczacıları sürücüleri dahil Paramedikleri, Aile hekimlerini, Reprezantları, Market Çalışanlarını bazılarını birden fazla olmak üzere yazdım da;

Ya Kuryeler..?

İşte onları yazmadım. Hepimizin hayatlarında artık inkar edilemeyecek bir olgu olan kuryeleri…

Bu ayıpta bana yeter.

Tesadüfen rast gelmesem ve Motorsikletli Kuryelerin araçlarının onarım ve bakımı yapan Arslan Tuncer’i tanımasam kuryelerle ilgili bilgisizliğim hala devam ediyor edecekti.

O yüzden bu ayıbımı gidermem de bana Motorsikletli Kuryeler ile ilgili bilgi ve fikir veren Arslan kardeşe de teşekkür etmem gerekiyor.

Sayesinde artık kuryelerin sadece getir götür işlerine bakan isimsiz emekçiler olmadıklarını biliyorum.

Bir de kentimizde 2013 yılından bu yana başkanlığını Turgut Ay’ın yaptığı Bursa Motorlu Kuryeler Derneği olduğunu…

Turgut bey ile şimdilik yüz yüze görüşme olanağım olmadı; ancak telefon konuşmamızda söylediklerinin öznesi kuryeliğin halen bir meslek dalı olarak tanımlanmamış olduğu idi.

Durum böyle olunca da kuryelerin yargısız infaza tabi tutulmaları da son derece olağan karşılanıyor  tabi.

Aşağıda ki paragrafı onların sosyal medya hesaplarından aldım.

Düşündüm ki varlıklarını çok iyi bildiğimiz ama motorlu çocuklar deyip geçtiğimiz emekçileri kendi cümleleri ile daha rahat anlatabilirim…

Diyorlar ki;

‘’Biz yoğun şehir trafiğinde, yaz kış demeden gönderilerinizin yerine ulaşmasını sağlayanlarız. Her şartta taşıdığımızın önemini biliriz, trafik ve hayat kurallarına uyarız. Çünkü önce insanız. İşimizi yaparken onunla en üst seviyede konsantrasyon sağlarız. Bu sayede de hem paramızı hak ederiz, hem de mesleğimizi doğru yaparız. Bir parça ekmek kavgasıdır işimiz, yolunuza engel değildir. Saygılı olana sonsuzdur saygımız. Hepimiz aynıyız aslında; bizim de tıpkı sizin de olduğu gibi evde bekleyen ailelerimiz, çocuklarımız var ve yollar hepimizin.’’

Bu gözle bakınca hiçte haksız değiller diyen kaç kişi var aranızda bilemiyorum ama, hadise düşündüğümüz gibi sanmanın çok çok ötesinde.

Genelleme yapılamasa da insanlar nedense hizmet sektöründe çalışanlara karşı daha müdanasız ve acımasızdır. Onlarla empati kurmak yerine dalaşmayı seçerler.

Kim bilir bunun altında yatan en büyük neden belki de,bu sektörde çalışanların çıtasını çok yükselttikleri iyi niyetlerinden ve o gerçekliği tartışılır  koşulsuz müşteri memnuniyeti algısından kaynaklanıyordur.

Çokça da ekmeğin artık ağzını geçtim, aslanın midesinde bile olmamasından tabii.

Benim garsonlara, kasiyerlere, market görevlilerine, temizlik işçilerine karşı insanlık sınırlarını zorlayıcı davranışlara tanık ve müdahil olmuşluğum çoktur mesela.

Konuyu irdeledikçe gördüm ki bu saydıklarımın arasına kuryelerde sıklıkla giriyorlarmış.

Sanırım öncelikle şunu bilmemiz ve kabul etmemiz gerekiyor ki;

Hekiminden, öğretmenine, gazetecisinden, esnafına, elemanından kuryesine her ne iş yapıyorsak yapalım hepimizin ortak önceliği kendimizi ve ailelerimizi ayakta tutabilmek.

Makam, mevki, unvan vs teferruat.

Sadede geleyim artık;

Diyorum ki motorunda taşıdığı ne olursa olsun hiç birini ayırmadan onları gördüğünüzde ‘’acaba ben olsaydım bu işi yapabilir miydim?’’diye bir kez olsun soruverin kendinize.

Verdiğiniz yanıtın kuryeler için yaşamsal değer taşıdığını da unutmayınız ama.

Çünkü onların yaptıkları kazandıkları azıcık paralarla mesaiden çok sosyal hizmet.

Elbette kurye çalıştıran ve işi gereği gibi organize ederek yürüten kurumsal firmalar da vardır da,sayıları ne kadardır onu bilemem.

Son olarak yazı ile ilgili araştırmayı yaparken hemen her kaynakta bahşiş meselesine de değinildiğini gördüğümü belirteyim. Anladığım kadarı ile  kuryelerin dünyasında bahşiş maaştan ziyade ciddi bir emek karşılığı.

Evet artık her neyin siparişini veriyorsak fiyatı ederinin en az iki katı kabul de,bizim bir de atalardan yadigar biri ile bini bir olan bu bahşiş geleneğimiz var ya, onun esas değeri ruhumuza verdiği huzur.

Denemeyen varsa denesin; her ne sipariş etmişse, içine bir başka sindiğini görecektir.

Gayri resmi çalışanlarının resmi çalışanlarına oranla kat be kat fazla olan bu iş kolunun meslek sayılması için yapılan tüm çalışmaları yürekten destekliyor, evrağından ilacına,lahmacunundan pizzasına ne istiyorsak getirmek için işlerini deyim yerindeyse demeyeceğim çünkü yerinde; kelle koltukta icra eden tüm kuryeleri saygıyla selamlıyor ve özellikle salgın sürecinde gerçekleştirdikleri geceli gündüzlü cansiperane faaliyetlerinden dolayı Bursa Motorsikletli Kuryeler Derneği’ni Fark Yaratanlar 2020 Ödül Töreni’ni  ne zaman yapacaksak o zaman sahneye çağırmak üzere not alıyorum.

Yıllardır boşuna demiyorum;

‘‘Her değer bin emek’’

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.