Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Volksvagen değil Volkswagen!

Yazının Giriş Tarihi: 05.07.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.07.2019 00:04

Daha ‘Volkswagen’ yazmasını beceremeyenler var Bursa’da. Bilanço okuyamayan, eline gelen bilgileri anlamayan, kentin gelişme aksında arsa peşinde koşan, elektronik postasında biriken iletileri okuma zahmetinde bulunmadığı için her şeyi sözlü olarak isteyen iş insanların var…  

Geçen yıl 26 bin girişimci bir başka ülkeye gitti. Giderken yanında bilgi de götürdü… 242 bin insanımız bir başka ülkeye yaşamaya, yerleşmeye gitti. Giderken anılarını da beraberinde götürdü. Gidenler çoğunlukla üniversite mezunuydu…

Bursa, tarihi boyunca vurduğunda her yerinden ses gelen, bunca olan bitenden bihaber insan grubuyla ilk kez karşılaşıyor…

Dönelim konumuza…

Demeç gazeteciliği” yaparak, gazeteciliği asıl işlevi olan ‘sorgulama, kamu adına denetim ve kamuyu aydınlatma’ işlevinden uzaklaştırma sevdalıları, gerçekleri karartmaya devam ededursun; eğer gereken üst düzey görüşmeler zamanında yapılmazsa Alman otomotiv devi Volkswagen’i kaptırabiliriz

Hem de İzmir’e, Mersin’e ya da Kocaeli’ne falan değil… Avrupa’nın tampon ülkesi Bulgaristan’a!

Neden mi…

Çünkü adamlar bedava yer, nitelikli çevre, uzman çalışanlar, bedava elektrik, bedava su, kaliteli yaşam evleri, yasal serbestlikler ve üzerine 2 milyar dolarlık ‘ek yardım’ sözü verdiler de ondan…

Neden mi…

Çünkü onlar Avrupa Birliği üyesi de ondan…

Neden mi…

Çünkü sen iç piyasası istikrarsız olan bir ülkesin de ondan…

Neden mi…

Çünkü sen insan hakları, basın özgürlüğü, dünyada en çok gazeteci tutuklayan ilk 3 ülkeden birisin de ondan…

Neden mi…

Çünkü senin sendikalaşma oranın çok düşük de ondan…

Neden mi…

Çünkü senin ülkende eğitim düzeyin yerlerde de ondan…

Daha onlarca dezavantajımız var…

Sen, kendini dev aynasında gören yöneticilerinle müsemmasın…

Gerçekleri, sadece ve sadece gerçekleri görmelisin…   

Doğruları söyleyeceğime, yazacağıma, halkı aldatmayacağıma, şeffaf ve denetlenebilir gelirlere sahip olacağıma, insanları; renk, dil, din ve cebindeki paraya göre sınıflandırmayacağıma, her ne koşulda olursa olsun sadece insan kalacağıma…” diye başlasak hayata… Sözümüzü de tutsak, içselleştirsek…  

Ne güzel temenniler…

Hakimlerin cübbelerinde düğme olmamasının nedenini biliyor mu Türk halkı… Yüzde 10 biliyorsa ne mutlu…

Toprakları icra yoluyla haczedilen köylünün çektiği iç sancının farkında mı halk…

Çocuklarına çikolata götüremeyen babanın içine düştüğü açmazın ne olduğunu biliyor mu halk…

Volkswagen için sunulan kolaylıkları kıskanan ‘yerli otomobil üretme sevdasındaki girişimci’ ne yapsın şimdi…

Sen dostum, rahat rahat uyuyor musun yoksa…

Halk çok güzel uyuyordu uyandırmaya kıyamadım…” diye yazan aydının var senin… İçi halkı için yananları anlamayan faşistin var… Çorum’da, Sivas’ta, Kahramanmaraş’ta zuhur eden kalabalıklar neyin nesi… “Yakın la yakın” diye haykıran kadın anne olabilir mi mesela… Çocuğuna annelik yapabilir mi?… O çocuk yerli otomobil, uçak, helikopter, gemi, ilaç için ne yapması gerektiğini öğrenebilir mi?… Beyni yanmazsa eğer insanlık için kullanabilir mi…?

Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirebilir mi işleri…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.