Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Veririm… Veremezsin…

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2015 01:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2015 01:10
 

Geldik zurnanın zırt dediği yere…

Partiler birer birer seçim bildirgelerini açıkladılar.

Artık seçime çeyrek var.

Ortalık toz duman; asgari ücretin yetersizliğinden, bankaların toplum üzerindeki vahşi hegemonyalarına, çözüldükçe dolanan çözüm sürecinden, yoksulluk parantezindeki yolsuzluklara dek onlarca vaat uçuşuyor seçim meydanlarında. Bazı partiler zaman zaman kantarın topuzunu da kaçırıp, vaatleri ülke gerçeklerinden uzak romantik söylemlerin çıkmaz yoluna sapsa da özellikle CHP ve MHP’nin ekonomi tandanslı söylemlerinin halk arasında mesafeli olsa da kabul gördüğü de aşikar. Her iki parti de seçim bildirgelerinin çatısına ulusal refah bayrağını çekmişler. Ayrıntılarda farklılık gösterse de ikisinin de, hayata geçirmeyi taahhüt ettikleri politikalar çok farklı değil. Her iki partide bu seçimlerde gerçekten iktidarı istediklerini ilan ediyorlar ve belki de son yılların en etkili muhalefetini sergiliyorlar.

Partilerin seçim vaatlerini biraz da tersten okumak gerek diye düşünüyorum. Çünkü her vaat aslında çoktan aşılmış olması gereken bir sorunun ya da durumun halen çözülemediğinin bir kanıtı. Partilerin ivedilikle çözmeye karalı oldukları her konu temelde Türk insanının en güçlü mağduriyetlerini işaret ediyor.

İşçiden, memura, emekliden, öğrenciye kadar toplumun her katmanı partilerin ileri sürdükleri tüm projeleri ciddiyetle izliyor ve tartışıyor. Bazı vaatler daha şimdiden espri konusu yapılsa bile inanıyorum ki herkes içinden “Ya yaparsa?” sorusunu soruyor kendisine. Eminim bu soru iktidar seçmeninin de seçime dair sorularının içerisinde yer alıyordur. Çünkü eğer muhalefet partileri iktidar olur da söylemlerini gerçekleştirirlerse sosyoekonomik durumları nedeni ile bundan en çok faydayı görecek olanların başında geliyorlar.

Gerçi vaatler ‘veriririm, vereceğim’ bağlamında ele alınınca, toplum-hükümet ilişkisi ne denli sağlıklı işleyebilir düşünmek lazım. İnsanımız sürekli kendisine bir şeyler verecek partilerin arayışında olduğu sürece oyunu hangi kriterlere göre kullanacaktır bilinmez. Örneğin bir parti asgari ücreti 1.800 TL’ye çıkartırken, diğer taraftan ülkenin bütünlüğüne kasteden faaliyetler içerisinde bulunuyorsa seçmen oy verirken neyi baz alacak? Cüzdanını mı düşünecek, ata yadigarı vatan topraklarını mı?

Demem o ki, seçim seçen için çok daha önemlidir. Artık aileden A partili, B partili olma zamanı bitmiştir. Verilen her oy çok hassas vicdan terazisinde tartılıp, farkındalık zarfına konularak kullanılmalıdır. Eğer parti bildirgeleri yıllar sonra bile aynı konuların üzerine odaklanmışsa, ortada endişe edecek gerçekler var demektir.

Seçim 2015’in hem iktidar hem de muhalefet açısından zorlu bir sınav olacağı kesin. Bir taraf 12 yıllık icraatının toplum tarafından bir kez daha ibrasını amaçlarken, diğer taraf bu ibranamenin halk tarafından imzalanmamasını hedefliyor. İşte her iki tarafında referansı seçmenin önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor.

Türkiye pek çok sorunu birlikte yaşayan bir ülke. Ulusal güvenliğinden, ekonomik yapısına kadar yüzlerce konu hiç düşmeksizin daima gündeminde. Bu yorucu gündem yoğunluğu Türk insanının artık seçimi çok daha ciddiye almasını gerektiriyor. Hiç birimizin adam sendecilik lüksümüz yok. Her seçimin gelecek kuşakların yaşayacağı ülkeyi şekillendirdiği gerçeğini de unutmamak gerekiyor.

Dilerim Haziran seçimleri partilerin “Veririm-veremezsin” atışmalarından çok ötede ufuklar açar ülkemize.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.