Sosyal medya da ‘Neleri öğrendik’başlığı altında pek çok paylaşım yapılıyor.
İçlerinde sokağa çıkmanın bile bir ayrıcalık oluğundan,parklarda bahçelerde dolaşmanın önemine kadar yok yok.
Siyasi mesajlar içerenleri de var,işi duygusala bağlayıp mahrumiyet edebiyatı yapılanları da.
Evet şu salgın esnasında gerçekten de zaten varlığını yakınen bildiğimiz pek şeye başka bir gözle bakmayı öğrendik buna hiç şüphe yok.
Ama şu anda işlevlerini sürdüremeyen bir grupta,normal zamanlar da müşterilerinin ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorlar ve sanırım durumdan en büyük dersi de bu grup çıkartacak.
Kimler onlar ?
Müşterinin gerçekten velinimet olduğunu müşterileri sokaklardan çekilince anlayanlar.
Öyle tek tek ayrılmaları da mümkün değil.
Çünkü hemen her sektörde varlar.
Mesela;
Bir bardak çayı nasılsa içiyor diye müşterilerine dört-beş liraya satanlar
Canlı maçları elli liraya izletenler
Elli gram etli bir porsiyon yemeği,kebabı vs yi yine kırk beş liraya masaya koyanlar
Her şey dahil konseptindeyiz deyip faturaya sonuna kadar abananlar
Halka açık fiyat listelerini değiştirmeye bile üşenip sürekli keçeli kalemlerle güncelleyenler
Yırtık parayı katlayıp sağlamlarla birlikte müşteriye ka (pardon) verenler
Süte su katan ve dahi suya süt katanlar
Gelişi bu kurtarmaz,git başka yerden al diye azarlayanlar
Fiş istendiğinde yüzü limon yalamışa dönenler
Son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin tarih kısımlarına alakasız etiketler yapıştıranlar
Sattığı ürünün garantisini sorulduğunda garanti benim diye racon kesenler
Ayakkabı sipariş edene patlıcan gönderenler
Darayı çırak çıkartıp tartıya dahil edenler…
Saymaya devam edersem yazı dizisi çıkar.
Elbette bu bir genelleme değil.
Dürüst esnafımızı ve işletmecimizi tenzih ettiğimi söylememe gerek bile yok.
Ancak eminim ki Korona virüs en çok bu saydığım ve sayamadıklarıma öğretiyor müşterinin velinimet olduğunu.
Şimdiler de onlar sokaklar değilseler bile vergilerinden kesilenlerle,bağışları ile normal zamanlarda kendilerini yontmayı adet edinenlere yine destek oluyorlar.
Bu gün Ramazanın ilk günü.
Velinimetin kutsallığını bir ay boyunca ve bayram süresinde daha da iyi anlayacaklar.
Peki virüs ortadan çekilip hayat normale dönünce bu anladıklarını unutacaklar mı?
Onu da göreceğiz de
Ben pek umutlu değilim.
Neyse;
Ramazanınız mübarek sağlığınız daim olsun sevgili okurlarım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Velinimet
Sosyal medya da ‘Neleri öğrendik’başlığı altında pek çok paylaşım yapılıyor.
İçlerinde sokağa çıkmanın bile bir ayrıcalık oluğundan,parklarda bahçelerde dolaşmanın önemine kadar yok yok.
Siyasi mesajlar içerenleri de var,işi duygusala bağlayıp mahrumiyet edebiyatı yapılanları da.
Evet şu salgın esnasında gerçekten de zaten varlığını yakınen bildiğimiz pek şeye başka bir gözle bakmayı öğrendik buna hiç şüphe yok.
Ama şu anda işlevlerini sürdüremeyen bir grupta,normal zamanlar da müşterilerinin ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorlar ve sanırım durumdan en büyük dersi de bu grup çıkartacak.
Kimler onlar ?
Müşterinin gerçekten velinimet olduğunu müşterileri sokaklardan çekilince anlayanlar.
Öyle tek tek ayrılmaları da mümkün değil.
Çünkü hemen her sektörde varlar.
Mesela;
Bir bardak çayı nasılsa içiyor diye müşterilerine dört-beş liraya satanlar
Canlı maçları elli liraya izletenler
Elli gram etli bir porsiyon yemeği,kebabı vs yi yine kırk beş liraya masaya koyanlar
Her şey dahil konseptindeyiz deyip faturaya sonuna kadar abananlar
Turistik işletme ayağında müşterisini oraya geldiğine geleceğine pişman edenler
Beş dakikalık otoparklardan bile günlük park bedeli tahsil edenler
Hizmetini üzerine kuş konduruyormuşcasına iki katı tarifelerle verenler
İşçisinden kısıp etikete abananlar
Bir gözü televizyonda döviz paritesini izleyip anında fiyat değiştirenler
Krizi bahane edip keriz arayanlar
Öğrenciyi-hastayı müşteri belleyenler
Yağmur var trafik tıkalı mealinden bahanelerle yolcu seçenler
Tatil yöresidir kaldırır diye tatilcinin ümüğüne basanlar
Löküs Restouran pozunda müşterinin yediğini içtiğini gırtlağına dizenler
Yalapşap yıkadığı aynı bardakla defalarca çay servisi yapanlar
Vadeli satışlarda vade farkını asıl fiyata eş tutanlar
Ayıplı mal satıp geri al deyince atarlananlar
İndirim yapıyormuş gibi, hesap makinesine çat çut sesler çıkararak rastgele basanlar
Ürüne zam geleceği haberini aldığında eldekini zam gelmeden satmayanlar
Halka açık fiyat listelerini değiştirmeye bile üşenip sürekli keçeli kalemlerle güncelleyenler
Yırtık parayı katlayıp sağlamlarla birlikte müşteriye ka (pardon) verenler
Süte su katan ve dahi suya süt katanlar
Gelişi bu kurtarmaz,git başka yerden al diye azarlayanlar
Fiş istendiğinde yüzü limon yalamışa dönenler
Son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin tarih kısımlarına alakasız etiketler yapıştıranlar
Sattığı ürünün garantisini sorulduğunda garanti benim diye racon kesenler
Ayakkabı sipariş edene patlıcan gönderenler
Darayı çırak çıkartıp tartıya dahil edenler…
Saymaya devam edersem yazı dizisi çıkar.
Elbette bu bir genelleme değil.
Dürüst esnafımızı ve işletmecimizi tenzih ettiğimi söylememe gerek bile yok.
Ancak eminim ki Korona virüs en çok bu saydığım ve sayamadıklarıma öğretiyor müşterinin velinimet olduğunu.
Şimdiler de onlar sokaklar değilseler bile vergilerinden kesilenlerle,bağışları ile normal zamanlarda kendilerini yontmayı adet edinenlere yine destek oluyorlar.
Bu gün Ramazanın ilk günü.
Velinimetin kutsallığını bir ay boyunca ve bayram süresinde daha da iyi anlayacaklar.
Peki virüs ortadan çekilip hayat normale dönünce bu anladıklarını unutacaklar mı?
Onu da göreceğiz de
Ben pek umutlu değilim.
Neyse;
Ramazanınız mübarek sağlığınız daim olsun sevgili okurlarım.