Kadının toplumsal yerini en iyi okuduğumuz topraklardır Anadolu. Yüzyıllara meydan okuyan eserlerin ama mimarisinde ama meydana getirilişinde her daim kadın var olmuştur. Nene Hatun ile tarihsel bir boyut taşıdığımız Milli Mücadele dönemimizden tutunda Osmanlı'ya hatta Selçuklu'ya kadar uzanır Anadolu kadının üstün emeğinin başarıları. Osmanlı medeniyetinin yapı taşlarından olan Vakıf hizmetlerinde de kadının izlerini tarihsel süreçte görebiliyoruz. Ve hatta dünden bugüne ayakta kalan eserlerle yaşamak mümkün bu tarihi anları. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımları ile gerçekleştirilecek "Vakıf Kuran Kadınlar" temalı Vakıflar haftası etkinliği için Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde olacağım. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu tamamlanan 250 eserin toplu açılış porgramına Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu'nun davetleri üzerine katılım gösteriyorum. Elbette benimle birlikte Bursa'dan yoğun bir basın gurubu programda hazır bulunacak. Bende programa giderken biraz araştırma yapmak ve de tarihimizi incelemek ihtiyacı duydum. Vakıf Medeniyetine ilişkin yaptığım araştırmalarda bu hizmette öncülerin sanıldığı gibi yalnız erkekler olmadığını gördüm. Bulundukları dönemde kadınlar hayır yarışına geniş ölçüde katılmış günümüze kadar devam eden eserler bırakmışlar. Ve yine Hanım Sultanlar, servet sahibi kadınlar ile birlikte orta halliler, kendileri fakir fakat gönülleri zengin olanlar da üzerine düşeni yapmışlar. Elbette bu vakıfların günümüzde en çok bilenleri arasında Bezm-i Alem Valide Sultan, 7 Sofralı Sekine Hatun, Fatma Ana Vakıfları yer almakta. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde kayıtlı ortalama 26 bin 798 vakıf mevcut. Bu kayıtlara göre 2 bin 309 Osmanlı kadının adı bin 44  kadının vakfiyesi bulunmakta. Peki Türkiye'de kadın dediğimizde ne durumdayız? Ne kadar başarılı iş kadınımız var? Kadın Milletvekili veya siyasetçi ya da bürokrat oranımız nedir?

Yeni sistemde kadın ne olacak?

Türkiye'nin kuruluş dönemlerinden bugüne kadın her daim öncü değer oldu. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara yönelik kazandırdığı onlarca hak ile Türkiye Cumhuriyeti muasır medeniyetler arasında yükselerek yer buldu. Günümüzde ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başı açık ve kapalı kadın ayrımına son veren uygulamaları sonrasında kaymakamlıklardan başlamak üzere çoğu makamda kadın yeniden değer kazandı ve yer buldu. Ve yine Sayın Emine Erdoğan ile Sümeyye Erdoğan tarafından gerçekleştirilerek hayata geçirilen onlarca proje sayesinde kadınlarımız ve genç kızlarımız geleceğe daha güçlü bakar hale geldiler. Ve yine kadınların kurduğu vakıflarda da artışlar gözlemlendi. Ak Parti'nin öncülüğünü çektiği Başkanlık sistemi ile Yeni Türkiye sürecinde elbette kadının yerini hem ulusal hemde kentimiz açısından değerlendirmemiz gerekiyor. Bursa'da kadın milletvekili sayısını yeterli bulmadığımı söyleyerek söze başlayabilirim. Ak Parti'de 2, CHP' de 2 olmak üzere 3 milyonluk Bursa'nın 4 kadın milletvekili var. Yeni sisteme göre Bursa 2 seçim bölgesinden oluşuyor ve acaba her parti her bölgeden en az 2 kadın milletvekili adayı göstererek bu sayıyı kent bazında en az 4'e ulaştırabilir mi? Açıkçası Ak Parti'de bu mümkün. Ak Parti'nin engelli kadın Milletvekili Bennur Karaburun başarılı çalışmaları ile uzun dönemdir kendinden bahsettiriyor. Yine genç ve teşkilat içerisinden 2 ayrı kadın ile 1 bölgeden 3 ve yine diğer bölgeden de en az 2 kadın olmak üzere toplamda Bursa'da en az 5 kadının Ak Parti'den Milletvekili yapılması mümkün. Ak Parti Bursa Kadın Milletvekilleri arasında gündeme oturanlar Gülten Kapıcıoğlu, Sümeyye Aslan, Halide Serpil Şahin, Mine Yamanlar diyebiliriz. Ak Parti'nin ısrarlı değişim ve dönüşüm sürecinde elbette kadın milletvekilleri ile sahada göstereceği başarıyı da Ankara'nın dikkate alacağına inanıyorum. Ve tam da burada geçtiğimiz yüzyılda Cumhuriyeti kuran, önceki yüzyıllarda vakıflar ile medeniyet kuran Anadolu kadınının 21'nci yüzyılda Yeni Türkiye'nin mimarisine ve var oluşuna katacağı izleri ve yükselteceği değeri iyi okumamız gerekir diye düşünüyorum.