Görmekteyiz ki, milletvekili listelerinin açıklanmasına sayılı günler kala herkesin kafası karışık. Bir yanda yükselen döviz kuru diğer yanda akaryakıta üst üste gelen zamlarla piyasalar zor günler yaşıyor. Ve elbette katil İsrail'in bombaları ve katliamları ile can veren onlarca masum... Türkiye'nin elinin daha fazla güçlenmesinden rahatsız olan İsrail ve sözde müttefik özde terörist eğitimcisi Amerika, kaos senaryolarını ekonomi merkezli derinleştirmeye başladılar. Türk Silahlı Kuvvetlerinin özgün ağırlığını 15 Temmuz sonrasında da hafifletemeyen çaylaklara karşı elbette Türk Milletinin gür sesi karşılık olarak yetiyor. Türkiye'nin 24 Haziran günü gerçekleştireceği seçim birçok açıdan önemli. Elbette şuan ekonomi zar zor nefes alıyor, elbette krediler, hacizler ve daha fazla sorun ile piyasalar can çekişiyor. Anadolu topraklarına top ile tüfek ile ihanet şebekeleri ile sahip olamayanlar, şimdide ellerini ekmeğimize atmış durumdalar. Hali hazırda Türkiye'nin içerisinde bulunduğu buhranlı süreci sokağa çıktığımızda anlamak mümkün. Ve elbette millet seçimini iyi yapmak zorunda. Peki ya Ankara? Hükümetin bir yanda gecikme zamları adı altında kesilen ceza faizleri dahil vergi, sgk ve diğer kamu borçlanmalarına ilişkin faiz alımları ve yine yeni yasalarda var olan yeni faizli taksitlendirmelere ekonomik çöküşe sessiz kalması büyük yanlış! Vatandaş bankaların elinde can çekişiyor. İcra dairelerinde dosya koyacak yer kalmadı. Ve parasızlıktan boşanmalar artıyor. Aileler dağılıyor. Toplumun sosyal yapısı bozuluyor. Hırsızlık, dolandırıcılık ve uyuşturucu suçları ile gasp ve tehdit suçlarında yükseliş var. Belediyeler borç batağında dip noktada iken, sosyal belediyecilik adeta kurşuna dizilmiş durumda. İşte böyle bir dönemde Ankara'nın Milletvekili listelerini çok iyi hazırlaması ve halka doğru isimlerle inmesi şart. Türkiye'nin 25 Haziran sabahına huzur, istikrar ve güven ortamında uyanması adına Milletvekili listeleri hem iktidar hem muhalefet açısından çok önemli. Ve yine milletin cezaevlerindeki mahkumlara af hususuna sıcak bakmadığını da belirtmekte fayda var. Ankara'nın yeni Türkiye'nin mimarisi için yürüteceği seçim süreci fazlasıyla önemli. Özellikle Cumhurbaşkanı Adayları arasında süre gelen seçim maratonunun çok soğuk geçtiğini kabul etmekte fayda var. Vatandaşlar kendilerine ulaşmayan Cumhurbaşkanı Adaylarının ne zaman sahaya ineceğini merak ediyor. Ve elbette özellikle Ak Parti'de listeler açıklanıncaya kadar Milletvekili Aday Adaylarının yerlerinde oturuyor olması fazlasıyla manidar. Ak Parti'de başvuru sayısının yüksek olduğu Milletvekili Aday Adaylığı süreci sonrasında sahada adeta yeller esiyor... Ancak herkes adının listede olup olmayacağını merak ediyor ve ona göre sahaya inip inmeme hazırlığı yapıyor.

Kimse proje üretemiyor mu?

Ak Parti Ankara mülakatları sonrasında gündeme geldi 'proje' hususu. Ak Parti Milletvekili Aday Adaylarına genel merkez tarafından oluşturulan mülakat komisyonu 'projeleriniz nelerdir' diye soru yöneltti. Elbette herkes kendince çeşitli cevaplar verdi komisyona. Peki, Türkiye'yi yönetmeye talip partilerin bir projesi yok mu? Tüm siyasi partilerin 25 Mayıs Ak Parti Milletvekili Aday tanıtımına kilitlendiğini görünce kimse proje üretemiyor mu diye sormak farz oldu. Türkiye'nin ekonomik dar boğazdan çıkması için hiçbir Cumhurbaşkanı Adayının veya muhalefet parti lideri ile Milletvekili Aday Adayının projesi yok mu? Otoyol gişelerinden alınan fahiş ücretlerden tutun da, artan yüksek vergi yükü, döviz kurlarındaki durdurulamaz yükseliş, 2 günde bir gelen akaryakıt zamları karşısında iktidarın karşısında duranların söyleyecek somut projeleri veyahut sözleri yok mu? Banka kredi borçluları ile KKB sicil mağdurları başta olmak üzere piyasalarda tükenen nakit ile ilgili herkes sessizliğini koruyacak mı? Ak Parti başta olmak üzere siyasi partilerin kesin listelerini açıklamalarına günler kala belki de en önemli soru işareti bu diyebiliriz. Vatandaş ile iç içe olamayan, vatan millet siyaseti yapıp memlekete dair proje üretemeyenlerin var olacağı listelerle Türkiye'nin aydınlık bir geleceğe kavuşmasını beklemek ise, Ağustos'ta kar yağmasını beklemek gibi...