Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk futbolu ve Şenol Güneş

Yazının Giriş Tarihi: 23.11.2014 02:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.11.2014 02:27


Bilmem farkında mısınız ama son günlerdeki açıklamaları ve çıkışlarıyla Bursaspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, balçığa dönen günümüz futbol ortamında adeta parıldıyor. Güneş’in açıklamalarında ortaya koyduğu futbol felsefesi ve duruşu, bugünü düşünen at gözlüklü yönetici ve futbol adamlarının işine gelmese de, bu duruş gelecekte kurulması gereken ortam için yol haritasını ortaya koyuyor.

 

Güneş’in açıklamaları

Daha önceki yazılarımda sıkça vurguladığım gibi sportif ve idari açıdan çok kötü bir sezon geçirerek çöküş sürecine giren Bursaspor, yönetim değişikliği ve ardından Şenol Güneş’in göreve gelişiyle tekrar toparlanmaya başladı. Geçen haftaki yazımda takımın geldiği noktayı istatistikleri paylaşarak vermiştim fakat bu hafta asıl vurgulamak istediğim o sportif başarının ardındaki futbol felsefesi.

Şenol Güneş’in gerek kariyeri, gerekse de adamlığı bir sporsever olarak zaten yıllardır hepimizin malumuydu lakin o parlak kariyerli hocanın arka planını şehrimize geldikten sonra daha iyi görmeye başladık. Mesela anladık ki, hocanın o sakin ve mütevazı duruşunun altında haksızlığa dayanamayan ve yapılan haksızlıklar karşısında içinde fırtınalar kopan bir insan var.

Ben yıllardır maç öncesi ve sonrası yaptığı dengeli ve dozunda açıklamalarla kulübün hakkını bu kadar savunan bir teknik direktörümüz olduğunu hatırlamıyorum.

 

Güneş’in futbol felsefesi

Bakın Şenol Hoca’nın açıklamalarından yola çıkarak futbol felsefesi hakkında fikir edinmeye çalışalım…

Mesela ligin ilk 9 haftasında en çok ceza verilen kulüp (330 bin TL) Bursaspor olunca ne diyor Güneş; “Dengeleri, adaleti koymazsanız, gücünüze göre keyfi kararlar verirseniz, ne huzuru, ne barışı, ne de mutluluğu bulamazsınız. Bugün taraftarı, yarın hiçbir şeyi bulamazsınız. O sözler söylenmez. Katılıyorum ama öyle şeyler oluyor ki, onlara müdahale etmeyip bunlara ceza veriyorsanız sizin amacınız üzümü yemek değil, bağcıyı dövmek. Balıkesirspor maçındaki güzelliği liglerde hiç görmedim ama o maçtan da ceza aldık. Kendi sahamızda, tribünde seyirci yok. Ondan bile ceza yazmayı düşünen temsilciler var."

Güneş, devamında da temsilciler için; “Yanlışlarla doğruları karıştırıyorlar. Samimiyetle, iyi niyetle gelen sayısı az olan taraftarımız var. İki maçtır küfür de duymadık. Ben de neden ceza aldığımızı anlamadım. O zaman Passolig’e, kanun çıkarmanıza gerek yok. Siz oradan zaten kararınızı veriyorsunuz. Bu gidişle tribünlere Türk futbolunu izlemek için seyirci gelmeyecek."

Şimdi bir not da ben ekleyeyim, ilk 9 haftada saha olayları ve kötü tezahürattan Bursaspor 330 bin TL ceza alırken, Beşiktaş 225 bin TL, Trabzonspor 145 bin TL, Galatasaray 125 bin TL, Fenerbahçe 50 bin TL ceza alıyor ve bunun adına da adalet deniyor. Yıllardır Türkiye’deki futbol ortamını izleyen bir gazeteci olarak şunu açıklıkla söyleyebilirim; ülkemizdeki statlarda yaşanan kötü tezahürat vakası normal maçlarda üç aşağı beş yukarı aynı ortalamadadır. Aradaki ceza farkları ise renklere ve gözlemcilere göre değişkenlik gösteriyor. 

 

Futbolun içler acısı hali

Beşiktaş’taki başarısızlığı TFF başkanlığıyla ödüllendirilen! Yıldırım Demirören, tam da kendinden bekleneni yaptı ve ‘futbolu batıracak’ diyenleri mahcup etmedi. Hiç unutmuyorum TFF’ye başkan olduğunda Beşiktaşlılar, ‘Biz kurtulduk, şimdi Türk Futbolu düşünsün’ diyordu. Haksız da çıkmadılar. Demirören yönetimindeki TFF, işi öyle bir noktaya getirdi ki, boş statlarda seyirci tezahüratı yerine futbolcu ve teknik heyetin aralarında yaptıkları konuşmaları duyduğumuz maçları izliyoruz. Passolig inadı ve yapılan onlarca hatalı iş sonrası olay bu noktaya geldi ama aynı federasyon milli maç olunca passolig uygulamıyor. Demek ki, kendileri de bu uygulama geçerliyken statların boş kalacağını biliyor.

Yine bu konuda da hocamızın dediklerine bakalım, “Seyircinin gelmemesi için birçok neden var. Passolig tam olarak ne olduğunu, ne işe yaradığını biz bile bilmiyoruz.”

Sonuç olarak bugün içerisinde olduğumuz ortam tam bir gayya kuyusu! Böyle bir ortamda Şenol Güneş’in yaptığı çıkışlar bazı baronları rahatsız etse de, bizim gibi bu işlerden rahatsızlık duyanlar için bir umut ışığı oluyor.

 

Bursaspor’un mental hedefi

Şenol Güneş’in Fenerbahçe maçı öncesi söyledikleri Bursaspor’un bundan sonraki mental hedefi için de bizlere önemli ipuçları sunuyor. Güneş, “Futbol ayakla oynanan bir oyun ama aklımızı kullanarak oynuyoruz. Hiçbir zaman ayak oyunu olmadığını bilmemiz gerekir. Oyun içinde oyun aramak doğru değil. Her türlü başarı önemli ve değerlidir ama hiçbir başarı insandan daha önemli değildir. Şampiyonluk, sonuç almak, bunlar da önemlidir ama ondan önemli olan, yaşamak ve değerler yaratmaktır. Futbol toplumsal bir olaydır, hiç kimsenin malı değildir, öyle de olmamalıdır. Mevcut kurallar işlemeyip de yeni kurallarla çözüm ararsanız aslında çözümsüzlüğe gidersiniz” diyor.

Bu prensipler sportif başarılarla beslenir ve istenilen ortam yakalanırsa, herkesin gıpta ettiği bir Bursaspor’a kavuşabiliriz. Yarınki Fenerbahçe maçı da en önemli sıçrama tahtalarından biri. Yenilirsek dünyanın sonu değil elbette ama eğer yenersek çok güzel ve güneşli günlerin başlangıcı olacak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.