Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Topyekün Mücadele (!)

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2018 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.11.2018 00:03

Biliyor musunuz?

Ekonomik güven endeksi yüzde 9,1 artmış.

Endeks Ekim ayında 67,5 iken, Kasım ayında yüzde 9,1 oranında artarak 73,7 olmuş.

Kim demiş TÜİK demiş.

Oturmuş hesaplamış kurum; ekonomik güven endeksindeki artışın, tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandığını da saptamış..

‘’Tüketici Güven Endeksi tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerinin ölçmeyi amaçlayan bir göstergedir.’’

Ne fiyakalı bir endeks ve tanımı değil mi?

Gelişmiş ülkelerde üzerine titrenen, verilerinin son derece ciddiye alınarak ekonomik politikalara yön vermesinde kullanılan bir endeks. Bizi pek bağlamasa da…

İçinde tüketici var, mali durumlar var, genel ekonomi var, durum değerlendirmesi var, yakın uzak gelecekte ki tasarruf ve harcama tercihleri eğilimlerinin ölçümü var…

Ama en önemlisi güven var; O da bizde hemen hiç yok.

Nasıl olsun ki; Biz daha satın aldığımız mal ve hizmetlere ulaşırken yemediğimiz kazık kalmıyor.

Gıdadan binaya ayıplı malların alenen ve cüretle satıldığı başka bir ülke var mıdır? Vardır var olmasına da o onların sorunu.

GDO’lusundan başlayıp NBŞ’lisine kadar ne kadar zararlı madde varsa dayıyorlar yediklerimize içtiklerimize.

Bozulmuş, tarihi geçmiş, hatalı üretilmiş, içine olması gereken dışında her şey katılmış ne idüğü belirsiz yüzlerce gıda ürününün(!) insanları terörize ettiği bir ülkede tüketici, tüketici mi ki bir de güven endeksi oluşturup istatistik filan yapsın da yakın uzak geleceği analiz etsin.

Satın aldığımız her şeyin (ki oda hile hurda karıştırılmamışı çıkarsa şansımıza) gerçek değerinin ki en az iki katı fazla bedelle satıldığını,yapılan kampanyaların hayali rakamların hayali  iskontolanmış hali olduğunu gördükçe milletçe paranoyanın eşiğine gelerek en harbi üreticinin bile ürettiğine acabalarla yaklaşıp tereddütün dibine vurduğumuzu inkar mı edelim şimdi?

Ben enflasyonla değil ahlaksızlıkla topyekün bir mücadele olmadıkça yaşadığımız hem ekonomik hem siyasal ne kadar sorun varsa hiç birinin asla giderilemeyeceğini düşünenlerdenim.

Ekonomik dalgalanmalar sadece bizim değil tüm dünya ülkelerinin sıkıntısı. Her ülke kendince önlemler alarak mücadele ediyor krizlerle.

Biz de ise durum biraz farklı. Krizi fırsata çevirmek denilen anlamsız bir anlayış ile ekonomideki sıkıntılar adeta tetikleniyor.

Elektrik, su, gaz vs. faturalarındaki hayali rakamlara ve çarşı pazardaki kallavi etiketlere bakılırsa ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır.

Bizim birbirimizle ilgili tanımsız bir derdimiz var.

Vur abalıya mealinden hiçbirimizin hiçbirimize acıması yok.

Üreticisi, satıcısı gemisini kurtaran kaptan deyip her türlü hizmet ve ürüne mantık dışı zamlar yaptıkça da ne gemi kurtulacak ne de kaptan.

Dedim ya bizi enflasyonla topyekün mücadele filan kesmez.

Ne zaman ahlaksızlıkla topyekün mücadele moduna geçeriz, o zaman hesaplamak gerekir güven endeksi vs.yi…

Hem inandırıcı da olur o zaman….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.