Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Toplumsal buhran

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2019 00:03

İstanbul'un Fatih ilçesinde 15 yıldır yaşadıkları evde ölü bulunan Cüneyt (48), Oya (54), Yaşar (56) ve Kamuran Yetişkin (60) kardeşlerin içtikleri siyanürden öldükleri açıklanırken, ölü bulunan 4 kardeşin Mersin'de yaşayan üvey kardeşleri Sebile İnan ile Nebile Atış, "Biz de istemeyiz kardeşlerimizin kimsesizler mezarlığına gömülmesini ancak cenazeleri alacak imkanımız yok, büyüklerimizin adım atmasını bekliyoruz" dedi. Yetişkin kardeşlerin Mersin'de yaşayan kardeşlerinden 2 çocuk annesi Sebile İnan (24), yaptığı açıklamada, kardeşlerinin öldüğünü salı günü akşam saatlerinde bir yakınından öğrendiğini söyledi. Ölen Yetişkin kardeşlerin, 3 evlilik yapan babaları Mehmet Reşit Yetişkin'in ilk evliliğinden olan çocukları olduğunu belirten Sebile İnan, "Babamın ikinci eşi de ölünce annemle evlenmiş. Bizim önceleri İstanbul'daki çocuklardan haberimiz yoktu.

Mersin deki üvey kardeş Sebile İnan ''Babam sürekli İstanbul'a gidip geliyordu. Biz hiçbir şekilde onların yüzünü görmedik, sadece babamın gidip geldiğini hatırlıyorum. Babam 2008 yılında vefat etti, onun cenazesinde bile onları görmedik, gelmediler çünkü. 2017 yılında Nebile ablam, Kamuran abla ile sosyal medya üzerinden iletişime geçmiş. Hiçbir şekilde bizimle görüşmek istemediklerini, bizden onlara kardeş, onlardan da bizlere abi-abla olmayacağını söylemişler. Hiçbir şekilde görüşmek istememişler" dedi.

Kendisinin de kirada oturduğunu ve maddi durumunun çok kötü olduğunu anlatan Sebile İnan, "Eşim de çalışmıyor, ev temizliğine giderek çalışıyoruz. Cenazeleri İstanbul'dan alıp gelecek gücümüz yok. Ablam ların da durumu iyi değil. Amcamın yapması gerekiyordu, onlar da yapmamışlar. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Şu ana kadar ailemizden cenazeleri almaya giden kimse yok. Duyduğum andan bu yana çok üzülüyorum, ama elimden gelen hiçbir şey yok. Biz onların durumlarının iyi olduğunu sanıyorduk. En azından annelerinin olduğu mezara gömülmesi için mücadele ediyoruz, ama izine rastlayamadık" diye konuştu.

Ülke gündemine düşen ve toplumu derinden yaralayan 4 kardeşin intihar olayı bizleri de bir hayli üzdü, hayatlarına birlikte son veren kardeşlerin yaşları da 48-54-56 ve 60 küçük ve cahil de değiller. İnsan kendi hayatına son verdiğinde son noktaya gelmiş diye düşünürüz hiç bir çıkış noktası bulamaz ve çaresiz kalmıştır, mantıklı düşünemez deriz. Fakat burada dört insan ve yaşları bir hayli ileri, ve nasıl hep birlikte bu son noktaya gelip ittifak yaptılar.! Bir çıkar yol yok muydu? bir dost, bir akraba, bir çıkış yolu bulacak insan evladı yok muydu?

Üzülüyorsunuz insan olarak işte, yarın bizlerin veya yakınlarımızın, dostlarımızın başına gelmeyeceğini kim garanti edebilir ki? bu toplumsal bir yaradır. Hem iktidarın hem muhalefet partilerinin ortak sorunudur. Sosyal devlet olamamanın acı yansımalarıdır.

Ailenin yakın arkadaşı Serpil Alkan da avukatıyla beraber Adli Tıp Kurumu'nda cenazeleri teslim almak için uğraş veriyor. Avukat Aydın Egemen ile beraber Adli Tıp Kurumu'na gelen Serpil Alkan, 4 kardeşin Mersin'de bulunan üvey kardeşlerinden biriyle telefonda görüştü. Cenazelerin alınması için yapılan görüşmenin detaylarını anlatan Serpil Alkan, üvey kardeşlerin cenazelerin alınması için kendisine onay verdiğini söyledi. Mersin'den üvey kardeşler tarafından yazılmış dilekçe beklediklerini ifade eden Alkan şöyle konuştu:

"Şimdi kardeşlerinden bu savcılıkta bulunan kağıdı bekliyoruz. Telefonla da görüştüm. En azından ulaşabildik yoksa bunların cenazeleri ortada kalacaktı ve kimsesizler mezarlığına gidecekti. Hem seviniyorum hem üzülüyorum. Nebile hanım onay verdi. 'Zaten bizde kimse istemiyor, bebeğim var, yatalak amcam var' dedi. 'Biz alamayacağız. Televizyonlarda gördüm, ben de iki gündür uyuyamıyorum, üzülüyorum. Ben de görmek isterdim ama onlar bizimle görüşmek istemediler' dedi. Benden kardeşlerinin resimlerini istedi. Şimdi Mersin'den kağıt bekliyoruz." diyerek bir nebze de olsa kamu vicdanını rahatlattı diyebiliriz.

Bu elim olayın ardından acı bir haber de Antalya dan geldi. Baba Selim Şimşek yaşadığı maddi sıkıntıları anlatan bir not bıraktı ve kendi hayatı ile birlikte eşi ve iki çocuğunun hayatına son verdi. Konyaaltı Siteler Mahallesi'ndeki bir rezidansta yaşayan aileden haber alamayan yakınları, polisten yardım istedi. Bunun üzerine eve giden polis, Selim (36), eşi Sultan (38), çocukları Ceren (9) ve Ali Çınar Şimşek'in (5) cesedini buldu. İçerideki kokudan etkilenen bazı polis memurları ve sağlık ekipleri hastaneye kaldırıldı. Bunun üzerine apartman boşaltıldı. Olay yerine Afyonkarahisar'dan kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer (KBRN) ekibi çağrıldı. Sokak trafiğe ve yaya geçidine kapatıldı. KBRN ve polis olay yeri inceleme ekiplerinin evde yaptığı çalışmanın ardından 4 kişinin cenazesi otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderildi. otopsi işlemleri tamamlanan 4 kişilik ailenin cenazeleri, yakınları tarafından teslim alınarak toprağa verilmek üzere Erzurum'a gönderildi. Bu toplumsal yaralara acilen çözüm üretecek kurum ve kuruşların ortaya çıkması gerekir hiç iyiye gitmiyoruz, ne yazık ki.!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.