Beni bilenler bilir, ben öyle pek fazla futboldan anlamam. Öyle ki, mahalle takımının yönetiminde bile futbolcu kardeşim var. Lakin, gözlemlemeyi ve yol haritası içerisinde ki eksiklikleri görmeyi severim. Bursaspor'un bugün geldiği noktada kusura bakmayalım ama herşeyden önce taraftar kardeşlerimiz ve ağabeylerimiz suçlu! Çocukluğumda Bursaspor maçı olduğunda heryer yeşilbeyaz olur, gençler bir şekilde radyodan veyahut tektük var olan televizyonlardan, kahvelerden maçı takip ederdi. Maç eğer Bursa'da oynanıyorsa, bileti olmayanlarda heyecanı Kültürpark'tan izlerdi. Bursaspor taraftarı Heykel'den, İvazpaşa'dan, Kanalboyu'ndan, Alemdar'dan, Hürriyet'ten yürüyerek gelirdi Atatürk Stadyumuna. Velhasıl o zamanlar Atatürk Stadyumu idi, bugün Millet bahçesi olarak kazılan alan.

Taraftar öncelikle takım ruhuna sahip çıkamadı. Eskiden ağabeylerimiz bir genci yanına alır öyle giderdi maçlara. Stadyum yine dolmazdı belki ama o ruh bütün kenti doyururdu. Bursaspor'un yenildiği hafta öyle düğün, dernek hak getire... Tüm Bursa'da suratlar asık olurdu. Velhasıl futbolcular bile korkardı taraftarın tepkisinden. Siyasetin önceliği Bursaspor'du. Yerel yönetimler Bursaspor ile yatar Bursaspor ile kalkardı. Peki şimdi ne oldu?

Bugün Bursaspor'a sahip çıkmak herşeyden önce taraftarın önceliğinde. Delege taraftar, maçı izleyen taraftar, saha dolmuyorsa suçlu yine taraftar! Peki, taraftar dernekleri nerede? Bugün bir yöneticiyi veyahut yöneticileri ya da iş dünyasını yada belediyeleri suçlamak ile çözüm üretemeyiz. Suçlu öncelikle 'biz yani taraftar' diyerek kendimize çeki düzen vermeliyiz. Bursaspor düşer mi? Düşmez mi? Ben bunu şimdiden söyleyemem. Lakin, Bursa ve Bursaspor'un düştüğü bu durumlar yeniden başlamak için yetmez mi?

Bursaspor ruhunu canlandıralım

Bursaspor'a en büyük katkıyı Bursa Büyükşehir Stadyumunu yaparak önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe verdi. Günahı ile sevabı ile bu büyük bir gerçek. Lakin, futbol siyaseti konuyu daha üst perdeden göremedi ve kulübü hızla yabancılaştırdı. Futbolcu yabancı, antrenör yabancı, teknik kadro yabancı.... Kısaca, Bursaspor Bursa'ya yabancı kaldı. Hal böyle olunca, liste'de 17'nci sırada yerimizi aldık. Yani, plakamızda bile kalamadık! Önceki gün oynanan Antalyaspor, Bursaspor maçının sonucu ne olur bilemem, ben yazımı yazarken maç oynanmamıştı bile. Aslında ben skorlara değil, sonuçlara aşık bir adamım. Timsah yeniden yürümeyecekse, taraftar yeniden coşku ile stada gelmeyecekse, trübünlerde Büyükşehir Belediye Başkanı ve tüm ilçelerin belediye başkanları aynı anda var olamayacaksa, bürokratlar stada gelmeyecekse, herşeyden önemlisi amatör kulüpler stadta yerini alamayacaksa, futbolcular ve teknik kadro yönetim gibi Bursalı olamayacaksa, çok fazla konuşmaya da gerek yok diye düşünüyorum. Velhasıl bedava biletle takım mı kurtulur?

Bursaspor sadece bir Anadolu takımı değil! Aksine, Anadolu'nun ruhu. Anadolu'nun şampiyonu. Bursaspor, Anadolu'dan Balkanlara bir sevdanın adı. Bugün birbirimize düşmemeliyiz. İşimiz gücümüz Bursa ve Bursaspor olmalı. Taraftarlar atkılarını yeniden takmalı, sokaklarda yeniden Bursasporlular olmalı. Bursaspor için Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Bursa Valiliği nezdinde güçlü bir kampanyaya imza atılmalı. Genç sporcular keşfedilmeli. Amatör kulüplerin görüşleri alınmalı. Bursaspor sadece bir futbol takımı olarak değil, bir Spor Kulübü olarak da ayağa kaldırılmalı. Velhasıl Bursa, ne borçlar ne bedeller ödedi o vakit bunları da öder, üstesinden gelir. Yoksa kimse 'parası yok takımın parası' diyerek iş adamlarının gırtlağına sarılmasın. Siz ekip ruhunu, timsah ruhunu yeniden Bursa'ya hissettirdinizde Bursa iş dünyası ve esnafı elini cebine mi atmadı?

Şimdi söz taraftarın. Konuşacak, birlik olacak, timsah ile yeniden Bursa'yı koşturacak taraftar ve amigolar sahneye çıkmalı. Kavga etmek için değil, yeniden hep birlikte 'Şampiyon Bursaspor' diyebilmek için...