Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

The Bursa

Yazının Giriş Tarihi: 25.01.2015 02:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.01.2015 02:10

 

Bursa’daki traji komik halin fakındasınızdır.  Caddeler,  sokaklar, iş hanları,  AVM’ler kısaca her yer yabancı isimli tabelalarla dolu. Gerçi bu sadece Bursa’ya özgü değil hemen her kentimiz bu durumda. Düşünüyorum da, yabancı dil bileninin bu denli az olduğu ülkede firmalar neden İngilizce vs isimlerle dolu. Mantıklı bir açıklaması vardır elbet. Vardır da hangi mantıkladır onu bilemem.

Hiç düşündünüz mü, bir toplum asla hakim olmadığı bir dile neden bu kadar yaslanır? Acaba isim yabancı olunca müşteriler daha mı rahat alışveriş ediyorlar. Ya da ben farkında değilim de, herkes İngilizce mi konuşuyor? On küsur yıl yabancı dil okutup, o dili asla öğretemeyen kaç ülke vardır. Elbet sistemini dil öğretmek üzerine kurmuş eğitim kuruluşlarını tenzih ediyorum ama durumun garabeti de ortada.

Uluslararası markalara sözüm yok. Onlar tüm dünya’da adları ile kabul görüyorlar da, sebze meyve shopping ne oluyor, işte onu anlayamıyorum. Gerçi Roze Gül’ü de henüz çözebilmiş değilim ama,  Yeşil Garden herhalde İngilizleri ağırlamak için kurulmuş bir işletme. Zannımca işletmeciler, işletmelerine yabancı kökenli isimler koyarak, yerli müşteriyi değil de, turistleri hedefliyorlar. Ya da eski deyimle müşteri kızıştırıyorlar. Kalbur üstü lokantalarda ise menüyü garsonlar bile okuyamıyor.

Tabelasında kocaman yabancı isimler bulunan dükkanların çalışanlarının Türkçeyi bile zor konuştukları bir ülkede aslında söylenecek çok şey yok. İş artık özenti olmaktan çıkmış, sosyal bir sorun haline gelmiş. El oğlu kendi ülkesinde bir başka dilin konuşulmasına bile sıcak bakmazken, bizim bu konudaki canhıraş çabamızı ne ile açıklayabiliriz bilmem. Lütfen dikkat ediniz, bir yerden bir yere giderken kaç tane yabancı dilde yazılmış tabela göreceksiniz. Bir de Türkçenin ırzına geçilerek yazılanlar var ki, bence bunlar dava konusu olmalı. Ne demek, sısh köfte, deml çay, börekchi?  Nasıl bu kadar rahatça ve hoyratça oynayabiliyorlar Türkçe ile?

Diyelim Nilüfer’de oturuyorsunuz, iş yeriniz Heykel’de. Başka bir ilden bir misafiriniz geldi, yatıya kaldı, siz ona iş yerinizi tarif ediyorsunuz. Hadi gelen de dayınız Arif Bey olsun.

- Arif Dayı, siteden çık sağa dön Blue Angel diye bir manifaturacı var, onu görene kadar yürü. Oraya gelince hemen karşıya geç Madame Glory diye bir pideci göreceksin, al onu soluna yürümeye devam et, Cafe de Moon’u görünce, bil ki istasyona geldin. Bin trene Fomora’ya kadar gel, orada in. Çık alt geçitten The butterfly diye bir çay evi var, yürü oradan dümdüz taa özboing’e kadar hiç bi yere sapma. O yol seni Navarro cıtye getirecek. Gir oradan çarşıya İnegöllü Raphet Master’in önünden yukarı çık. Çay Hause’ye gelince dur. Karşında simit Land’ı göreceksin. Çık onun önündeki merdivenlerden, sunflover çiçeksini al sağına, yürü. Sılver Haus gümüş Takıcı var. Onun önünden karşıya geç, Garage oto yıkamayı sor. Hemen gösterirler. Oto yıkamadan sonra sırası ile, Mantı Haus, RızaBurger, Çiğ Köf’te, Prıcıss Bebe ve Simitos Ayranos’u geç Tower Plaza karşında. İnformation yazan yerde Abdullah abi var, aynı zamanda hanın valesi de olur kendisi. Ben ona ofisin anahtarını bırakacağım, hani sen geldiğinde olmazsam diye. Gerçi Asistanım olur ofiste ama, bakarsın arka sokakta ki, Crayz Red’e yemeğe gitmiş olabilir. Sen çık keyfine bak. Ben Cıty Foever’daki işimi bitirir bitirmez gelirim. Sonra beraber Tarihi hana gider Teraace Cafê’de birer avakadolu nargile içeriz. Akşama da dağ yolunda ki, Kehend’in pischir’de barbekü keyfi yaparız. Nasılsa yarın Hollıday.

Offf…

Kabus gibi. Ben bilerek abarttım. Ama gerçekten abartanlar bunu bilmeyerek yapıyorlar ya ona yanıyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.