Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Temsili demokrasi

Yazının Giriş Tarihi: 15.02.2015 00:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.02.2015 00:45

 

Malum yine borsa açıldı. Borsa deyince ticaret borsası olarak algılamayın. Yine yeni bir seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde açılan borsamızın adı, siyaset borsası. Tüm partilerde yine aday totolar başladı. Siyasi kulislerde, basın sohbetlerinde ve dahi olmazsa olmazımız bürokrat çevrelerinde gündem adaylıklar. Aday adayları yavaş yavaş arzı endam etmeye başladı. Şu ana kadarki ve bundan sonraki adaylık açıklamalarında, falanca filanca nedenden dolayı, gördüğüm bir boşluğu doldurmak üzere vs gibi sebeplerle, farklı logolar altında memleketi kurtarmak için yola çıkan onlarca isme şahit olacağız.

 

Heyecanı paylaşamamak

Gariptir belki ama (parti ayrımı gözetmeden söylüyorum) maalesef ben bu arkadaşlarla aynı heyecanı paylaşamıyorum. Belki yıllardır gördüğümüz, araya karbon kağıdı koyulmuşçasına benzeyen siyaset filmlerinin etkisindendir. Burada 35mm ile çekilen sinema filmleri değil elbette kast ettiğim. Hani her alavere dalaverenin, ayak oyunlarının döndüğü, yüze başka arkadan başka riyakarlıkların yaşandığı, hiç bir zaman gişeye çıkmayan ama yine de kapalı gişe oynayan ve ne yazık ki, hep gönlümüzü kazanan isimlerin sistem dışı kaldığı, ötelendiği filmlerden bahsediyorum. Maalesef düzen bu, 'adam gibi adam' diye niteleyebileceğimiz isimlerin siyaset maceraları ya başlamadan bitiyor ya da kısa ömürlü siyasi kariyerlerle neticeleniyor. Hep deriz ya, düzen bozuk.

 

Kimin vekili?

Bildiğiniz üzere, temsili demokrasiyle yaşıyoruz ve yönetiliyoruz. Hani milletin aslı dışarıda, vekilleri ise mecliste oluyor. Vekillerini TBMM'ye, ceylan derili koltuklarda oturmak üzere milletin aslı gönderiyor verdiği oylarla ancak bir de her zaman olduğu gibi işin bir de ama'sı var. Her partiden vekili seçim marifetiyle millet gönderiyor Ankara'ya ama millet oyu listeye, veya partiye veriyor. Peki ya listeler nasıl hazırlanıyor? O listedeki vekilleri vatandaş ne kadar tanıyor, biliyor? Belki daha da önemlisi o listeye ne kadar dahli oluyor? Hadi vatandaşı da geçtim, bir partinin aday listesinde o partinin tabanının ne kadar dahli oluyor? Maalesef bu soruların hem de mevcut tüm partiler için geçerli olan çok basit bir cevabı var; hiç! Bizi, yani meselenin aslını, öznesini vekaleten temsil edecek insanları belirlemede bizim hiç bir etkimiz ve yetkimiz yok! Önümüze farklı isim ve logolar altında bir takım listeler konuluyor ve 'seç birini' deniliyor. İtiraz etme veya 'bu filanca partideki falanca sıradaki adamı ben tanıyorum ve kesinlikle onaylamıyorum' deyip üstünü çizme hakkımız da yok.

 

Ankara'nın listesi Ankara'ya

Önümüze konulan, Ankara'daki genel başkanlar ile etkili ve yetkili kişilerin iki dudağı arasından süzülen nağmelerle şekillenen listeler bizim tarafımızdan oylanıyor. Yani Ankara'nın listesi yine Ankara'ya onaylanarak gidiyor. Bizim kudretli ve haşmetli Ankara'mız hiç bir zaman iktidarı bizimle paylaşmıyor. İktidarı paylaşmasını zaten beklemiyoruz ama şehrimizin mebusunun kim olacağı noktasında biz fakirler de bir söz hakkı istiyoruz.

Şimdi birilerinin 'ama temayül yoklamaları var', 'iyi de biz ön seçim yapıyoruz', 'biz teşkilat yoklamasına büyük önem veriyoruz' dediğini duyar gibiyim. İşin garip olanı, farklı jargonlarda ve tonlarda ifade edilen bu, 'biz tabanımıza önem veriyoruz' şeklinde açıklanabilecek savunma kaybetmeye mahkumdur. Bu yapılan işler tabanın gazını almaktan başka bir şey ifade etmediği gibi Ankara'daki bir ya da bir kaç bileni hiç ama hiç etkilemiyor.

 

Ankara yolcusu adaylarımız

İşte böyle bir ortamda, iddialı sözlerle bir bir ortaya atılıyor şimdilik 'aday adayı' dediğimiz adaylarımız. İddiası olan tüm partiler hareketli, kulisler zirvede. Kiminle özelde konuşsak aldığımız cevaplar bir birinin aynısı. Benim falanca bir ağabeyim var genel başkanın kankası, benim arkamda falanca kudretlinin çok yakını bir isim var, ben şu bakanla görüştüm onayladı vesaire vesaire. Belki yıllardır benzer şeylere şahit olmanın metal yorgunluğu ve karamsarlığıdır bendeki ancak hey hat gelin görün ki, daha tek bir kişiden bile 'benim arkamda Bursalılar var, beni Ankara'ya hemşehrilerimin desteği gönderecek' şeklinde bir söz duymadık. Konuştuğumuz isimlerde biliyor böyle bir şeyin mümkün olmadığını. Belki de haklılar, Don Kişot'luk yapmanın manasızlığının da farkındalar. Kim ideallerinin uğruna ikbalinden vazgeçebilmiş ki?

Sözün sonunda meseleyi toparlarsak, elbette ülkemiz adına yapılan iyi ve güzel işleri yok saymak değil niyetimiz. Belli bir parti ya da kişiler de hedef tahtamızda değil. Gelin görün ki, yereldeki gücünün etkisiyle Ankara'da hakkı olan koltuğa oturamadıkça vekillerimiz, bizler aday toto oynamaya, Ankara'daki kudretliler de karpuz seçer gibi adam seçmeye devam edecekler. Bu ahval ve şerait içinde yola çıkan tüm aday adaylarımıza başarılar diliyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.