Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tarih ve tekerrür

Yazının Giriş Tarihi: 05.03.2017 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.03.2017 00:00

Hepimizin bildiği meşhur bir deyişimiz var; "Tarih tekerrür eder" (yani tekrar eder.) Bir yönüyle haklı bir deyiş olsa da, Sultan 2. Abdülhamid, "Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor" demiştir. Milli Şairimiz Mehmed Akif Ersoy ise, "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" diyor.

Benzeşen dönemler
Elbette bu söz tümden haksız değildir çünkü tarihimiz boyunca öyle dönemler gelmiştir ki, neredeyse bire bir aynı olaylar yaşanmış ve geçmişten ders çıkarılamadığında da aynı hatalara tekrar düşülmüştür. Dolayısıyla her iki tezin de haklılık payı var.
Amacım tabii ki, felsefi bir tartışma yapmak değil. Sadece şunu düşündüm, acaba günümüz şartları tarihimizin hangi dönemiyle benzeşiyor? 
Bu soruya direkt bir cevap vermek yerine, önce mevcut durumun analizini yapıp günümüzün şartlarını ortaya koymak gerekli diye düşünüyorum.

Osmanlının son iki yüzyılı
İhtişamlı yapısıyla yüzyıllarca dünyanın hakimi olan Osmanlı İmparatorluğu, malum gelişmelerin sonucunda budanmış ve elimizde sadece bugünkü coğrafya kalmıştı. 
Kanaatime göre, Cumhuriyet döneminden bugüne kadar, Osmanlının son iki yüz yılının konsantre bir halini yaşadık. 

Bu son iki yüzyılda, bir fermanıyla yüzlerce - binlerce kilometre ötedeki ülkelerde rüzgar estiren güçlü padişahların yerini (istisnalar hariç) başta ordu olmak üzere bazı güçlerin işine gelmediğinde tahttan indirip çıkarabildiği padişahlar almıştır. Yine istisnalar hariç şehzadelerin ve padişahların eskiye oranla kalitesi de düşmüştür. Bırakın tahttan indirilmeyi, şehit edilen padişahlar bile söz konusu olmuştur.  
En önemlisi de, toplumun kalitesinde yaşanan düşüştür. Fatih Sultan Mehmed'in, "ben bu halkla değil Konstantinopolis'i (İstanbul) tüm dünyayı fethederim" dediği toplum yapısı da artık maalesef yoktur.
Çok gayret eden bazı padişahlara rağmen, gerek batı hayranı kesimler, gerek hainler, gerekse de iyi niyetli ama yetersiz kişiler yüzünden koskoca bir imparatorluk tarihe karışmıştır.

Günümüzdeki mevcut durum
Biz de, Cumhuriyet döneminde, türlü türlü hainlikleri, darbelerle siyasetin dizayn edilmesini ve halkın hor görülerek dışlanmasını, halkına tepeden bakan yöneticilerin iş başına gelmesini yaşamadık mı? 
İstisnalar haricinde, bir türlü gelişemeyip hep yerimizde saymadık mı? Ekonomik olarak hep belimiz bükük değil miydi? Elin silahına, tankına, topuna muhtaç yaşamadık mı? Parasıyla bile olsa beyefendiler istedikleri zaman bize silah satıp istemedikleri zaman ambargo yapmadı mı?
Yine eğitim ve toplum kalitesinde bir düzelme sağlayamadığımız için; rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık ve dalkavukluk alıp başını gitmedi mi? Aradan düzene muhalif çatlak ses çıkaranlar yok edilirken seyirci kalmadık mı?

Hangi dönemdeyiz?
Ve nihayete gelirsek, bugün hangi benzeş dönemdeyiz? Hani bir düşünün, Osmanlı'da tüm bu bezginliğe ve çöküşe rağmen bir padişah çıkıp yeniden bir diriliş uğruna ömrünü vakfetmişti. Yine bugünkü gibi toplumda kamplaşmalar vardı. Kafalar hep karışıktı. Yine batı medeniyeti, kendisi ve içerideki (kullanışlı aptal veya hain) adamları aracılığıyla hürriyet gibi süslü cümlelerle ortalığı velveleye veriyordu. 

O padişah, ülkenin yeniden imarı için çok sayıda projeyi şaşılacak hızda hayata geçirmişti. Okullaşma oranını yükseltmiş, köylere kadar ulaşan okullar açmıştı. Orduyu güçlendirmek için silah ve makine teçhizatını modernleştirmişti. Halife olmasından da istifade ederek İslam dünyasıyla bağları güçlendirmiş, Hindistan'a kadar uzanarak tüm Müslümanları arkasına almaya çalışmıştı. Tüm bunlara rağmen nihai sonuca ulaşamadan bir darbeyle tahttan indirilmiş ve onca yıl direndiği kaçınılmaz son çok kısa sürede yaşanmıştı.

İşte bugünle çok benzeşen bu dönemin bir benzerini yaşıyoruz sevgili okurlar. Yalnız tek bir farkla; bugün halk olaya daha vakıf ve bilinçli. Bazı girişimler de bu sayede atlatıldı ama menzile daha çok var. 
Hele o Osmanlının parlak devirlerine erişmemiz içinse (başta yöneticilerimiz olmak üzere) hepimizin daha on fırın ekmek yemeğe ihtiyacımız var.
Şimdi haklı olarak soracaksınız, bugüne çok benzeyen o devrin padişahı kimdi? Bu kadar yazılandan zaten cevabı bulamadıysan, yazıyı da boşuna okumuşsun sevgili okur. Büyüklerimizin dediği gibi sevgili okur, 'lafın tamamı aptala söylenir.'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.