Bursaspor Olağanüstü Genel Kurulu’nun ilk oturumda gerçekleşmemesi sürpriz değil beklenen bir gelişmedir. Bunun temelinde üç neden var…
İlki; tek adayla kongreyi gidilmesi…
İkincisi; Covit -19’un kalabalık ortamlarda bulaşma tehlikesi…
Sonuncusu; genel kurul üyelerinin seçim denen nesneyi bünyesinin bir organı olarak benimseyip ‘illallah’ demesi…
Son 15 yılına, yarısı olağanüstü olmak üzere 20 küsur kongre sığdıran bir kulüp olur mu?
Genel kurul üyelerini stattan çok seçim salonlarına koşturan, ‘KONGREMATİK’ bir kulüp olur mu?
Olur; işte Bursaspor!
Bursaspor Genel Kurul üyeleri vefaya, saygıya, başarıya, edebe, seviyeye, geçmişe ve de tarihe önem verir. Kibirliyi sevmez, siyasi kimlikleri hiç önemsemez. Başarılı gününde adamı yalayanları, kötü gününde karalayanların dolduruşuna asla gelmez...
Bursaspor camiası artık uyandı. Yeşil Beyaz sevdası damarlarda ama herkes neyin ne olduğunun da farkında!
‘El kaldır-indir’ şablonuyla ‘kabul edilmiştir’ dönemleri artık geride kaldı.
Taraftar kulüp yönetimiyle hemdert olabilmek adına içtenlik şeffaflık bekliyor, gelecek için bir ışık görmek istiyor…
‘Ben ettim, ben yaptım, yaparım da’ tehditleriyle ona buna sallayan başkanların içine düştükleri açmazları gören taraftar artık böyle ‘profilin’ ne denli tehlikeli olduğunun ve de başarıya giden yolun ancak kol kola yürümekten geçtiğinin de bilincinde.
Ne var ki; genel kurulun ilk etabı sonrası taraftar ile eski bir yönetici arasında yaşanan gerginliği/kavgayı şaşkınlıkla izledim.
Kim haklı kim haksız, neden/niye/niçin oldu bilemem ama Bursaspor taraftarı kulüpte emeği geçmiş hiçbir kişi veya kişilere durduk yerde tepki gösterip saldırmaz!
Tarihinin en başarılı dönemini geçiren İbrahim Yazıcı ve yönetiminin bazı çevrelerce nasıl yıpratıldığı malum…
Onca eleştiriye kalp mi dayanır? Nitekim dayanmadı da!
Koca dağ gibi başkan, göçtü gitti..
Çok açık ki, ‘İbrahim Yazıcı’nın başkanlığı sonrasında Bursaspor’un başına geçenler adım adım ‘bu olumsuz tabloyu’ resmetmişlerdir;
Hani ‘sosyal medya icat oldu mertlik bozuldu’ diyorlar ya…
Okuduklarım, duyduklarım ve de gördüklerim sanki bu düşünceyi doğruluyor! Yerel gazete ve televizyonlara sorumluluk gereği pek aksetmiyor ama sosyal medyada bitip tükenmeden ‘düşman kardeşler senaryoları’ yazılıyor, sözlerden/ yazılardan adeta kan damlıyor!
Allah ‘Bursasporluyum’ diyen herkese sabır versin...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa ÖZKESKİN
Taraftar Niye Saldırdı?
Bursaspor Olağanüstü Genel Kurulu’nun ilk oturumda gerçekleşmemesi sürpriz değil beklenen bir gelişmedir. Bunun temelinde üç neden var…
İlki; tek adayla kongreyi gidilmesi…
İkincisi; Covit -19’un kalabalık ortamlarda bulaşma tehlikesi…
Sonuncusu; genel kurul üyelerinin seçim denen nesneyi bünyesinin bir organı olarak benimseyip ‘illallah’ demesi…
Son 15 yılına, yarısı olağanüstü olmak üzere 20 küsur kongre sığdıran bir kulüp olur mu?
Genel kurul üyelerini stattan çok seçim salonlarına koşturan, ‘KONGREMATİK’ bir kulüp olur mu?
Olur; işte Bursaspor!
Bursaspor Genel Kurul üyeleri vefaya, saygıya, başarıya, edebe, seviyeye, geçmişe ve de tarihe önem verir. Kibirliyi sevmez, siyasi kimlikleri hiç önemsemez. Başarılı gününde adamı yalayanları, kötü gününde karalayanların dolduruşuna asla gelmez...
Bursaspor camiası artık uyandı. Yeşil Beyaz sevdası damarlarda ama herkes neyin ne olduğunun da farkında!
‘El kaldır-indir’ şablonuyla ‘kabul edilmiştir’ dönemleri artık geride kaldı.
Taraftar kulüp yönetimiyle hemdert olabilmek adına içtenlik şeffaflık bekliyor, gelecek için bir ışık görmek istiyor…
‘Ben ettim, ben yaptım, yaparım da’ tehditleriyle ona buna sallayan başkanların içine düştükleri açmazları gören taraftar artık böyle ‘profilin’ ne denli tehlikeli olduğunun ve de başarıya giden yolun ancak kol kola yürümekten geçtiğinin de bilincinde.
Ne var ki; genel kurulun ilk etabı sonrası taraftar ile eski bir yönetici arasında yaşanan gerginliği/kavgayı şaşkınlıkla izledim.
Kim haklı kim haksız, neden/niye/niçin oldu bilemem ama Bursaspor taraftarı kulüpte emeği geçmiş hiçbir kişi veya kişilere durduk yerde tepki gösterip saldırmaz!
Tarihinin en başarılı dönemini geçiren İbrahim Yazıcı ve yönetiminin bazı çevrelerce nasıl yıpratıldığı malum…
Onca eleştiriye kalp mi dayanır? Nitekim dayanmadı da!
Koca dağ gibi başkan, göçtü gitti..
Çok açık ki, ‘İbrahim Yazıcı’nın başkanlığı sonrasında Bursaspor’un başına geçenler adım adım ‘bu olumsuz tabloyu’ resmetmişlerdir;
Hani ‘sosyal medya icat oldu mertlik bozuldu’ diyorlar ya…
Okuduklarım, duyduklarım ve de gördüklerim sanki bu düşünceyi doğruluyor! Yerel gazete ve televizyonlara sorumluluk gereği pek aksetmiyor ama sosyal medyada bitip tükenmeden ‘düşman kardeşler senaryoları’ yazılıyor, sözlerden/ yazılardan adeta kan damlıyor!
Allah ‘Bursasporluyum’ diyen herkese sabır versin...