Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tam tamına deprem

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2020 00:01

Tarih 17 Ağustos 1999. Mahalli seçimler yeni yapılmış. Koalisyon hükümeti işbaşına gelmiş. Hükümette DSP, ANAP ve MHP var. Ülkemizde hem siyasi hem de ekonomik sıkıntılar mevcut. Siyasi kriz var, çünkü hükümet birbirlerine pamuk ipliği ile bağlı.

Piyasalar ve ekonomik düzen öylesine hareketli ki, gecelik faizler, repo faizleri ve kredi verilmesiyle ilgili konularda, alınan önlemler yetersiz. Ki, ülkemiz bu durumu çözebilme adına, İMF’nin tahsilatçısı Kemal Derviş’i getirip hükümete bakan olarak bile atadı. Adamı, nerede ise Cumhurreisi yapacaktık. Kamuoyuna öyle bir algı salındı ki Derviş sanki ülkeyi kurtaran adam.

Bir yaz gecesi. İnsanların pek çoğu yataklarında uyurken yakalandı depreme. Marmara Denizi’nin ortasında., körfez bölgesinde 7.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Saat gece yarısı 03.02’yi gösteriyordu.

Türkiye’yi yasa boğan, on binlerce insanın yaşamını yitirdiği, yaralandığı ve sakat kaldığı, ekonominin büyük darbe aldığı 17 Ağustos 1999'da yaşanan acı depremin üzerinden 21 sene geçti. Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve yerel saatle 03.02'de gerçekleşen Marmara depremi, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi.

Yaklaşık 45 saniye süren 7.4 şiddetindeki depremde resmi raporlara göre 17 bin 840 insan hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı ve 505 kişi de sakat kaldı. Büyük can ve mal kaybına neden olan depremde 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 iş yeri de büyük hasar gördü.

Çoğu vatandaş akşam geç saatlerde gerçekleşen depreme uykularında yakalanırken, özellikle Kocaeli Gölcük’te binaların depreme dayanıklı yapılmaması, yanlış ve eksik malzeme kullanımı can ve mal kaybının fazla olmasına neden oldu. Türkiye'nin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara'da gerçekleşen deprem, çok geniş bir coğrafyada önemli mali hasara yol açarken, ülke ekonomisine de darbe vurdu. Türkiye nüfusunun yüzde 23’ü depremin etkilendiği bölgede yaşarken, Gayri Safi Milli Hasılanın yaklaşık yüzde 34’ü yine depremin etkili olduğu bölgede yaratılıyordu.

Depremden etkilenen ve aralarında Bursa’nın da bulunduğu sanayide oluşturulan katma değerin yüzde 46’sı deprem bölgesinde ortaya çıktığı ve bölgenin kişi başına gelir açısından Türkiye ortalamasının üzerinde yer aldığı, bütçedeki vergi gelirlerinin yüzde 58’i depremin etkilediği bölgede oluşması dikkate alındığında, mali kayıplar daha açık bir şekilde gözler önüne seriliyor.

1999 Körfez Depremi’nin ekonomik etkileri, GSYİH, istihdam, büyüme ve kamu harcamaları gibi makro ekonomik göstergelerin yanı sıra Türkiye ekonomisi için önemli miktarda döviz girdisi sağlayan turizm sektörüne de darbe vurdu. 1999 Körfez Depremi’nden sonra Türkiye’nin turizm gelirlerinin bir önceki yıla göre yüzde 40 azaldı.

Körfez depreminin yol açtığı hasarların giderilmesine yönelik 161.6 trilyon liralık nakdi yardım alınırken, 156.6 trilyon liralık harcama gerçekleştirildi. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun deprem hesaplarıyla ilgili incelemesine göre 17 Ağustos 1999'da meydana gelen deprem için Ziraat Bankası nezdinde açılan merkezi hesapta biriken tutar, 1 Ekim 2001 itibariyle nemasıyla birlikte 161 trilyon 665.6 milyar liraya ulaştı. Bu hesaptan toplam 156 trilyon 520.4 milyar lira harcanırken geri kalanı deprem sonrası hizmetler için Afetler Fonu'na, Afet Bölge Koordinatörlüğü'ne ve diğer kurum ve kuruluşlara aktarıldı. Marmara depremi sonrasında çeşitli ülke ve uluslararası mali kuruluşlardan yaklaşık 3.5 milyar dolar tutarında kredi sağlandı.

Yurt dışından sağlanan kredilerle, Kocaeli, İstanbul, Bolu, Düzce, Yalova, Sakarya illerinin yer aldığı deprem bölgesine yönelik toplam 75 dolayında proje ve alt projeye finansman sağlandı. Söz konusu krediler deprem bölgesinde genel olarak, konut inşaatı ve yeni konut şebekeleri, yeni hastane inşaatları ve sağlık birimlerinin rehabilitasyonu, ilköğretim okulu inşaatları, demiryolu ve karayolu başta olmak üzere ulaştırma sistemlerinin yenilenmesi ve KOBİ’lere finansman desteği için kullanıldı.

Evet, ülkemiz bu tarihten tam 21 yıl önce bugün büyük bir afet yaşadı. Büyüklerimizin deyimiyle yer sallandı.Toprak yarıldı. Binalar göçtü. İnsanlar içine düşüp öldüler.

Olayın, birkaç kelime ile özeti bu.

Peki, ya biten hayatlar, parçalanan aileler, yitirilen mallar, servetler,. Paralar, pullar? Bütün bu değerlerimiz de kaybolup gitti.

Deprem sonrasında nerede ise bütün insanlarımız bu konuda uzman oldular. Pek çok deprem profesörüne taş çıkartan açıklamalarla, insanlarımız bildik bilmedik konularda söylemlerde bulundular. Ki, bu söylemler bugün de aynen devam ediyor.

Uzmanlar, dün, bugün belki de yarın, depreme karşı dikkatli olunması, binaların sağlam yapılması ve insanları öldüren olgunun deprem değil, çürük çarık yapılan binalar olduğu gerçeğinin iyice bilinmesi için çalışacaklar. Uyaracaklar. Fakat, uygulamaya baktığımızda, aradan geçen 21 yıl sonrasındaki özellikle inşaat sektörünün geldiği noktaya baktığımızda, yine dere yataklarına binaların yapıldığı, çok katkı yapılaşmaların hala göz kamaştırdığı, insanları cezp ettiği ve sermaye sahibi yatırımcıyı yüksek gelirle heveslendirdiklerini görebiliyoruz.

Körfez depreminin bugün yıl dönümü. Depremde hayatını kaybedenlere, bütün afetlerde hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Sebep alanların ise Allah belalarını versin.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.