Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sütre gerisi

Yazının Giriş Tarihi: 11.05.2018 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.05.2018 00:03

Uzunca bir süredir mücbir nedenlerden dolayı evden dışarı çıkamıyor dolayısı ile dışarıda olan biteni kendi bakış açımla izleyemiyor ve irdeleyemiyorum.

O zaman da tek çare televizyon kanalları, gazeteler ve sosyal medyanın gözünün içine bakmak oluyor. Oluyor olmasına da bu sözünü ettiğim mecralarda neler neler oluyor?

İnsan bak bak şaşta bak oluyor.

Gözler neler görüyor neler okuyor.

Örneğin televizyon kanalları kerameti kendinden menkul nevrotik senaryolarla fotoroman tekniği ile çekilmiş herkesin birbirini gırtlakladığı göz yaşının sel olduğu,bir evlenmedir tuturulduğu,sigaralar biralar buzlanırken silahların yakın çekimlerle kadraja girdiği,insan öldürmenin çok doğal bir olguymuycasına bol bol işlendiği,eli yüzü biraz düzgün adamlara kadınlara oyuncu denilerek sahne sanatının çırak çıkartıldığı,kin ve nefretin son derece yoğun bir zenginlik ve şafatalanarak ambalajlanarak izleyiciye ahan bu dizidir diye dayatıldığı diziler varmışta hiç haberim yokmuş.

Bas bas bağırarak birbirinden sulu esprileri komedi diye dayatan skeçlerden ve orjinallerinin bile basitliğine nal toplatan yarışma programlarından ise hiç haberim yokmuş.Meğer ne de çoklarmış.

Haberler ise ayrı bir muamma;Her kanal kendi haberini kendince sunarken asıl haberin kim vurduya gitmesi kimsenin umurunda değilmiş onu da reiting raporlarına bakınca öğrendim.

Açık oturumlar ise ayrı bir inceleme konusu olabilir.Tv kanallarının çoğu görüntülü radyo olmuşlar sanki.Saatlerce konuşuyor üstadlar.Her biri kendi kulvarında otorite diğer kulvarlarda da danışman pozundalar.

Ve reklamlar…

İşte onlar gerçekten feci.Zeka ürünü yapımların yok denecek kadar az olduğu bu sektör insanı bezdirip sanki reklamını yaptıkları ürün ya da hizmet satılmasın diye uğraşıyorlar.Aynı reklam hemen her kanalda onlarca kez dönerken bir algı oluşturması hedeflense de ben algıda seçiciliği tetiklediği kanısındayım.Kendi adıma söyleyeyim ev esaretim bitince sütre gerisinde mimlediğim hiçbir ürün ya da hizmeti almamakta kararlıyım.

Hele çocuğumuzun,gençliğimizin hepimize mal olmuş şarkılarının güftelerinin değiştirilerek güzelim eserlerin hoyratça kapitalizm çarklarında ezilmesine fena halde bozulmuş durumdayım.Adamlar için her değer bir reklam malzemesi.İşin etiği filan kalmamış etik çetik olmuş tepiniyorlar üzerinde.

Hani diyorlar ya ‘’belgesel sadece belgesel’’diye valla çok haklılar.Gerçeği yansıtan tek program onlar.Onların da yerlisini bulup izlemek için şans gerekiyor,denk gelmesi gerekiyor çünkü çok azlar.

Kapatın televizyonu açın bilgisayara girin internete yazın tarayıcıya gazeteler diye…

Burası da hiç farklı değil  televizyonlardan.Aynı halin tezahürü.Bir atar bir gider sormayın gitsin.Her yayın organı tek haklı.Her yazar sadece o yazar.Konsensus, kontenyus olmuş millet na mütenahi vuruyor birbirinin gözüne.Bu toz dumanda herkes kendi doğrusunu savunurken düşündüğündü gibi sanmanın getirdiği yorgunlukla asıl konudan uzaklaşıyor.

İyi de sende kitap oku abicim diyenler olura diye söylüyorum bu yazdıklarım kitaptan arda kalan  zamanlarda gördüklerim.Bir de okumayı sevmeseydim ne yapardım.

Hani sosyal medya ?

O başlı başına bir yazı konusu.Bir paragrafa sıkıştıralamayacak kadar da engin.

Sütre gerisinin fenomeni,kısmetse bir sonra ki yazıda…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.