Siyasi hayatımızda iz bırakan önemli değerlerimiz vardır ve kimi zaman yollarınız ayrılır fakat dost olarak kalırsınız. Siyasete başladığım 1993 yılından bugüne Bursa'da DYP-DP 'de 21 il başkanı ve 6 genel başkan ile çalışmışım. Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Süleyman Soylu, Hüsamettin Cindoruk, Namık Kemal Zeybek ve Gültekin Uysal başladığımız vakitten günümüze 23 yıl geçmiş. 22 Temmuz 2007 milletvekili seçimleri öncesi merkez sağın birleşme çalışmaları etkili bir şekilde devam ederken aniden birleşmenin bozulması ile büyük bir darbe yedi. Yüzde 13-15 bandında oy oranı görünen DYP bir anda sandıkların açılması ile şok yaşamaktaydı. Yüzde 5,4 oy oranına düşen DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın istifası ile bir şok daha yaşıyordu. 6 Ocak 2008 tarihinde yapılan kongrede Süleyman Soylu Demokrat Parti Genel Başkanlığı’na seçilmişti. Ve güzel bir hamle yaparak Çanakkale'den başlattığı ‘Beyaz Yürüyüş’ sloganı ile Türkiye geneline mesaj veriyordu. Slogan ve mesaj tutmuş birçok genç partiye sempati ile bakarak görev almaya başlamıştı. Süleyman Soylu 18 yaşında başladığı siyasi hayatında gençlik kollarında siyaseti sindire sindire merkezinde öğreniyordu. Geçen zamanla en genç gençlik kolları başkanı ve en genç İl başkanı (İstanbul) sıfatlarını da alıyordu.

2009 Yerel Seçimleri öncesi Bursa İl Başkanı Av. Füsun Erdoğan (Yaşar)’dı ve DP Bursa güçlü adaylar ile seçime giriyordu. Genel Başkan Yardımcısı Harun Akın seçim boyunca bir nefer gibi il ve ilçe yönetimlerine destek veriyordu. İl Başkanı Füsun hanım siyasetin tabanından gelip dağ bayır koşturan bir kişidir. Partinin her kademesinde görev yapmıştır. İl Başkanı olduğu yerel seçimlerde aşırı yorgunluktan hastalanmıştı. Doktorun istirahat raporu vermesine rağmen iğneler ile gece saat 2’lere kadar emek vermesine canlı şahidiz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Hikmet Şahin BŞB adayı yapılmış ve Emek Belediye Başkanı merhum Yakup Aktaş ise Osmangazi adayı olmuştu. Süleyman Soylu Bursa'ya ayrı bir önem veriyordu. Altınceylan'da aday tanıtımı yaparken Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Bursa'da Zaman şiirini mikrofonda ezberden okuyarak gönülleri kazanıyordu. Farklı zamanlarda Bursa'ya gelerek Merinos Kültür Merkezinin açılışını yapıyor ardından hal açılışı, Gemlik terminal açılışı ve BŞB alınan yeni otobüslerin açılışını yapıyordu.

Ve seçim akşamı Süleyman Soylu ile Fomara'daki il binasında seçim sonuçlarını takip ediyoruz. İl olarak Yalova 150 civarında ilçe belediyesi kazanılmıştı Süleyman Soylu seçim öncesi Mehmet Ağar döneminde alınan yüzde 5,4 oyun altına düşersem istifa ederim diyerek net tavır koymuştu. Gece partiden üzgün ayrıldı.

Oy oranı il genel meclisinde yüzde 3,9 görünüyordu ve ertesi gün Soylu'nun istifa haberi geldi! Bana göre ciddi manada gelecek vaat eden Soylu'nun istifa kararı yanlıştı. Çünkü 3 bin seçim merkezinin yalnızca bin tanesinde seçime girilmişti. Alınan yüzdeler ile tamamında girilse oy oranı yüzde 12 civarı olacaktı. Neden diğer yerlerde girmedik diye sorduğumuzda, “Biz adayla görüşüp anlaşıyoruz, el sıkışıyoruz ertesi gün vazgeçiyorlar ve vazgeçirenler de malumunuz” bu cevabı alınca boğazımız düğümleniyor; Cevap veremiyoruz. Çünkü bizlerde alanlarda gece gündüz aylarca koşturup emek verenlerdeniz bu kalleşliği yapanların kraldan daha çok kralcı olan kişiler olduğunu biliyoruz.!

Aşırı kırgınlık sebebiyle alınan istifa kararı ve Akşam gazetesinde Soylu'nun bir demecini okuyoruz “Ben parti içindeki Ergenekon'cuları temizleyemedim” evet bu cümle Emek verenlerle yemek verenlerin kavgasını ortaya net olarak koyuyordu. Alanlarda koşmayanlar, milletten uzak duranlar, yemekli toplantılarda ahkam keserek partiye şahsi kinleri sebebiyle darbe vuruyorlardı.

16 Mayıs 2009 da yapılan genel kongrede rakibi Hüsamettin Cindoruk olmuştu. 32 oy farkla Cindoruk kazandığında Süleyman Soylu'nun yanında son kalan kişiler Harun Akın, Füsun Erdoğan, Nejat erenus, Abdullah Dikel, İsak Kurtulan ve ben olmuştuk. Çok çekişmeli geçen kongre Bursa Delegasyonun yer değiştirmesi ile böyle neticelenmişti. Ardından yine kraldan daha kralcıların baskısı ile partiden ihraç edilmesi için başlatılan süreç tabanda bölünmeye yol açıyordu. Referandum'da Soylu “evet sohbetleri yaparak Türkiye'yi dolaşacağız” cümlesi de kullanılarak süreç hızlanıyordu. Sonuç itibarı ile 5 Eylül 2012 tarihinde yani 4 yıl önce bugün törenle AK Parti'ye geçti yada geçmek zorunda bırakıldı ve geçişiyle yükselmesi hızla devam etti. Teşkilat başkanlığı ardından Çalışma Sosyal Güvenlik bakanı oldu. Şimdi ise İçişleri Bakanı olarak ateşten bir gömlek giydi. Adeta, ben her zaman pısırık ve kuralcı bürokratların yerine siyasetin tabanından gelen atak, cesaretli ve kıvrak zekaya sahip siyasilerin kritik görevlerde bulunmasını isterim başarı bu şekilde gelir Süleyman Soylu'ya gönülden başarılar diliyorum ve başarı dileklerimizi sosyal paylaşım sitelerinden yapınca eleştiri aldık. Ancak eleştiren Demokratlar şapkalarını önlerine koyup biraz düşünsünler atraksiyon yapılmayan yerde başarı gelmez ve gelmeyecektir. Oy alınmasa da insanlar senin çabanı görüp saygı duyarlar biz artık bunu dış siyasette göremiyoruz. İç siyasete harcadıkları enerjiyi dışa yapmadıkça insanların umudu olmaz.

Son olarak Nisan ayında Ahmet Yıldırım ile Hüsamettin Cindoruk'u ziyaret etmiştik. Kendisine yaptığımız eleştirilere hiç bozulmadı ve esprili cevaplar verdi, “Süleyman Soylu'yu siz ihraç ettiniz AK Parti'de bakan oldu” dedim ve gülümseyerek “Biz ihraç etmeseydik şimdi bakan olamazdı biz ona iyilik yaptık” dedi.