Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Satrancın Büyük Ustası, Çeşme’de Ders Verdi

Satrançta 2009 yılında Türkiye’nin üçüncü ve en genç büyük usta (GM) unvanlı olma başarısını gösteren Kıvanç Haznedaroğlu, Çeşme’deki satranç sporcularına 2 gün ders verdi. Satranç sporcularının aileleriyle de görüşen Büyük...

Haber Giriş Tarihi: 13.06.2016 10:52
Haber Güncellenme Tarihi: 13.06.2016 10:52
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Satrançta 2009 yılında Türkiye’nin üçüncü ve en genç büyük usta (GM) unvanlı olma başarısını gösteren Kıvanç Haznedaroğlu, Çeşme’deki satranç sporcularına 2 gün ders verdi. Satranç sporcularının aileleriyle de görüşen Büyük Usta Haznedaroğlu, çocukların satranç gelişiminde anne-babanın rolünü anlattı.
Aileler ile yaptığı söyleşide, satranca 6 yaşında başladığını belirten Haznedaroğlu, 15 yaşına kadar hep birinci olduğunu vurgulayarak, "15 yaşımda Milli Takım Antrenörü’müz Evgeni Vasiukov’dan ders almaya başladığımda satrancı yanlış öğrendiğimi anladım. Bize satrancı çok yanlış öğretmişler. Satrancı öğrendiğim ilk üç sene çok başarısız oldum. Neredeyse satrancı bırakacaktım. Doğru oynamaya başladıktan sonra, satrançta daha iyi yerlere geldim" dedi.
"SATRANÇ SAYESİNDE MUHAKEME YETENEĞİM GELİŞTİ"
6 yaşında satranca başladığında, satranç dışında başka bir spor dalıyla ilgilenmesi sağlansaydı, onda da başarılı olacağını belirten Haznedaroğlu, "O dönemde benim motivasyon kaynağım Naim Süleymanoğlu idi. Rekor kırıyor, şampiyon oluyor, madalya alıyor. Ona inanılmaz derecede imrenmiştim. O sırada amcam satranç takımı hediye etti. Satranca başladım. İlk turnuvada da birinci oldum. Çok mutlu olmuştum. Hırslandım. ’Daha iyi olacağım’ diye evden çıkmayarak satranç çalışmaya başladım. Sonuçta satrancı meslek olarak seçtim. Bundan da çok memnunum. Okul hayatımda da satrancın yararlarını gördüm. İlkokul üçüncü sınıftayken 3 rakamlı sayıları çarpmaya başladım. Dersi derste dinliyordum, yetiyordu. Ortaokul, lise ve üniversite de dersi derste dinleyerek başarılı oldum. Bu başarı satranç sayesinde oldu. Muhakeme yeteneğim gelişti. Sayısal zekam hızlı ilerledi. Çok zeki olarak doğmadım. Herkesin zekası aynıdır. Zeka, kask gibidir. Kullanmayla gelişir" diye konuştu.
KARAVANLA ÜCRETSİZ EĞİTİM
Çocuklara satranç eğitimi vermeye başladığı projesi ile ilgili bilgi veren Kıvanç Haznedaroğlu, projesinde kendisi için en önemli olanın yetenekli çocukları keşfetmek olduğunu belirterek, "Çocukların doğru satranç öğrenmesi amacıyla bir web sitesi de açtım. Ülkemizdeki satrancın gelişimine de katkıda bulunmak amacındayım. Web sitesi ile ilgili projemi hükümete sundum. Projem onaylanırsa, oradan gelecek gelirle bir karavan almayı düşünüyorum. Karavanla ülkemizin değişik bölgelerinde beşer gün ücretsiz eğitimler vermeyi düşünüyorum" dedi.
Satrancın bir araç olduğunu, amaç olmadığını vurgulayan Haznedaroğlu, "10-20 kişilik guruptan satrançta daha yetenekli bir kişi çıkabilir. Bu, o çocuğun daha zeki olduğu anlamına gelmiyor. Satranca yatkın olduğu anlamına gelir. Kayseri’de 3-4 çocuk, Sakarya’da 1 çocuk keşfettim. Satrançta önemli olan düzenli çalışmaktır. Ben yeteneğin doğuştan gelen bir şey olduğunu düşünüyordum. 22 yaşımda öyle olmadığını anladım. Ben, satrançta yeteneğim olduğuna inanıyorum fakat, ben bir buçuk ay boyunca günde dokuz buçuk saat çalıştım. Bunun sonucunda Büyük Usta oldum. Satrançta doğru çalışmak çok önemli. Doğru çalışmayla başarı geliyor. Satranç, çocukların hayatında araç olarak kalsın. Hayatlarına çok ciddi katkı yapacaktır" diye konuştu.
"HAYATINIZDA SATRANÇ OLSUN"
Satrancı profesyonel meslek olarak ortaokulda seçtiğini ifade eden Haznedaroğlu, "Çok iyi satranç oynayan arkadaşlarım şu an başka mesleklerde çok başarılılar. Çoğu insan satrancın bir meslek olduğunu bilmiyor. Ben liseyi devlet okulunda okudum. Üniversitede, satranç sayesinde hocalarımdan daha fazla para kazanıyordum. Çoğu insan kabul etmese de satranç, doğru yapıldığı zaman ciddi bir meslek. Ben hiçbir öğrencime satrancı meslek olarak seçin demiyorum. Sadece hayatınızda satranç olsun diyorum. Türkiye’de en büyük handikap, velilerin çocuklarda daha çok yarışması. Velilere şunu söylüyorum. Çocuklarınızı işin ehli olan insanlarla çalıştırın. Antrenör sizi yönlendirecektir. Çocukları rahat bırakın. Rahat oldukları zaman başarılı olurlar. Bir başka handikap da çocukların çok sonuç odaklı olması. Bu nedenle kaybetmenin verdiği olgunluğa erişemiyorlar. Bu yaşıma kadar maçtan çıktığım zaman benim kaybettiğimi kimse anlamazdı. Satrancı inanılmaz seviyorum. Bana ciddi katkılar sağlıyor. Bu benim için yeterli" diye konuştu.
"DOĞRU NESİLLERİN YETİŞMESİNDE SATRANCIN ETKİSİ BÜYÜK"
Çocukların rahat oldukları ve aile baskısı olmadığı zaman satrancı doğru oynadıklarını vurgulayan Haznedaroğlu, "Satrancın birçok dış etkeni var. Sadece bilgi ile oynanmıyor. Uyku, düzenli beslenme, deşarj olma çok önemli etkenler. Çocuklar maçı kaybettikleri zaman içlerinde inanılmaz bir fırtına kopuyor. Satranç oynamayan bunu anlayamaz. Çocuklar kendilerini çok perişan ediyorlar. Bu da çocukların karakterlerinde ciddi etkiler doğuruyor. Çocuklarımızı doğru yetiştirdiğimiz zaman başarılı olacaklarına inanıyorum. Doğru nesiller yetiştirmemiz gerekiyor. İyi bir eğitim almaları gerekiyor. Bu da satrançla olabilecek bir şey. Satranç bu yönüyle diğer sporlardan ayrılıyor. Çocuklar rahat oynadıkları zaman zevk alıyorlar ve satrancın hayatlarına olan etkisinin farkına varıyorlar. Satrançta da ilerlemeye başlıyorlar" dedi.
"ÇOCUKLARIN HAYATINDA SATRANÇ OLSUN"
Çeşme’yi, üç yıl önce Uluslararası Çeşme Açık Satranç Turnuvası ile tanıdığını ifade eden Kıvanç Haznedaroğlu, "Çok mutlu oldum. Her sene bu turnuvaya katılma kararı verdim. Mehmet Sarısaç’a, ’Bu turnuva Çeşme’nin çehresini değiştirecek’ demiştim. Nitekim turnuvanın etkileri yaşandı ve iki çocuğumuz Milli Takım’a seçildi. Çocuklarımızın satranç sevgileri çok iyi. Ama sonuç odaklı olmaları kötü. Satranççıya sorulmaması gereken sorular var; çocuk, kaybettiği zaman kendi içinde bir üzüntü yaşıyor. Çocuğa sizin vereceğiniz tepki ile antrenörünün verdiği tepki çok farklı. Çocuklar hep anne babayı rol model alarak büyüyorlar. Siz olumsuz tepki verdiğiniz zaman sizi mutlu etmek için uğraşıyorlar. Bunun yaptığı stres, çocuğun başarısını etkiliyor. Stres dayanılmaz hale gelince de satrancı bırakıyorlar. Bırakın, çocuk başarılı olmasın ama hayatında satranç olsun" diye konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.