"Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?"
Sırbistan sınırına 10 km. uzaklıktaki Boşnak şehri Srebrenitsa’da yaşarken, 11 temmuz 1995 tarihinde yapılan katliamda henüz 14 yaşındayken katledilmiş bir çocuk sormuştu bu soruyu.
Dün gibi hatırlıyorum insanlığın insanlıktan çırak çıkartılarak bu güzelim kentin adının yanına katliam sözcüğünün yazıldığı o meşhum günü.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'daki en büyük katliamdı Srebrenitsa Katliamı ve tarihin lanetli sayfalarına yazılmış en büyük insanlık trajedilerinden biri.
Sayılabildiği ve saptanılabildiği kadarı ile 8 bin 372 Boşnak sivilin Sırp askerlerince katledilmelerine başta Avrupa olmak üzere tüm dünya seyirci kalmıştı.
Henüz 6 bin 500 kurbanın kimliklerinin belirlenebildiği Srebrenitsa'yı yazmak istedim bu gün.
Bu insanlığın kara lekesini bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak için.
Sırp katillerinin katlettikleri yaşlı, genç, kadın, çocuk, bebek Boşnakları yad etmek için.
Ben Boşnak değilim.Ama insanım.
Şu ahir ömrümde canımı en çok yakanların başlarındadır Srebrenitsa.
Bosna-Hersek'in doğusunda, Sırp Cumhuriyeti'nin içinde bulunan, Bosna-Hersek ile Sırbistan'ın sınırındaki yem yeşil bir yerleşim birimi.
Coğrafi ve kültürel özelliklerini çoğumuz bilmeyiz.
Ama Srebrenitsa’ yı duyar duymaz derhal katliam sözcüğü gelir aklımıza.
Genellikle bu kahrolası sözcükle bilinir de aslında katliam sözcüğü de yetersizdir yaşanılanların karşısında.
Soykırım sözcüğünün tam karşılığıdır Srebrenitsa.
1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı.
General Ratko Mladiç komutasında ki ağır silahlarla donatılmış Sırp Cumhuriyeti Ordusu, “Akrepler” olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri ile birlikte Srebrenitsa’ya ve orada ki sivillerin kanlarına girdi.
İşin daha da vahim tarafı Birleşmiş Milletlerin Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olması, 400 silahlı Hollanda barış gücü askerini sivil halkı herhangi bir baskına karşı bölgede görevlendirmiş olması ve Holandalıların yaşanılanlara müdahale etmeyerek çekilmeleri.
Birleşmiş Milletlerin bu soykırımım gerçekleşmesinde ki dolaylı rolleri bununla da sınırlı kalmadı.
Savaştan önce nüfusu 24 bin civarı olan Srebrenitsa’da yaşayan sayısı diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına geldiği günlerde,kent açlık ve hastalıkla ile mücadele eden bir toplama kampına dönüşmüştü ki BM Barış Gücü Müslümanların elindeki silahları güvenlik gerekçesiyle topladı.
‘Gel ayı ye beni ‘ bu eylemle sahneye konulurken dünya yine sessiz kalmıştı.
Durum Sırplar için mükemmel bir fırsat olmuş,kendilerini koruyacak güçleri kalmayan Boşnakları katletmelerinin önü iyice açılmıştı.
Müslümanların toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru, sorumlu Hollanda komutanı Thom Karremans tarafından reddedilirken BM yalnızca iki F16’ya kent üzerinde göstermelik bir uçuş yaptırmakla adeta yasak savmayı tercih etti.
İp, Hollandalı askerlerin bir gece yarısı Bosna’daki BM Barış Gücü komutanı Hollandalı generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşaltmalarıyla ve savaş sırasında şehrin güvenliğinden sorumlu olan Hollandalı Komutan Thom Karremansın kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etmesiyle koptu.
Srebrenitsa artık açık hedefti.
Daha sonra ortaya çıkan bir video kasedin de ise Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri görülecekti.
Bazı acılar var türkü yaksan yetmez, kitaplar yazsan bitmez.
Lanetle karılmış cani ruhların tarih boyunca mazlumlara karşı işledikleri suçların cezalarını bu dünya da hiçbir hukuk sistemi veremez.
Ne hapis cezaları ne de idam kararları mağdurların acıdan korlanmış yüreklerini soğutmaya yetmez.
Bir hafta süren Almanların Yahudilere yaptıklarından sonra insanlığa karşı en büyük suç olarak arşivlerde yer alan Srebrenitsa soykırımı insanın insana neler yapabileceğinin en büyük kanıtlarından biridir.
Trajediye bakın ki, Srebrenitsa’da yaşanılanların davası onları Sırp canilerin eline bırakıp kaçan Hollanda nın Lahey şehrinde mukim Adalet Divanında görüldü.
Lahey Adalet Divanı bir hafta süren katliamı bir ‘soykırım’ olarak kabul etti; ancak Sırbistan’ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi.
Dedim ya bu konuda ki hiç bir mahkeme bu dünyanın mahkemesi değildir diye.
Elbet bir kez daha görülecektir Srebrenitsa davası;ama bu defa yargıcının aynı zamanda tanık olduğu bir başka mahkemede.
Farklı mahkemelerde görülen Srebrenitsa davalarında bugüne kadar 45 Sırp, toplam 699 yıl hapis cezası aldı.
2016'da sonuca bağladığı davada, Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadzic Srebrenitsa soykırımı dahil 10 ayrı suçtan 40 yıl hapis cezası alırken, Srebrenitsa soykırımındaki suçları nedeniyle eski Sırp general Radislav Krstic 35 ,Vidoje Blagojevic 15, Drago Nikolic 35, Ljubomir Borovcanin 17, Vinko Pandurevic 13,, Radivoje Miletic 19, Milan Gvero 5 er yıla mahkum edilirlerken Vujadin Popovic ve Ljubisa Beara'yı ömür boyu hapis cezası aldılar.
Bosna Hersek Mahkemesinde görülen davada ise 13 Temmuz 1995'te bine yakın Boşnak sivilin öldürülmesiyle suçlanan Milorad Trbice biçilen ceza 30 yıl hapis oldu.
Eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic de Srebrenitsa'daki soykırımla suçlandı ancak ICTY'deki yargılanması devam ederken tutuklu bulunduğu cezaevinde öldü.
İfadesinin alınması, ve cezasının kesilmesi İlahi mahkemeye kaldı.
Hani iki de bir oradan buradan çıkıp Türkler bizi katletti, soykırım yaptı diye zırvalayan,ortaya hiçbir belge bile koyamadan,kuyruk acısını kuyruğunu yalayarak hafifletmeye çalışan Ermeniler ve yandaşları var ya;
Son sözüm onlara.
Yatın kalkın dua edin kerameti kendinden menkul hayali derdiniz 2 bin yıllık tarihinde katliam ve soykırım ile ilgili hiçbir anı taşımayan biz Türklerle;
Ya,bunlarla olsaydı..?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Soykırım sözcüğünün tam karşılığıdır Srebrenitsa
"Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?"
Sırbistan sınırına 10 km. uzaklıktaki Boşnak şehri Srebrenitsa’da yaşarken, 11 temmuz 1995 tarihinde yapılan katliamda henüz 14 yaşındayken katledilmiş bir çocuk sormuştu bu soruyu.
Yanıtını verebilecek hiç kimse çıkmadı daha.
Eminim ki, çıkamayacakta.
Çünkü soru sormamıştı çocuk;
Srebrenitsa lanetini insanlığın kucağına bırakmıştı.
Dün gibi hatırlıyorum insanlığın insanlıktan çırak çıkartılarak bu güzelim kentin adının yanına katliam sözcüğünün yazıldığı o meşhum günü.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'daki en büyük katliamdı Srebrenitsa Katliamı ve tarihin lanetli sayfalarına yazılmış en büyük insanlık trajedilerinden biri.
Sayılabildiği ve saptanılabildiği kadarı ile 8 bin 372 Boşnak sivilin Sırp askerlerince katledilmelerine başta Avrupa olmak üzere tüm dünya seyirci kalmıştı.
Henüz 6 bin 500 kurbanın kimliklerinin belirlenebildiği Srebrenitsa'yı yazmak istedim bu gün.
Bu insanlığın kara lekesini bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak için.
Sırp katillerinin katlettikleri yaşlı, genç, kadın, çocuk, bebek Boşnakları yad etmek için.
Ben Boşnak değilim.Ama insanım.
Şu ahir ömrümde canımı en çok yakanların başlarındadır Srebrenitsa.
Bosna-Hersek'in doğusunda, Sırp Cumhuriyeti'nin içinde bulunan, Bosna-Hersek ile Sırbistan'ın sınırındaki yem yeşil bir yerleşim birimi.
Coğrafi ve kültürel özelliklerini çoğumuz bilmeyiz.
Ama Srebrenitsa’ yı duyar duymaz derhal katliam sözcüğü gelir aklımıza.
Genellikle bu kahrolası sözcükle bilinir de aslında katliam sözcüğü de yetersizdir yaşanılanların karşısında.
Soykırım sözcüğünün tam karşılığıdır Srebrenitsa.
1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı.
General Ratko Mladiç komutasında ki ağır silahlarla donatılmış Sırp Cumhuriyeti Ordusu, “Akrepler” olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri ile birlikte Srebrenitsa’ya ve orada ki sivillerin kanlarına girdi.
İşin daha da vahim tarafı Birleşmiş Milletlerin Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olması, 400 silahlı Hollanda barış gücü askerini sivil halkı herhangi bir baskına karşı bölgede görevlendirmiş olması ve Holandalıların yaşanılanlara müdahale etmeyerek çekilmeleri.
Birleşmiş Milletlerin bu soykırımım gerçekleşmesinde ki dolaylı rolleri bununla da sınırlı kalmadı.
Savaştan önce nüfusu 24 bin civarı olan Srebrenitsa’da yaşayan sayısı diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına geldiği günlerde,kent açlık ve hastalıkla ile mücadele eden bir toplama kampına dönüşmüştü ki BM Barış Gücü Müslümanların elindeki silahları güvenlik gerekçesiyle topladı.
‘Gel ayı ye beni ‘ bu eylemle sahneye konulurken dünya yine sessiz kalmıştı.
Durum Sırplar için mükemmel bir fırsat olmuş,kendilerini koruyacak güçleri kalmayan Boşnakları katletmelerinin önü iyice açılmıştı.
Müslümanların toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru, sorumlu Hollanda komutanı Thom Karremans tarafından reddedilirken BM yalnızca iki F16’ya kent üzerinde göstermelik bir uçuş yaptırmakla adeta yasak savmayı tercih etti.
İp, Hollandalı askerlerin bir gece yarısı Bosna’daki BM Barış Gücü komutanı Hollandalı generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşaltmalarıyla ve savaş sırasında şehrin güvenliğinden sorumlu olan Hollandalı Komutan Thom Karremansın kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etmesiyle koptu.
Srebrenitsa artık açık hedefti.
Daha sonra ortaya çıkan bir video kasedin de ise Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri görülecekti.
Bazı acılar var türkü yaksan yetmez, kitaplar yazsan bitmez.
Lanetle karılmış cani ruhların tarih boyunca mazlumlara karşı işledikleri suçların cezalarını bu dünya da hiçbir hukuk sistemi veremez.
Ne hapis cezaları ne de idam kararları mağdurların acıdan korlanmış yüreklerini soğutmaya yetmez.
Bir hafta süren Almanların Yahudilere yaptıklarından sonra insanlığa karşı en büyük suç olarak arşivlerde yer alan Srebrenitsa soykırımı insanın insana neler yapabileceğinin en büyük kanıtlarından biridir.
Trajediye bakın ki, Srebrenitsa’da yaşanılanların davası onları Sırp canilerin eline bırakıp kaçan Hollanda nın Lahey şehrinde mukim Adalet Divanında görüldü.
Lahey Adalet Divanı bir hafta süren katliamı bir ‘soykırım’ olarak kabul etti; ancak Sırbistan’ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi.
Dedim ya bu konuda ki hiç bir mahkeme bu dünyanın mahkemesi değildir diye.
Elbet bir kez daha görülecektir Srebrenitsa davası;ama bu defa yargıcının aynı zamanda tanık olduğu bir başka mahkemede.
Farklı mahkemelerde görülen Srebrenitsa davalarında bugüne kadar 45 Sırp, toplam 699 yıl hapis cezası aldı.
2016'da sonuca bağladığı davada, Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadzic Srebrenitsa soykırımı dahil 10 ayrı suçtan 40 yıl hapis cezası alırken, Srebrenitsa soykırımındaki suçları nedeniyle eski Sırp general Radislav Krstic 35 ,Vidoje Blagojevic 15, Drago Nikolic 35, Ljubomir Borovcanin 17, Vinko Pandurevic 13,, Radivoje Miletic 19, Milan Gvero 5 er yıla mahkum edilirlerken Vujadin Popovic ve Ljubisa Beara'yı ömür boyu hapis cezası aldılar.
Bosna Hersek Mahkemesinde görülen davada ise 13 Temmuz 1995'te bine yakın Boşnak sivilin öldürülmesiyle suçlanan Milorad Trbice biçilen ceza 30 yıl hapis oldu.
Eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic de Srebrenitsa'daki soykırımla suçlandı ancak ICTY'deki yargılanması devam ederken tutuklu bulunduğu cezaevinde öldü.
İfadesinin alınması, ve cezasının kesilmesi İlahi mahkemeye kaldı.
Hani iki de bir oradan buradan çıkıp Türkler bizi katletti, soykırım yaptı diye zırvalayan,ortaya hiçbir belge bile koyamadan,kuyruk acısını kuyruğunu yalayarak hafifletmeye çalışan Ermeniler ve yandaşları var ya;
Son sözüm onlara.
Yatın kalkın dua edin kerameti kendinden menkul hayali derdiniz 2 bin yıllık tarihinde katliam ve soykırım ile ilgili hiçbir anı taşımayan biz Türklerle;
Ya,bunlarla olsaydı..?