Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sorumlu kişi önce dostluk demeli

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2014 01:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2014 01:08


 

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Irak topraklarının yüzde 40’ına sahip olması ve Ayn El Arap (Kobani) kırsalında hakimiyet kurmaları, batılıların hoşuna gitmedi.

Türkiye’yi de derinden sarsan gelişmeler üzerine NATO’dan dostumuz olan ABD, Kobani üzerinde uçuşlara başladı. Belli yerler bombalandı, bazı hedefler yok edildi; Ancak, PKK’nın Suriye kolundan yükselen “bitiyoruz çabuk gelin” feryatları arşa kadar uzandı. Fransızlar ve İngilizler de fırsattan istifade “demokrasi getirecekleri toprakları” insansız hava araçlarıyla didik etmeye başladı. Hem 1939’da bıraktıkları topraklara dönmek hoşlarına gidiyor olmalı

Neyse konumuza dönelim…

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sadece 1 saat kalabildiği Kobani’ye havadan yapılan silah ve mühimmat desteği de işe yaramadı. IŞİD, her gün biraz daha güçlendi, Başkent Bağdat’a kadar ilerledi. Saddam Hüseyin’den kalan gizli silahları elleriyle koymuş gibi bulan IŞİD militanlarının lojistik olanakları da dikkat çekici düzeyde…

Bu arada Türkiye’de yer yerinden oynadı. Okullara, Atatürk heykellerine, Türk Bayrağı’na, araçlara, karakollara, evlere, insanlara saldırılar arttı. Bazı uzmanlara göre “Kalkışma Provası” yapıldı. 3-5 gün içinde ölenlerin / öldürülenlerin sayısı 35’i buldu. Hizbullah, PKK’ya savaş açtığını duyurdu, 16 yaşında linç edilen Diyarbakırlı gencin babası “Bizim çocuklarımızdan ne istediler? O, sadece et dağıtıyordu” sözleri herkesi kendine getirdi.  

Terör çirkin yüzünü bir kez daha göstermişti…

Terör bir insanlık suçu. Tamam ama kime göre? Örneğin bizim için eli kanlı terör örgütü PKK, acaba başka ülkelerden nasıl görünüyor? Kerkük’te yaşayan bir Kürt PKK’ya bizim gözümüzle mi bakıyor?

Fransa’da daha çok Anadolu’dan giden, kaçan ya da gönderilen ve orada yer edinen Ermeniler PKK’ya nasıl bakıyor? ABD’nin Los Angeles kentinin baronlarını oluşturan Ermeniler ne diyor olabilirler? Asala gibi dev bir örgütü kuran, çalıştıran, Ankara Esenboğa’da eylem yapacak kadar eğiten kişilerin hepsi öldü mü?

Rusya Çeçen militanları terörist olarak görüyor, oysa aynı militanlara “mücahit” diyen kaç kişi olduğunu biliyor muyuz? Bırakın sadece başka ülkelerin nasıl baktığına, canlı yayınlarda bıçakla boğaz kesen IŞİD’li militana acaba Türkiye’de kaç kişiİslam’ın zaferi için kanlı da olsa bunlar gerekli” diyor? Türkiye’yi yöneten AKP iktidarından bir kişi bile çıkıp da “IŞİD terör örgütü” diyemedi. Dediyse de ben atlamış olmalıyım…

Demek ki terör ve terörist kavramlarında herkesin katılacağı kesin bir yargıya varmamız zor. Bu açıdan bakınca 30 yıldır asla başarıya ulaşamayacağına inandığımız terör aslında Türkiye’de galip geldi. Eğer PKK terörü olmasaydı, Kürt sorunu Türkiye’de bu kadar tartışılır ve öncelik kazanır mıydı? Terör istediği sonucu aldı Türkiye’de.

Bugün Türkiye’de herkes Kürt sorununu konuşuyor. Toplumu hiç tanımayan din uluları, mezhepler, ırklar, uluslar ve devletler Kürtleri gündemlerine aldılar. Demokrasi adı altında büyük bir tiyatronun başrol oyuncuları haline geldiler ve perde inmeden alkış isteyecek hale dönüştüler.

Toplumsal hafızası zayıf kişilerin derin uykusundan yararlanan batılı dostlar da Suriye-Türkiye gerginliğinden yararlanmanın yollarını buldular. Daha önce denedikleri “gruplara silah ver ve bekle” politikaları şimdi devreye girdi. Azıcık milliyetçilik, azıcık ezilmişlik, azıcık ‘sen başkasın’ sosu yine işe yaradı. Kahvehane köşelerine kadar inen “bu iş artık bitsin’ sözleri yerini ‘bu işi savaş bitirir’ sözleri almaya başladı.

3 milyon 750 bin pompalı alan sözde avcılar, belki de ilk denemelerini Diyarbakır’da yaptı. Ellerinde silah olanlar artık konuşamazlar. Her tetik düştüğünde yeni bir nara gelir arkasından.

Kan, insanı çeker. İnsan da diğer insanları…

Türkiye, etle tırnak olmuş iki halkın ortaklığında büyük adımlar attı ve atmaya devam edecek. Yapılması gereken tek şey; konuşmak, konuşmayı devam ettirmek.

Herkese bu anlamda çok iş düşüyor. Sorunlu alanlarda sorumluluk gerek…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.