Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sokak hayvanları ve toplumsal duyarsızlık

Yazının Giriş Tarihi: 30.04.2016 00:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.04.2016 00:37

Öncelikle hayvanların bizim için zararlı bazı mahlûklar değil tam tersine, dostlarımız olduğunun bilinci ile hareket etmeliyiz. Çünkü bu dünyayı onlarla paylaşıyoruz, burası bizlerin olduğu kadar onların da evi. Onların da bizler gibi yaşayabileceği başka bir gezegenleri yok. Dünyamızın dengesini korumak için bizler gibi onların da burada bulunması gerekiyor. Dolayısıyla hayvanlarla birlikte, hepimizi misafir eden doğamızı da korumamız şart.

Bizim çocukluğumuzdaki sokak hayvanları şimdikilere göre daha doğal bir ortamda sürdürüyorlardı yaşam mücadelesini. O zamanlar bu kadar motorlu taşıt yoktu, betonlaşma çok az idi, teknoloji yaygın değildi, boş alanlar fazla idi. Bu ve benzer nedenlerden dolayı köpekler ve kediler daha rahat ortamlarda dolaşıyor, yiyeceklerini daha kolay yollardan temin ediyordu.

Ancak; Yıllar geçtikçe nüfus artışı ile birlikte insanların barınma ihtiyaçları arttı ve yeşil alanlar azalarak, betonarme binalar hızla çoğaldı. Şehirlerde çöp toplama yöntemleri değişti. Dolayısı ile sokak hayvanları yiyecek ve su bulmakta zorlanmaya başladı. Bu çaresiz hayvanlara duyarlı davranan insanlar ne kadar çabalasa da bazı gerçekler maalesef değişmiyor. Hayvanların önemli bir kısmı yine aç ve susuz kalıyor. Evet, şanslı olanları bizim sevgimizi alıyorlar, karınlarını bizim sayemizde doyuruyor, bizi kolluyor ve sahipleniyorlar ama bir de bu şansı hiç tadamamış ya da tattıktan sonra birden kendilerini yapayalnız bulmuş olanları da var. Onlar, sokakta, karayollarında, ormanlık alanlarda ve barınaklarda gördüğünüz dört ayaklı dostlarımız. 

Bazılar bizi görünce sevilme umuduyla koşarak yanımıza geliyor, bazıları kuyruklarını kıstırıp, en uzak köşelere kaçıyor, bazıları karınlarını doyurmalarına uygun yerler ya da iyi yürekli insanlar buluyor, bazıları aç kalıyor, bir deri bir kemik yaşamlarını sürdürmeye uğraşıyor hatta dayak yiyor.

Oysa toplum olarak bunu önlemede çaresiz değiliz. Hepimizin yapabileceği bir şeyler var aslında. Sokakta yaralı bir kedi veya köpek gördüğümüzde çok mu zordur ilgili belediye birimine telefon etmek ? Ya da bu hayvanların kolayca ulaşabileceği noktalara bazı yiyecekler bırakmak ?

Toplum da bu tür konularda belli bir kesimin haricinde maalesef bir duyarsızlık var.

O halde ne yapılabilir?

Öncelikle ailelere çok büyük görevler düşüyor. Çocuklarımıza daha küçük yaşlarda itibaren sevgiyi, merhametli olmayı, hayvanları sevmeyi öğretmeliyiz. Eğer ebeveynler bu konuda gerekli hassasiyeti gösterirse o zaman eminim ki bu sevimli yaratıklar çok daha rahat bir yaşam tarzına kavuşacaklardır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.