Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasetteki merdivenlere takoz mu konuluyor?

Yazının Giriş Tarihi: 22.09.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.09.2020 00:00

Herkesin bir hedefi var. İnsanlarımız en büyük hedeflerinden bir tanesi de ülkeye ve millete hizmet edebilmek. Bu uğurda canla başla çalışanların yanı sıra, tepeden inme koltuklara konanlarında olması, pek çok kişiyi olumsuzluğa ve ümitsizliğe götürüyor.

Senelerdir yerel siyaseti ve ülke siyasetini izleyen birisi olarak, ülkemizde son yıllarda yaşanılan olaylara baktığımda, “nerede o eski politikacılar?” diye kendi kendime hayıflanıyorum. Nedeni, insanların siyaset adına sürekli olarak birbirlerine kazık atmaları. Birbirlerinin ayaklarını kaydırma adına çalışması. Halka hizmeti değil de genel merkez ve genel başkana yağ çekip, onları överek, onlar hakkında sosyal medya ortamlarında hayranlık uyarıcı paylaşımlarda bulunarak siyaset yapmaya çalışmasına hayretle bakıyorum.

Eskiden de siyasette rakipler olurdu. Aynı parti içinde başkanlık için, vekillik için yarışma olurdu. Fakat, seçim bitince, rakipler bir araya gelir, el ele verir, kol kola girer ve partilerin8 başarısı için beraber çalışırlardı.

Şimdi durum farklı. “Ben olursam başarılı oluruz. Yoksa, ben yokum.” Mantığı ile siyaset yapılıyor. Birde, insanlar, mevcut partilerinde koltuk kapma yarışını kaybedip kaybetmez hemen “yeni parti kuracak” söylemlerini çıkarıyorlar. Bazıları da zaman geçirmeden parti kurup, önce eski partisine muhalefete başlıyor. Sonra da rakip partiden “acaba vekil sıralamasına girip de sandalye kapabilirim miyim?” hesapları yapıyor.

Tabi, bu durum sadece iktidar partisi değil, bütün siyasi partilerde aşağı yukarı aynı. Parti teşkilatlarında çalışmış, ayakkabı eskitmiş, tırnakları ile merdivenleri kazıyarak çıkmış olan insanlara artık pek rağbet yok gibi. Malum, Ana muhalefet CHP’deki Muharrem İnce hareketi böyle başladı. Daha önceleri de Mustafa Sarıgül hareketi böyle başlamıştı.

Şimdi, iktidar AK Parti’den ayrılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kurdukları siyasi partiler gibi, geçmişte de Abdüllatif Şener büyük umut ve beklentilerle parti kurmuş, ama ilk seçimde ekarte olmuştu. Şimdi, eski rakibi olan CHP’den listeye konulup vekil seçtiriliyor.

Son olarak geçtiğimiz hafta sonu İYİ Parti 2. Genel kurulunu yaptı. Bu genel kurul eski genel kurullara göre epey atışmalı ve çekişmeli geçti. Hatta, Genel İdare Kurulu listesinde olmayan, aday olmalarına rağmen seçilemeyen bazı milletvekilleri de bu duruma isyan etme noktasına gelmişler. Durumu, Sosyal medya hesaplarıyla duyurdular.

Malum, İYİ Parti, her ne kadar MHP’den ayrılan Meral Akşener ve arkadaşları tarafından kurulma aşamasında MHP’ kökenlilerin partisi olmakla lanse edilse de, seçim zamanı bu durum değişmişti. Meral Akşener geçmişte Doğru Yol Partisi saflarında siyaset yaptığı için Demokrat Parti’nin şansını görmeyen eski Doğru Yolcular burada bütünleşmiş, ANAP kökenlilerde burada buluşmuşlar ve seçimlere girilirken, Merkez Sağ partisi izlenimi verilmişti.

Seçimler yapılır yapılmaz ise parti yönetimleri için de yeni tartışmalar başlamış, yeni kurulan siyasi parti olmasına rağmen ana muhalefet ile yaptığı ittifak nedeniyle sürekli gündemde olmasından dolayı da bu olaylar kamuoyuna pek fazla sızmamış, yada kamuoyu gerekli ilgiyi göstermemişti.

Şimdi ise durum farklı. 2023 seçimlerine partiyi taşıyacak olan genel idare kurulu belirlendi.

Açıklanan listeye göre, İYİ Parti Milletvekilleri Aydın Adnan Sezgin, Ahmet Çelik, Ayhan Erel, Hayrettin Nuhoğlu, Aylin Cesur asil üyeliğe seçilemeyerek yedek üye oldu.

Aytun Çıray, Feridun Bahşi, Behiç Çelik, Hasan Subaşı GİK listesine giremedi.

Listede Bursa'dan  milletvekilleri Prof.Dr. İsmail Tatlıoğlu, Ahmet Kamil Erozan ve parti kurucusu Hasan Toktaş da yer aldı.

Genel kurulda ise Bursa imzası Divan Başkanı seçilen İsmail Tatlıoğlu sayesinde dosta düşmana gösterildi. Tabi, genel kurul sonrasında her siyasi partide yaşandığı gibi bir küskünler gurubu ve merkez yönetime yeni bir muhalif gurup oluştu. Seçilenler mutlu olurken, seçilemeyenlerin yeni hedefi ise parti içindeki muhalefet gibi gözüküyor.

İyi Parti’deki gelişmeler bu yönde ilerlerken, siyasetin genel yapısına baktığımızda ise, bazı kişilerin, özellikle köşe başlarını tutup, suyun başında nöbet tutanların, istedikleri gibi at oynattıklarını izliyoruz. Bu durumda, yeni insanların siyasete kazandırılması ve onların parti yönetimlerinde söz sahibi olması beklentisi ise kongre mevsiminin sonbahar aylarında olması nedeniyle sanırım önümüzdeki döneme, yeni baharları beklemeye kaldı.

Siyasette, insanların ayaklarına nasıl takoz konulduğu, düz yolda ilerlemelerine bile izin verilmediğini de böylece bizler görüp öğreniyoruz.

Şu Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu ile yapılmak istenilen değişiklikler bir açıklansa da siyaset merdivenlerindeki bekleyen tehlikeler ve insanların ayaklarına konan takozların kaldırılıp kaldırılmayacağını öğrensek.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.