Ülkemizde pek çok sıkıntı var. Medya haberlerine baktığımızda en fazla sayfaları Patlıcan ve biber haberleri yer alıyor. Vatandaş, kuru soğan ile patates muhalefetine aynen devam ediyor.

Dün sabah erken saatlerde çarşı-pazar gezmesine çıktım. Malum, halk arasında ve bazı muhalif medya guruplarında patates-soğan haberleri yeniden tezgaha konulup satılıyor. Pazarcılarla, bu konudaki görüşlerini sordum. Bu fiyatlarla ilgili eski yıllarda nasıl olayların yaşandığını da sordum. Aslında, patates ve kuru soğanın fiyatları, mevsimsel olarak Aralık ve Ocak aylarında pahalı oluyormuş.

Fakat bu sene, üretim eksikliği, ihracat yapılması, havaların yağmurlu geçmesi, seraların zarar görmesi gibi bazı nedenlerle, ürünlerin yetiştirilemediği için sıkıntılar varmış.

Biz, zaten ülke olarak sürekli sıkıntı içindeyiz. Hangi yıl olursa olsun, gelin gazeteye, yaklaşık 56 yıllık arşiv mevcut. Sayfaları açalım. Gazete sayfalarındaki haberlerin aşağı yukarı aynı olduğunu görebiliyoruz. O dönemlerde de pahalılıktan söz ediliyordu. Bugün de.

Bugüne baktığımızda ise sosyal medyanın gelişmesi, yaygınlaşması, internet ortamında dünya ile entegre olmamız nedeniyle, bizler dünyanın pek çok ülkesindeki haberlerden anında haberdar oluyoruz. Dünyanın pek çok ülkesi de bizim ülkemizden haberdar oluveriyor. Çünkü sosyal medya hesaplarında yapılan bazı yanlış, yanlı ve hatalı paylaşımlar, ülkemize zarar verebiliyor.

İnsanları incitmeden, dertleri anlatıp, derman aramak en güzeli. Bizim ülkemizde ise pek çok kişide böyle alışkanlıklar yok. İnsanlar, birbirleriyle sürekli tartışma ve mücadele halinde izlenimi veriyor.

Tamam, siyaset dünyasında insanların zaten meslekleri bu, aralarında siyasi çekişme, siyasi yarış ve halka siyasi yönden etki edebilme adına bazı söylemlerle bulunmaları gayet normal.

Peki, siyaset dışı olanların, kendi aralarında veya sosyal medyada siyasetçilerden daha çok siyaseti tartışmaları acaba ne kadar doğru?

Hani, büyüklerimizin dedikleri gibi, kraldan daha çok kralcı olan birileri var etrafımızda. Ki, bu kişilerin, aslında uğruna kavga ettikleri siyasetçilerin pek çoğunun kim olduğunu, ne olduğunu, nereden gelip nereye gittiğinden bile haberleri yok. Sırf, ideoloji uğruna böylesine olumsuz konularla vakit geçiriyorlar.

Bazı kişiler ise, siyasette rol kapma peşindeler. Bunların pek çoğu da kendilerine sivil toplum kuruluşu denilen, dernek, vakıf veya herhangi bir oluşumun içinde yer aldıklarını söyleyen kişiler. Mahalli seçimlerin yaklaşmaya başlamasıyla beraber, bu kişilerde fazla mesai yapmaya başladılar. Siyasetçileri, birer gölge gibi takip ediyorlar. Bazıları, belediye meclislerinde yer alabilme peşinde. Bazıları da belediye yönetimlerine gelecek olanlara yakın görünüp, ileride belediye işlerinden nemalanmanın hesapları peşindeler.

Siyasi parti yönetimleri de seçim üstü, “bu kişiler bize destek veriyorlar” düşüncesiyle onları yanlarında tutuyorlar. Beraber, yol geziyorlar. Siyasetin geliş-gidişleri ve geçiş yönleri bu kişilerce kontrol altına alınmak isteniyor. Pek çok parti bu gibi kişilerle el ele gibi görüntü sergileyip, onların ekarte edilmesine yol açacak uygulamalara imza atıyorlar. Bazıları ise “elle gelen düğün bayram” misali, onlara kucak açıyorlar.

Ne diyelim, seçimler öncesinde yaşanılan bu olaylara dikkat çekmek istedim. Çünkü olmadık zamanda, olmadık insanların karşımıza çıkması, bizleri üzüyor.

İYİ Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için devlet memurluğu görevinden istifa eden, partisinin CHP ile ittifak yapması nedeniyle Büyükşehir adaylığı olmaması durumunda Osmangazi’den aday olması beklenen, ittifak görüşmelerinde ise Osmangazi ilçesinin diğer partide kalması nedeniyle açıkta kalan Prof. Dr. Emin Balkan, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevine geri döndü.

Balkan, “Bursa’ya hizmet edebilme adına, bana sunulan böylesi bir görev için, göreve hazır olduğumu söyledim. İstifa ederek, gereğini yaptım. Fakat adaylık nasip olmadı. Demek ki kısmet değilmiş” dedi. Balkan, Üniversitedeki görevine geri dönüp, çalışmalarına başladı.

Bursa-İstanbul arasındaki Gebze-Osmangazi-İzmir Otoyolu gişelerinde başıma gelen olayları sizlerle paylaşmıştım. Otoyol gişelerinde HGS ve OGS sistemlerinin devre dışı bırakılıp, sürücülerin nakit para ödemeye zorlandığını bizzat yaşayarak gördüm. Bu konularla ilgili hem olayları hem de yapılan işleri sizlerle paylaştım.

AK Parti Bursa Milletvekili ve Kamu İktisadi Teşekkülleri Komisyonu üyesi Ahmet Kılıç, konuyla ilgili arayıp bilgi aldı. Kılıç, ilgililerle görüşüp, vatandaşların şikayetlerine yol açan, açabilecek bu tür olayların yaşanmaması için uyarılarda bulunacağını ifade etti.

Kendisinden Allah razı olsun. Umarım, gerekli çalışmalar yapılır. Eğer sistem bozuk ise onarılıp hizmet etmesi sağlanır. Bozuk değil de vatandaşların iddiaları gibi nakit para toplama adına böyle bir iş yapılıyorsa, umarım bu işe yol açanlarda gerekli cezaları alırlar.

İki gün sonra, Pazar günü aynı yoldan tekrar geçeceğim. HGS’yi kontrol ettim. Gerekli bakiye fazlasıyla mevcut. Bakalım, gerekli düzenlemeler yapılacak mı, yapılmayacak mı?