Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasetin bol çeşnili menüsü

Yazının Giriş Tarihi: 30.05.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.05.2019 00:04

Her yıl Ramazan ayı geldiğinde kurulan iftar sofralarında siyasetçilerimizin baş tacı edilmesine alıştık. Bu seneki Ramazan ayının ise yenilenmesi kararı alınan İstanbul seçimleri öncesine denk gelmesi, siyasetin alevlenmesine ve bol çeşnili iftar menülerinin tartışılmasına yol açtı.

Attığımız her adımda siyasetle karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz gün bir işportacı tramvayda yüksek sesle konuşup, Osmangazi Belediyesi’nin yaptığı uygulaması eleştiriyordu. Nedeni; belediye yönetimi demiş ki işportacılara; “Ramazan ayı ve bayram öncesinde yaya kaldırımları, caddeleri, köşe başlarını işgal etmeyin. Akşam, teraviden sonra saat 23.00 gibi tezgah açın, biz size dokunmayacağız. Gündüz mesai saatlerinde, halkımızın gelip geçtiği yürüdüğü yolları işgal etmeyin.”

Gayet güzel, mantıklı bir karar.

İşportacı bu kararı beğenmemiş. Bağırıyor, “ekmek parası için çalışıyorum. Zaten iş yok, güç yok. Geçim için, bayramda çocuklarımı güldürme adına bu işi yapıyorum. Köşe başında çorap satıyorum. Gelip bana müdahale ediyorlar” diye veryansın ediyor.

Haklı mı?

Bana göre haksız. Çünkü çorap satıp, işyeri kirası veren, vergi veren, ailesine bakan binlerce esnaf var bu memlekette. Köşe başında durup, kira vermeden, vergi vermeden, bayram fırsata çevirip, her türlü saldırganlıkla, yoldan gelip geçenlere bile kızarak, “tezgahıma zarar vermeyin” diye sürekli onları uyararak satış yapmanın sonucu, o esnafa ve işyerlerine müşterilerin gitmesine engel olunması ve kul hakkı yenmesi değil midir?

Olaya bu gözle baktığımızda ise işportacı, “benimde paraya, işe ihtiyacım var” diye karşılık veriyor.

Yazık. Bakıyorum, konuşmasından Bursalı olmadığı anlaşılıyor. Gelmiş, buraya yerleşmiş. Belki de bayram nedeniyle gelip, üç beş ne varsa vurgun yapıp gelen geçen seyyar tüccarlardan olabilir. Ama edebiyatı kuvvetli. İnsanları öyle bir yönlendiriyor ki, konuştuklarını duyan, Belediyeye ver yansın edesi geliyor. Başkasının ekmek parasına ve işine göz dikip, köşe başında bin bir takla atarak seyyarlık yapma ile helal para kazanılmaz. Benim şahsi fikrim ve kararın budur. Herkes, doğru, dürüst ve devletine milletine olan yükümlülüğünü yerine getirip, vergisini algını vererek iş yapmalı. Yoksa, Ramazan nedeniyle camilerin bahçelerini mesken tutan., dini inanç sömürücüleri dilencilerden bir farkı kalmaz bu insanların.

Bu işportacı, tramvaydaki vatandaşların tepki göstermesi üzerine ilk durakta inip kayıplara karıştı.

Gelelim, siyasette kurulan iftar sofralarındaki insanlara yönelik etkilere. İstanbul’da seçim öncesinde pek çok yerde sürekli kurulan iftar sofralarına seçim üstü yenileri eklenmiş. Yoldan geçen her vatandaşın yeterince iftar yapabilmesine imkan sağlanmış.

Bursa’ya bakalım. Belediyelerin kurdukları aş evlerine, işadamlarının kurdukları, vakıfların kurdukları, derneklerin kurdukları iftar sofraları ve çadırları eklendi bu sene. Epey bereketli maşallah. Öyle sanıyorum ki belki rakam eksik olabilir her gün ortalama 50-60 bin kişilik iftar yemekleri dağıtılıyor.

İnsanların yüzü gülüyor.

İnsanları mutlu etmek, onları mutlu ve gülerken görebilmek ne kadar huzur veriyor değil mi?

Çünkü, bu memleketin birlik ve beraberliğe, huzura ihtiyacı var. Mehmetçik, bizler evimizde rahat oturalım, sokaklarda terör korkusu olmadan rahat gezebilelim diyerek ülke sınırlarımız dışında bile görev yapıyor.

Fırat Kalkanı harekatı ile başlayan terör yuvalarının bertaraf edilmesine yönelik operasyon, yurt dışında devam ederken, yurt içinde de temizleme harekatları var. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadele de varılan noktayı anlatırken, “senelerin ihmallerinden söz edebiliyor” bazen. Ülkemizi 1980’li yıllardan bu yana sürekli tehdit eden terörle mücadelede ortaya çıkan bazı gerçekleri de unutmamamız gerekiyor. Teröristlerle el ele kol kola gezen bölücü vatan hainlerinin, bu devletten maaş aldıklarının da ortaya çıkarılmasını unutmamamız gerekiyor.

Ben, şu anda Kuzey Irak’ta devam edilen Pençe Harekatına katılan bütün asker ve polislerimize başarılar diliyorum. Şehit olanlara Allahtan rahmet, yaralanan gazilerimize ise acil şifalar diliyorum.

Eninde sonunda bu terör bitecek. Türkiye kazanacak. Teröre destek olan ve sürekli olarak onları besleyip, büyüten, kol kanat geren yabancı ülkelerle de dost görünüp düşmanımız olduğunu anladığımız ülkelerle de iş birliği içinde bu iş bitirilecek.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.