Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şişmanlık ve beyin

Yazının Giriş Tarihi: 29.07.2018 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.07.2018 00:01

Ülkemizde ve dünyada bir salgın gibi yayılmakta olan obezite ile ilgili birbirinden ilginç ve önemli pek çok çalışma yapılmakta. İçlerinden en ilginç bulduğum çalışmalardan birini özetlemek istiyorum sizlere.

     Avusturalya'nın Melbourn kentinde yapılmış olan bu çalışmanın sonuçları The Cell Metabolism isimli tıp dergisinde yayınlandı. 

     Söz konusu çalışmayı özetlemeden önce, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, vücudumuzda bulunan ve tamamen farklı özellikler taşıyan iki yağ türünden kısaca bahsetmem gerekiyor.

     Kahverengi yağ, daha çok boyun çevresinde, sırtta ve göğüste bulunan bir yağdır. Bu renkte olmasının nedeni hücrelerinde içerdiği bol miktardaki demirdir.

     Kış uykusuna yatan hayvanlarda ve insanlarda doğuştan var olan kahverengi yağın en iyi bilinen görevi yanarak ısı üretmesidir.

     Son yıllarda anlaşılmıştır ki kahverengi yağ kandan şekeri alarak yakmakta ve böylece kan şekerinin düzenlenmesinde de rol almakta.

     Kahverengi yağ egzersiz yapılarak oluşturulabilir, kaliteli uyku sırasında salgılanan melatonin hormonu ile üretimi artabilir. Soğuk ortamda uyunduğunda üretiminin daha çok arttığına dair de çalışmalar vardır. 

     Beyaz yağ dokusuna gelince... Beyaz yağın birçok amacı vardır. Vücuttaki en büyük enerji deposudur. İç organlarımız için ısı yalıtımı sağlar. Dış etkilere karşı da adeta bir yastık görevi görür.

     Beyaz yağ kadınlarda menopoz öncesi dönemde kalp, uyluk, kalça ve göğüs çevresinde toplanırken menopozdan itibaren bel çevresinde toplanmaya başlar. Erkeklerde ise aşırı yağın adresi bel çevresidir.

     Bel çevresindeki beyaz yağ fazlalığı insülin direncinin yanı sıra mikrobik olmayan yangısal süreci hızlandırarak şeker hastalığı, kalp damar hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini arttırır.

     Sözlerimin başında bahsetmiş olduğum çalışmaya göre beynin bir bölgesi, beyaz yağın ne ölçüde kahverengi yağa dönüşeceğini, vücudun ne kadar yağ depolayacağını ve dolayısıyla ne kadar kilo alacağını belirlemekte, adeta obezite anahtarı gibi çalışmakta.

     Normalde yemeklerden sonra kanda şeker yükseldiğinde pankreastan insülin salgılanmasına yanıt olarak beyaz yağ kahverengi yağa dönüştürülür. Aç kalınan dönemde bunun tersi olur. Bu mekanizma sağlıklı işlediği sürece yağın gereğinden fazla harcanması veya depolanması önlenerek vücut ağırlığı dengede tutulmaya çalışılır.

     Beyinde bulunan ve insülin sinyallerini okuyan bu mekanizma bozulduğunda kilo almaya eğilim olur. Bu kişilerde kahverengi yağa dönüşüm durur, enerji harcamaları azalır, kilo artar. 

     Beyindeki bu mekanizmanın düzeltilmesi ile daha az yağ depolanması ve daha çok enerji harcanması mümkün olabilecek gibi görünmekte. Böylece şişmanlığın tedavisinde yeni ufukların açılabileceğine inanılmakta. 

     Konulara biraz da farklı açılardan bakmamızı sağlayan bu tür çalışmaların sonuçlanması ve uygulamada işe yarar hale gelmesi dileğiyle sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.