Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sevgi Kadar Büyük Bir Fark Var

Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.09.2019 00:01

Pazartesi okullar açılıyor.  2019-2020 eğitim öğretim yılında bu kez farklı bir tatil dönemi uygulamasına başlanıyor. İki haftalık yarıyıl tatilinden başka, birinci dönem bir hafta, ikinci dönemde yine bir hafta daha olmak üzere iki haftalık bir ara tatil uygulamasına başlanıyor bu yıl. Buna göre,

9 Eylül’de 2019-2020 eğitim öğretim yılı başlayacak.

18 Kasım-24 Kasım 2019 arası bir hafta ara tatil,

20 Ocak-2 Şubat 2020 arası yarıyıl tatili,

06 Nisan-12 Nisan 2020 arası bir hafta tatil

19 Haziranda okullar kapanacak ve daha önceki yıllarda 13 hafta olan ama bu yeni tatil programıyla 11 haftaya düşen yaz tatiline girilecek.

Tüm öğrenci öğretmen ve eğitim camiasına hayırlı olsun.

Bu eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanımızın bazı farklı uygulamalarla ilgili çağrılarına şahit olduk yaz boyunca, bunlardan en çok önemsediğim şuydu;

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, barınaktan Pergel adında bir köpek alarak sahiplenmiş, bu köpeği,  bakanlık bahçesinde besleyeceklerini duyurmuş, ardından da okullar için de böyle bir uygulamanın yapılabilmesi temennisiyle bir kampanya çağrısı yapmıştı.

O gün, “yok artık her şeyi hallettik bir bu mu kaldı” şeklindeki tepkilere de, şöyle cevap vermişti Bakan Selçuk: “ Emin olun müfredattaki kitaplara hayvan sevgisini anlatan bir paragraf koymakla, okul bahçesine isteyen çocuğun sevebileceği, su verebileceği, günaydın diyebileceği bir can koymak arasında sevgi kadar büyük bir fark var.”

BU BİR GÖNÜLLÜLÜK HAREKETİ

Hayvan sevgisi, çocukların duygusal ve sosyal gelişiminde büyük rol oynuyor. Hayvanlarla erken yaşlarda kurulan sağlıklı bir ilişki, çocuklara sorumluluk sahibi olmaktan, ahlaki değerlerin gelişimine kadar pek çok katkı sağlıyor. Ayrıca, günlük yaşamın stresini azaltmaktan bağışıklık sisteminin güçlenmesine, iletişim becerilerini artırmaktan diğer tüm canlılara saygı duymaya kadar pek çok faydası var. Temelde ailede verilmesi gereken bu bilinç, henüz ülkemizde yeterli bir seviyede olmadığı için, okullarda atılacak bu minik adım, dalga dalga yayılacak, evde hayvan besleme sayımız artacaktır. Gün aşırı televizyonların ve gazetelerin üçüncü sayfalarına yansıyan hayvan eziyetleri, tekmelemeler, öldürmeler, yok saymalar ve her türlü kötü muameleler azalacak ve hatta hayvanı aileden, toplumdan birer canlı olarak görmeye başlayan bir neslin yetişmesinin önü açılabilecektir.

Elbette, küçük yaşlarda elde edilen bu bilinç ve alışkanlık büyük faydalar sağlayacaktır. Ama bunun için hiç kimse geç kaldık dememelidir. Yakından şahit olduğum bir olayı anlatayım;

 Hayatında hiçbir canlıya dokunmamış, dokunmaktan korkan orta yaşlarda  bir dostumuz, çocuklarının uzun ısrarı sonucu evine barınaktan bir kedi aldı. Zor geçen ilk birkaç haftanın sonunda, yavaş yavaş kediye dokunmaya, alışmaya başlayan dostumuz, aradan geçen altı ayın sonunda, kimi geceler evin kedisiyle aynı yatağı paylaşır duruma geldi. Neredeyse sofrada bir sandalye de kediye rezerve edilecek, bir tabakta onun için çıkartılacak dereceye geldi. Düne kadar sokak hayvanlarına son derece duyarsız olan bu dostumuz artık arabasının bagajında kedi ve köpekler için kuru mama taşıyor. İnanın ona bunu hiçbir kuvvet yaptıramazdı düne kadar. Ansiklopediler dolusu kitaplar okusa, onlarca seminerlere katılsa bu etkileşimi sağlayabilmesi mümkün olmazdı.

İşte bu canlı örneği gördüğüm için ve hatta sizlerin de etrafında benzer örneklerin olduğunu tahmin ettiğim için, Bakan Selçuk’un bu önerisini şiddetle destekliyorum. Hayvan sevgisi derste öğretilemez. Dokunarak, okşayarak, temas kurarak, iletişime geçerek aşılanabilir. Ve heyecanla bu tavsiye niteliğindeki projenin Türkiye’de ve Bursa’da ne kadar karşılık bulacağını merakla bekliyorum.  Bursa İl Milli Eğitim Müdürümüz Sabahattin Dülger’in de bu gönüllülük projesini önemsediğini, bizzat konunun takipçisi ve destekçisi olduğunu biliyorum. Sayın Dülger’in söylediğine göre, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında Bursa’da okulunun bahçesinde kedi-köpek barındıracak, bakanın tavsiye niteliğindeki projesine destek olacak okullar olacak. Özellikle bir hayvan sever olarak, hem bakanımız Sayın Ziya Selçuk’un hem İl Milli Eğitim Müdürümüz Sebahattin Dülger’in bu duyarlılıkları beni fazlasıyla memnun etti.

EVDE HAYVAN BESLEMİYORUZ

Türkiye’de evlerinde kedi köpek besleyen aile oranlarına baktığımızda bu projenin, gecikmiş olsa da ne kadar doğru bir proje olduğunu görebiliyoruz. Birkaç rakam vererek konuyu somutlaştırayım. Amerika Birleşik Devletlerinde evde kedi köpek besleyen aile oranı %95, Avrupa ülkelerinde bu oran %60 civarında. Ülkemizde ise bu oran sadece %5. İşte, hayvan sevgisini aşılamak, bu oranı hızlı bir şekilde yukarılara çıkartmak bu tarz uygulamalarla mümkün olabilir. Bu bilinç ve duyarlılık ancak bu projelerle hak ettiği yere gelebilir.

Ben Sayın Bakan’ın bu gönüllülük projesine bir halka daha ekleyelim diyorum ve buradan ailelere bir çağrı yapıyorum,

Belediyelerin barınaklarında sahiplenmeyi bekleyen, aşıları yapılmış, bakımları düzenli olarak yapılan minik hayvan dostlarımızı sahiplenelim, çocuklarımıza küçük yaşta hayvan sevgisini aşılamakta önemli bir adım da biz atalım. Hani halk arasında bir söz var; “her şeyi de devletten beklemeyelim.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.