Politikacıları sahada birbirlerine sert giren,sürekli omuzlaşan,hakemin kendileri aleyhine verdiği (haklıda olsa) her karara itiraz eden,oyunu oyun olmaktan çıkartarak futbol sahasını savaş alanına çeviren (hoş burada da haksızda sayılmazlar gerçi oyunun oynandığı sahalara artık arena deniliyor)en sonunda da seyirciyi gaza getirip onlar birlerine tekme tokat,küfür hakaret dalarlarken,maçın bitiminde sarmaş dolaş evlerine giden futbolculara benzetirim.

Kalemini mızrak yaparak bu süreçte hem iktidara, hem muhalefete hem de seyirciye saplayan kalemşörleri de  serden geçti tribün amigolarına.

Maç bitince her şey orada kalmıştır.

Taraftarın kafası kırılmış, gözü patlamış, stad harap olmuş hiç birinin umurunda değildir.

Sorsan artık önümüzde ki maçlara bakacağız der, ceplerinde transfer paraları lüks araçlarına binip alemlere akarlar.

Son 24 saat.

Türkiye’yi gerim gerim geren, ahaliyi birbirine hasım eden, kin nefret,itham,tehdit,hakaret dolu söylemler Pazar akşamı  birden bire kesilecek,yerini sıcak ve sevecen söylemlere bırakacak.

Bu bir kehanet değil,sadece bir önce ki,ondan bir önce ki,ondan da bir önce ki yani tüm seçimlerde olanın hatırlatılmasıdır.

Kısacası sel gidecek, çamur kalacak.

Üst kattakilerin parti başkanlığı, millet vekilliği vs ortak paydaları olduğu için geride bıraktıkları çamur paçalarına bile yapışmayacak,söyledikleri her şeyi siyaseten parantezine alıp hepsi olağan üstü bir konsensusla diğer seçime kadar önlerinde ki maçlara bakacaklar.

Ortak payda da bile anlaşamayan seyirci ise, içinde kaldığı çamur deryasında debelenmeye devam edecek.

Stad ise yıllardır olduğu gibi kendisini onaracak birilerini beklemeye devam edecek.

Yine olmadı.

Politikacılar 2019 da da birbirlerinin kafasını gözünü patlatmadan bir seçim süreci yaşamadılar ve yaşatmadılar.

Sanırım biz bu demokrasi denilen şeyin ne olduğunu ne olmadığını henüz tam manasıyla anlayamadık.

Seçim konuşmalarında adayların projelerini anlatmak yerine birbirlerine  zem etmeyi tercih ettikleri sürece de anlayamamamız gayet doğal.

Hala benim gibi düşünüyorsan ya da beni düşünüyorsan demokratsın eğer gönlünü başkasına kaptırdıysan ondansın,şundansın,bundansın…

Bu taktik ile mantıksal sonuçlara ulaşamıyoruz işte.

Hamaset ve hakaret arasında sıkışıp kalıyor,sonra da biz neden böyleyiz diye dövünüyoruz.

Havanda su döverek yitirdiğimiz zamanı gelecek kuşaklardan çaldığımızın da fakına varamıyoruz.

Bir seçim dönemi de böyle geçti.

Pazar günü sandıklardan kimler çıkar bilemem,

Sensin, benim derken arası açılan eş dost akraba arkadaş artık nasıl barışır onu hiç bilemem.

Dileğim o ki,bu birbirimizin gırtlağına bastığımız son seçim sathı maili olsun.

Sel gidince kalan çamur da hep birlikte boğulmayalım.