Yazılarımın konusunu seçerken en çok neye dikkat ediyorum, tahmin edebilir misiniz? Söyleyeyim hemen. Dahiliye polikliniğine en sık hangi hastalıklar nedeniyle başvurulduğuna ve en çok hangi konularda soru sorulduğuna dikkat ediyorum.

Dahiliye polikliniğindeki şeker hastalarının tamamına yakını Tip 2 olduğu için bu konularda yazmış olduğum yazılarda doğal olarak Tip 2 şeker hastalığından bahsediyorum.

Bugünkü yazımda Tip 1 ve Tip 2 şeker hastalığının farklarını özetlemek istiyorum.

Bağışıklık sistemi tarafından pankreasın hasara uğratılması ve insülin üretiminin hemen hemen tamamen durmasıyla ortaya çıkan hastalığa Tip 1 diyabet denir. Tüm şeker hastalarının % 5 - 10 kadarı bu tiptedir.

Genetik yatkınlık olan kişilerde virüslerin tetiklemesiyle bağışıklık sisteminde başlayan karışıklığın hızla ilerlediği, pankreasta insülin üreten hücrelerin hızla yıkıma uğradığı ve insülin üretiminin yok denecek kadar azaldığı, hatta tamamen yok olduğu ve sonuç olarak hastalığın da hızla başladığı düşünülmekte.

Hastalığın oluşum şekli böyle olunca başlangıcı da hızlı ve acil olur genellikle. Hastaların çoğu randevu alarak polikliniğe gelebilecek durumda olmadıkları için acile getirilir. Bu nedenle ilk tanı genellikle acilde konur.

Hastalık genellikle çocukluk yaşlarında veya ergenlik çağında başlar. Yetişkin yaşta başlamasına sık olmasa da rastlanabilir.

Tip 1 diyabetli hastalar genellikle zayıftırlar. Ama istisnai olarak kilolu da olabilirler.

Tanı konduğu sırada yapılan kan ve idrar tahlillerinde keton bulunur.

İnsülinsiz tedavi edilemezler.

Tip 2 şeker hastalığına gelince... Pankreas tarafından üretilen insülin vücut tarafından kullanılamıyorsa, kanda insülin düzeyi düşük olmak şöyle dursun, fazlaysa bu hastalığa Tip 2 şeker hastalığı denir. Bu hastaların çoğunda insülin direnci vardır.

Başlangıcı genellikle 30 yaşından sonradır. Son yıllarda hareketsiz yaşam ve hatalı beslenme nedeniyle Tip 2 şeker hastalığına 15 -16 yaşındaki çocuklarda bile rastlanabilmektedir.

Tip 2 şeker hastalığı sinsi başlangıçlıdır. Bir gece ansızın tip 2 şeker hastası olunmaz...

Hastaların hepsinin değil ama çoğunun bel çevresi normalden geniştir.

Tip 2 şeker hastalarının yaklaşık beşte biri ise normal vücut ağırlığına sahiptir. Bu gruptaki hastaların arasında insüline bağımlı olanların oranı diğer tip 2 şeker hastalarına kıyasla çok daha yüksektir.

Sık rastlanmayan şeker bazı şeker hastalığı tiplerinden de kısaca bahsetmek istiyorum.

Gebelik sırasında ortaya çıkan ve doğumdan sonra genellikle kaybolan diyabet tipinin adı gebelik diyabetidir. Hamilelerin yaklaşık %2-4’ünde görülür. Bu hastaların yaklaşık yarısında bazı risk faktörleri vardır. Ailesinde şeker hastalığı olanlar, kilolu kişiler, 35 yaş üzerinde gebe olanlar ve daha önceki hamileliklerinde 4 kilogramın üzerinde bebek doğurmuş olanlar gebelik diyabeti yönünden risk altındadır.

MODY ve LADA şeklinde kısaltılmış isimleri olan iki şeker hastalığı tipi daha vardır. MODY 25 yaşın altında görülen, genetik geçişli, insülin gerektirmeyen bir şeker hastalığıdır. LADA ise pankreasın bağışıklık sistemi hücreleri tarafından harap edilmesiyle oluşan ama Tip 1 şeker hastalığının aksine yetişkinlerde görülen bir hastalıktır. Bunlar pek sık rastlanmayan diyabet tipleri olduğu için daha fazla ayrıntılarına girmem doğru olmaz diye düşünüyorum.

Şekersiz ama şeker gibi bir yaşam diliyorum sizlere.