Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Seçim sofrası

Yazının Giriş Tarihi: 22.05.2018 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.05.2018 00:04

Son yirmi yılın menüsü en zengin seçim sofrasına davetliyiz bu 24 Haziranda.

Hem de bir değil iki seçim sofrasına.

Sağından soluna, mütedeyyininden marjinaline, merkez sağından merkez soluna, cumhuriyetçisinden monarşicisine, laikinden ümmetçisine, batıcısından doğucusuna, milliyetçisinden etnik kökencisine kadar tüm seçmenin damak tadına hitab eden bir sofra bu.

İftar değil seçim sofrası…

Hem cumhurbaşkanı adayları hem de siyasi partiler bazında çok uzun yıllardır böylesi zengin bir menü olmamıştı siyaset sofrasında. Bir ara sıcak iki de ana yemekle doyup kalkmak gerekiyordu sofradan.

Ee haliyle vatandaşın yarısı da aç kalıyor dayanıyordu yavan ekmeğe.

Menü böylesi zengin olunca milletin de iştahı kabardı tabii. Sofrada herkesin tabağına alabileceği kendince lezzetli lokmalar var. İşin güzel tarafı tatlı olarak demokrasi pastası var ki tadından yenmez.

Kimse kimseye ‘sadece bunu yiyebilirsin ya da bunları istersen turşu da var o kadar ‘diye dayatamayacak.

Sofranın bir başka güzelliği de menüsünün olduğu kadar aşçısının da çok olması. Hepsi maharetlerini sıralayıp dizilecekler sofranın etrafına kim kendisinin yaptığını yiyor kim yemiyor bakacaklar.

Aşçı demişken onlara ayrı bir paragraf açmak gerekiyor çünkü hepsi mutfakta ki mahareti konusunda son derece iddialı. Bu iddiada aralarında ki rekabeti de beraberinde getiriyor elbet. Her ne kadar aşçılar bu seçim sofrasının menülerini hazırlarken kendi seçtikleri diğer aşçılardan yardım alsalar da sonuçta ortak menülerinin ötesinde hepsi kendi menülerinin tercih edilmesi yolunda çaba harcayacaklar. Mutfağa hiçbir aşçı ile birlikte girmeyen şefin de performansı oldukça önemli bu sofrada. Muhtemelen konukları kendisini görmeden bakacaklar menüsündekilerin tadına. Ne diyeceklerini en çok diğer aşçılar merak edecek.

Kısacası kendisine ait menüsü olmayan da, yıllardır aynı menüyle yarışmaya katılanı da, yeni bir damak tadını sunmak için sofranın kurulacağı günü heyecanla bekleyeni de, eski menüsüne farklı lezzetler katanı da, ille de sofra da maraza çıkartıp konuklarının mağdurluğunu ileri sürüp bana özerk bir yer ayırın masada diye tutturanı da, farklı farklı menüleri yıllar boyu deneyip sonunda birinde karar kılanı da ciddi bir rekabetin içinde olacaklar. Peki yamakları yok mu bu şeflerin? Elbette var; genellikle salatalardan sorumlular. Malum böylesi ihtişamlı sofralarda salata pek mühimdir. O yüzden ayrı bir imtina gösterir aşçılar yamaklarına. Maazallah mevsim salatası yerine laf salatası gelirse masaya kimse yemez bu da en önce şeflerin işine gelmez.

Konu aşçılar olunca rekabette tencere üzerinden şekilleniyor tabii. Siyasi söylem tencere dibin kara seninki benden kara seviyesine takılıp kalıyor.

Dedim ya bu yıl seçim yemeği çok özel. Sofra iki tane. Gerçi her ikisinin de hazırlayıcıları birinci sofrayı da hazırlayan şefler ama bu masa da ki fark yemeklerin menülerin kolay kolay yenilip yutulmaması.

Konukların bu masadan tabaklarına alacak yiyeceklerin nitelikleri öncelikle mutfağın yapısını değiştirecek. Öyle ki, ya bundan böyle kurulacak seçim sofraları artık bu kadar zengin menülerle donatılmayacak ya da çok daha zengin yemeklerle bu sofralara kerhen uğrayıp yemeklerin biraz biraz tadına bakıp çıkan konukları da çok memnun edecek. Demokrasi pastası da yendikçe yenecek.

Elbette her yemek iştahlısı tarafından alınacak tabaklara; Tepsilerde kalan da olacak mutlaka, dökülende bir sonra ki sofraya ısıtılıp tekrar konmak üzere buzdolabına kaldırılanda…

Peki hangi yemeklerin konuklar tarafından teveccüh gördüğü hangi yemeklerin masa da kaldığını saptamak nasıl olacak bu 59 milyon küsur konuğun oturacağı masa da?

İşleri zor aşçıların menülerini yaparken uzun süredir sofrada umduğunu değil bulduğunu yemekle yetinmek zorunda kalan konuklara gerekli özeni göstermezlerse masa da pek çok yemek artar ki bu israfın haramı aşçıya yazılır maazallah.

Bakacak Konuklar;

Hangi aşçı bayat malzeme kullandı, hangisi yağını fazla kaçırdı, hangisi tencerenin dibini yaktı da yemek bir kuru oldu, hangisi malzemeden çaldı hangisi malzemeyi abarttı, hangisi baharat hangisi sos kullandı tek tek inceleyecekler. Herkesin kendine has bir damak tadı var kolay değil bunca konuğa menüyü beğendirebilmek. Hele ki ısıtılıp ta masaya getirilen yemekler varsa o aşçının işi zor. Temcit pilavı olsa yemez artık kimse. Eski ağıza yeni team der başkada bir şey demez.

Şeflerin dikkat etmeleri gereken bir başka konu da bazı yemek tariflerinde birbirleri ile pişti olmaları. Yani yağı, tuzu, biberi azıcık farklı olsa da aynı yemeği yapıp sofraya koymaları. O zaman da devreye konukların damak tatlarında ki o ince lezzet farkı girecek devreye. Kim kaşığın hakkını verdiyse tabaklar onun yemeği ile dolacak.

Sofralar geniş, yer dar. Ancak bu kadarı sığdı yazıya.

Efendim hesap mı?

Onu da hem aşçılar, hem yamaklar hem de konuklar hep birlikte ödeyecekler ha bir de bundan sonra gelecek kuşaklar…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.