Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şaşırma Duyumu Kaybettim; Hükümsüzdür…

Yazının Giriş Tarihi: 03.11.2018 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2018 00:03

Dün bizim gazetede bu haberi okumasaydım, konu nasılsa çoktan unutulmuş gündemden kafa üstü düşmüştür diye yazmayacaktım.

Haber mealen şöyle;

1331'de Orhan Gazi'nin İznik'i fethetmesiyle camiye çevrilen 787 yılında Hristiyanlık adına ilgili önemli kararların alındığı İznik Ayasofya’ya PVC kapı ve pencere yapılmış.

Bunların şekil ve şemaillerinin de elbette yapının inşa edildiği zamanla uzaktan yakından ilgisi yok.

Bir de çatı konusu var ki daha yazının başında asabınızı bozmayayım diye es geçiyorum.

Bir PVC’dir gidiyor…

Hani firma üstüne verse böylesi reklamını yapamaz ürünün.

Restorasyon mu dedin? Ara PVC’ci Rıza ustayı oğlum gelsin takıversin ne lazımsa.

O kadar yani.

Normali alkışlamaya alışırken anormali sıradanlaştıran hatta sıradanlaştırmaktan öte alenen parlatılan ne varsa hepsini koyduk kefemize bir sürü garabetin üzerine basa basa yürümeye çalışıyoruz.

Alenileşen meşrulaşır derler. Derler de bu meşru hangi meşru onu demezler.

Tophanenin de saatinin üzeri pvc kaplanmış.

Ne gam.

Adam diyor ki; şimdi mi gördünüz çoktaaaan. O görmüş ama görmezden de gelmiş belli. Bununla da kalmayıp görenlere atarlanıyor. Ne var yani bunda diye.

Ne var anlatayım;

Tarih tarih deyip tarihi tarihten çırak çıkartmak var, tarihi eserleri kiralayıp kiraladığının insafına terk etmek var, bir şehrin en önemli simgelerinden birinin hakkına girmek var, değerlerin değerini bilememek ya da bilip te es geçmek var, olayı önemsizleştirip hatayı başkasına yükleyerek sıyrılmak çabası var, merdivenlere Yeti ayağı çizmekle kent estetiğini karıştıranların aslında kentin estetiği ile ilgili kaygısının olmaması var, 31 ağustos 1905’te son restorasyonunu gören ve bugün 113 yaşında olan 'kesme taş'tan inşa edilen 33 metre yüksekliğinde, 6 katlı tarihi Tophane Saat Kulesi'nin tarihi eser olduğundan bile bihaber olmak var, Bursa Bursa diyerek Bursa’ya özgü tüm değerlerin hunharca ezilip geçilmesi var.

Bir durun artık yahu. Bir nefes alın.

Nedir bu tarihi eserlerle alıp veremediğiniz. Daha dün Pirinç Handaki çelik kapı rezaletinin dumanı üstündeyken bu ne?

Gerçi Saat Kulesinin saatinin de kaybolup yerine plastik saat takıldığı beş yıl olmuş. PVC olsa ne yazar değil mi?

Değil işte.

Sözüm bu kenti yönetmek için kısa bir süre sonra oy sandıklarından çıkacak sonuçlara kilitlenenlere.

Binlerce yıllık antik kentin üzerine market açılırken, han kapıları çelik kapılarla devşirilirken, saat kulesi PVC kaplanırken, kentin orta yerine konuşlanmış zombi binalar sırım sırım sırıtırken, sözüm ona kent simgesi Karagöz Hacivat sulu taşları kapkara olmuşken, onların fonundaki şelale Cilimboz’a (eski Bursalılar neyi kastettiğimi anlayacaklardır) dönmüşken neyi ya da neleri düzeltmek için talipsiniz buna göre bir deyiverin.

Yok deyivermeyin; Zaten hep deyiveriyorsunuz. Bu sefer Ulu Şehir dediğiniz bu kente taahhüt verin ve süre ile sınırlayın.

Kent yönetimi kalabalıklar halinde açılışlara gidilerek törenden çıkıldığı anda neyin açılışının yapıldığını unutup onu kaderine terk etmekle olmuyor. Kenti özünde benimsemek ve sevmek gerekiyor.

Dağ yoluna çıkıp bir bakıverin Bursa’ya içinize siniyor mu gördüğünüz manzara?

Bu şehri bu hale Neptünlüler getirmediler. Hepinizin hepimizin payı var bu şehrin obez büyümesinde.

Büyümekten ziyade genleşmesinde.

Şimdi merakla bekliyorum; Belediye başkan adayları seçim taahhütnamelerinde neleri taahhüt edecekler diye.

Umarım geçen yerel seçimde ki taahhütnamelerini çıkartmazlar masalarının çekmecelerinden.

Gerçi çıkartsalar da kimse fark etmez. Bursa kaç kişinin umurunda ki…

Rant var mı rant? Bütün mesele bu.

Ah bir bilseler esas rant(ranttan kastım o rant değil yanlış anlaşılmasın) tarihi mekanlarda var. Akıllı projelerle öyle güzel yerli yabancı turist çekilir ki bu mekanlara.

Sahi turist dedim de aklıma geldi?

Ne oldu yaz kış demeden kafileler halinde konaklamaya gelen o batılı turistler. Hani otobüslerinden şikayet ederdik trafiği tıkıyorlar diye?

Madem artık yoklar; siz de PVC etkinliği düzenleyiverin bari.

Belki tarihin plastik halini görmeye gelirler de belediyelerin kasalarına üç beş kuruş girer.

Hani derler ya turizm ihracattır diye.

Neyse ben artık şaşırma duyumu kaybettim;

Bulan olursa diye söylüyorum; hükümsüzdür.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.