Yazıma başlamadan önce Fenerbahçeli taraftar Koray Şener'e Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum. Henüz 20'li yaşlarındaki bir gencin geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamdan kopması tarif edilemez bir acı. Koray'ın zamansız ölümü tüm ülkeyi yasa boğdu. Acının rengi olmaz başta Fenerbahçe camiası olmak üzere spor camiasının tekrar başı sağolsun. Ve tribünlerde böyle acı ölümler bir daha yaşanmasın.

Kimse o sene ne yaşandığını hatırlamak dahi istemiyor. Aklımızın en derinlerine gömdük o kabus dolu anları. Düşmeye ramak kalmıştı. Ben arka bahçemdeki salıncağa oturmuş Bursaspor TV'den canlı maç anlatımını izliyordum. Sevgili Koray Kundakçılar'ın anlatımıyla kalbim durma noktasına kadar geliyordu adeta. Ta ki o son düdük çalana kadar. Salıncaktaki o anları ALLAH bir daha ne bana ne de bu takıma gönül veren milyonlara yaşatmasın. Buna niye mi geri dönüş yaptım.? Balık hafızalı olmadığım için. Evet belki o korkunç anları hatırlamamak için beynimin ta derinlerine öteledim ama asla unutmadım. Kimsenin de unutmasından yana değilim. O kötü günleri asla unutmayın ki bu günlerin kıymetini bilin.

Her yazımda ifade ediyorum. Samet Aybaba bu takımın en iyi transferidir. Vallaha kusura bakmayın ben antrenörlük nedir bilmem. En iyi bildiğim şey haddimdir. Ama gelenin geçenin 3 attığı bir takımdan kimsenin kolay kolay yenemediği yenilmez bir takıma terfi etti Bursaspor. Bu nasıl görmezden gelinebilir. Bu öyle kolay mı oldu sanıyorsunuz. Bu tablonun mimarı işte o beğenmediğiniz burun kıvırdığınız Samet Aybaba'dır. Ha şunu da eklemeden geçmeyeyim; derdim burada kimsenin avukatlığına soyunmak değil. Sadece haksızlığı sevmeyen bir bünyem var.

Samet Hoca nasıl bir takıma geldi? Dönün bir hatırlayın ya zor değil. Adam geldiğinde yeni bir takım inşa ediyorum dedi. Temelleri attı ve yavaş yavaş altyapıdan da katkı koyarak, temeli sağlamlaştırarak yukarıya kat çıkıyor. Temel sağlam temel. Sadece biraz sabra ve gole ihtiyacımız var. E o da olacak. Yapmayın bu kadar sabırsız olmayın hemen gemileri yakmayın. Şahsen ben bir daha o günlere geri dönüp aynı kabus yenilgileri yaşamak istemiyorum. Farkında değilsiniz belki ama alınan her beraberlikle beraber Bursaspor ismi biraz daha parlıyor. Artık takımların korkulu rüyası oldu. Siz demiyor muydunuz tribünlerden, "yenilin ama adam gibi oynayın. Ezik oynamayın." Eee futbolumuzla da gayet keyif veren tablolar sergileniyor sahada.

Sabır etmezseniz Allah da bizim belamızı bir güzel verir vallahi. Herkesi küstürüyorsunuz. Ya Samet Hoca'yı da küstürürseniz ne olacak?. O zaman takım ilk 3 sıraya mı oturacak. Hedefe doğru emin adımlarla ilerliyor takım. Nedir sizi bu kadar mutsuz eden. Takım yenilmiyor, yenilmiyor. Evet gol atma konusunda biraz daha şansın bizden yana olması lazım. Samet Hoca bu konudaki eksiği de tamamlayacaktır. Eldekilerle bu kadar oluyor arkadaşlar. Bunu görün artık. Kendimizi dev aynasında görmekten vazgeçelim. Çok badireler atlatmış bir takımdan yeni bir fetih bekliyorsak eğer sabır da göstermeliyiz. Son dakikalarda Lima'nın attığı golle beraberliği yakalayıp rahat bir nefes alsak da derin bir oh çekemedik. Bize gol lazım gol ve ardından gelecek 3 puanlar. Gol orucunun bozulacağına olan inancım devam etmekle beraber, Samet Hoca'nın biraz daha bu konuda neler yapabileceğini sorgulaması da şart.

Bir teşekkürüm var elbette. Yine taraftara. Bursaspor ve Trabzonspor arasında oynanan Anadolu derbisinde sergiledikleri dostluk görüntüleri için. Sadece sizi alkışlıyorum. Ve 11 Kasım Pazar günü saat 13.30 da oynanacak Bursaspor Kasımpaşa maçı için tribünlerin tıklım tıklım dolması gerektiğini ifade ediyorum.  Cezalı tribün ve bloke de yok. Asla hedefinizden vazgeçmeyin, pes etmeyin ve sahadaki o çocuklara inanın. İnanmak başarıya elbet götürecektir. Haydi herkes tribüne. Son bir not. Artık şu küfürlü tezahüratları beyninizden delete tuşuna basarak çöp kutusuna gönderin. Vallahi yeter artık ya. Bu kırmızı noktalı ceza yağan küfürler yerine daha yaratıcı tezahüratlarla yola devam edin. Kulübün parası zaten yok bir tuğla da siz koymayın. Küfürlü tezahürata hayır deyin.