Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sahiden söz değil mi?

Yazının Giriş Tarihi: 02.04.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.04.2019 00:04

R Raymond: …mmm 365 koyun var.

Charlie: Nasıl saydın?

Raymond: Ayaklarını saydım dörde böldüm.

Ya da;

Charlie: Sen bir kadınla mı tanıştın?

R Raymond: Evet

Charlie: Nasıl biriydi?

R Raymond: Göz kamaştırıcı bir şeydi. Tatil gibi.

Eminim yukarıda ki, replikleri hatırlayanlar çıkacaktır.

Başrollerini Dustin Hoffman ve Tom Cruise’nin paylaştığı, yönetmeni Barry Levinson olan 1988 yapımı 4 Oscarlı filmin unutulmaz repliklerinden sadece ikisi. Otizmli ağabeyine bakmak durumunda kalan adamın hikayesinin anlatıldığı o müthiş filmin.

 Evet; kendisinden çok yakınlarını etkileyen bir olgu otizm.

***

Beş yıl önce ‘’Yağmur Adamların Gizemli Güzelliği’’ adını verdiğim yazıma böyle başlamıştım.

Son cümlelerim de,

İnsan onları tanıdıkça kendine sormadan edemiyor;

Acaba onlar mı rahatsız yoksa biz mi?

Olmuştu.

Aradan geçen onca yıldan sonra son cümlede ki sorumun hala yanıtsız kaldığını üzülerek görüyorum.

Gerçi benim rahatsızlık dediğim otizmi hala görmeyenler için rahatlık mı olmuş onu da bilemiyorum.

Bilemiyorum çünkü;

Türkiye Otizm Meclisi Yürütme Kurulu, 86 dernek, 5 federasyon ve 7 vakfı temsilen yaptığı açıklamasında otizmin ülkede anne, baba ve kardeşlerle birlikte yaklaşık 4 milyon kişiyi etkilediğini vurgulayarak seçim öncesi yerel yönetici adaylarından otizm dostu kentler istiyordu.

Bu konuda oluşturdukları metin de şöyle;

“Otizm; anne, baba ve kardeşlerle birlikte yaklaşık 4 milyon kişiyi etkiliyor. Otizmin görülme sıklığı, 59 doğumda bire yükselmiş durumda. Şehirlerimizde, günlük hayatımızda hepimizin karşı karşıya olduğu zorluklara ek olarak, otizmli bireyler ve aileleri farklı sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Bizler, sağlık hizmetlerinden alışveriş mekânlarına, berberlerden müzelere, tatil yerlerinden parklara ve spor olanaklarına kadar kentin tüm unsurlarının otizm dostu olmasını bekliyoruz ve bunun için yerel yönetimlerimize talip olan adaylardan söz istiyoruz.”

Sosyal medyadan görebildiğim kadarı ile de bu sözü muhataplarından aldılar.

Artık sözler seçim hamasetiyle mi, siyaseten mi yoksa gerçekten yürekten mi verildi onu ileride göreceğiz.

Peki, verilmesi istenilen sözün parantezinin içinde ki talepler neydi?

Gereksiz yere çalınan bir korna, sonuna kadar açılmış bir müzik. Bağıran bir satıcı... Bunlar otizmli bir bireyin krize girmesine ve ailesi ile birlikte zor anlar yaşamasına neden olduğu için kentlerinde sakin, kriz korkusu yaşamadan dolaşabilmek adına, gürültüden arınmış kentler istiyorlar.

Otizm ile yaşayan aileler, çoğunlukla çocuklarını yalnız bırakamadıkları için, günlük işlerini yapmakta güçlük çekiyorlar hatta doktor muayenesine gitmekte bile zorlanıyorlar. Bu yüzden çocuklarını belli süreliğine gönül rahatlığı ile teslim edebilecekleri, yetişkin ve yetkin kişilerin çalıştığı geçici bakım evleri istiyorlar.

Otizmli bireylerin bireysel gelişimlerinde sporun önemli bir rol rolü var. Otizmli bireylerin spor etkinliklerinde bulunabilecekleri spor salonlarına, sahalara, yüzme havuzlarına ve uzman spor eğitimleri istiyorlar.

Toplu taşımada görevli personel başta olmak üzere, kamusal alanda hizmet sunan kişilerin otizm konusunda farkındalıklarının geliştirilmesinin otizmli bireylerin hayatlarının kolaylaştırılmasında önemli bir rol oynayacağını belirterek, Kamu çalışanlarının otizm konusunda eğitilmesini istiyorlar.

Otizmin bilinirliğinin artması, otizmlilerin  yaşamlarını kolaylaştırması açısında son derece önemli olan bu amaca yönelik düzenlenen seminer, sempozyum, dernek faaliyeti, söyleşi, aile toplantısı vb. etkinliklerde yerel yönetimlerin otizmle ilgili STK'ları ile işbirliği içinde olmasını aktif rol almasını ve maddi, manevi desteğini bekleyerek, Toplumda otizmin bilinirliğinin artırılması için destek istiyorlar.

Otizmli bireylerin aktif iş hayatına katılabileceği çalışma yerlerinin, iş imkanlarının oluşturulmasını ve arttırılmasını sağlayabilmek için Otizmli bireylerin çalışabilecekleri işyerleri ve iş imkânları istiyorlar.

Ve otizmli bireyler için dile getirdikleri bu isteklerinin, diğer tüm engel gruplarındaki bireylerin ve ailelerinin de yaşamını da kolaylaştıracağının altını çiziyorlar.

 Çok şey mi istiyorlar?

 Ya da yapılması mümkün olmayan talepleri mi var?

 Elbette çok şey istemiyorlar ve taleplerin hepsi de yere yöneticilerin rahatlıkla karşılayabilecek oldukları şeyler.

Türkiye Otizm Meclisi Yürütme Kurulu yurt genelinde kaç adaydan istediklerinin yerine getirileceği konusunda söz aldılar bilmiyorum.

Ama bu yazı yayınlandığında söz verenlerden çoğu yerel yönetimlerde görev almış olacaklar.

İşte o zaman göreceğiz sözler hamaseten mi, siyaseten mi yoksa gönülden mi?

Bu gün 2 Nisan 2019 dünya Otizm Farkındalık günü.

Dilerim 2 Nisan 2020 de bu konuda ki yazılar ‘’Sözler tutuldu’’ başlıkları ile yazılırlar…

Son olarak ben de sorayım;

Sahiden söz değil mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.