Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yenidoğan Sünneti Hakkında Merak Edilenler

Sünnetin İki Nedenle Yapıldığını Söyleyen Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, “birincisi, Çok Eski Zamanlardan Bu Yana Yapılagelen Bir İşlem Olmasıdır. İkincisi İse Tıbbi Açıdan Bir Gereklilik Söz Konusudur. Ancak, Hangi Nedenle Olursa Olsun, Akıllarda Olan Ortak Soru, Sünnetin Ne Zaman Yapılması Gerektiğidir” Dedi.

Haber Giriş Tarihi: 20.06.2016 14:33
Haber Güncellenme Tarihi: 20.06.2016 14:33
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Yenidoğan Sünneti Hakkında Merak Edilenler
Sünnetin iki nedenle yapıldığını söyleyen Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, “Birincisi, çok eski zamanlardan bu yana yapılagelen bir işlem olmasıdır. İkincisi ise tıbbi açıdan bir gereklilik söz konusudur. Ancak, hangi nedenle olursa olsun, akıllarda olan ortak soru, sünnetin ne zaman yapılması gerektiğidir” dedi.
Bu konuda anne ve babanın aklını karıştıracak çok ve farklı görüş olduğunu belirten Prof. Dr. Serdar Arda, “Yenidoğan döneminde sünnet yapılmasının zararlı olacağından tutun da, belli yaşlarda yapılan sünnetin çocuğun ilerideki ruhsal yaşamında ciddi sorunlar oluşturacağına dek birbirinden farklı pek çok görüş, çocuğunu sünnet ettirmek isteyen ailelerin karar vermesini iyiden iyiye zorlaştırmaktadır” diye konuştu.
Sünnetin her şeyden önce cerrahi bir işlem olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arda, çocuklarda sünnet dahil en küçük cerrahi işlemlerin bile, mutlaka cerrahi ilkelere uyularak yapılması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Arda, işlem öncesi hazırlıkların tam yapılıp, cerrahi ilkelerin titizlikle uygulandığı ortamlarda ve deneyimli hekimler tarafından gerçekleştirildiğinde, herhangi bir sorunla karşılaşılmayacağını belirtti.
Günümüzde, sünnetin mutlaka önceden hazırlıkların tam olması kaydıyla, uygun anestezi-anajezi ve cerrahi yöntemler ile her yaşta yapılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Arda, sünnetin, doğumdan sonraki ilk 28 günü kapsayan yenidoğan dönemi içerisinde yapılmasının hiçbir sakıncası olmadığını söyledi. “Doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra, eğer bebekte herhangi bir sorun yoksa, sünnet yapılabilir” diyen Prof. Dr. Arda, “Anne henüz hastaneden taburcu olmadan sünnet gerçekleştirilebilir. Temizliğe özen gösterildiği sürece, bebeğin altının bezleniyor olması ya da idrar ve dışkının sünnet yarasına bulaşması herhangi bir sorun oluşturmaz. Yaranın çabuk iyileşmesi, lokal anestezi ile yapılabilmesi, daha az analjezi gerektirmesi ve bebeğin tepkisinin hemen hiç olmaması, sünnetin yenidoğan döneminde yapılmasının önemli avantajlarıdır” diye konuştu.
Bu dönemde yapılan sünnetin bazı önemli özellikleri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arda, “Bebeklik çağında sünnet derisi penisin uç kısmına yapışıktır. Sünnet sırasında fizyolojik fimozis olarak adlandırılan bu doğal yapışıklığın özenli bir şekilde ve tümüyle açılması gerekir. Eğer yapışıklık yeterince açılmayacak olursa, geride yeniden çıkarılması gereken fazla deri kalabilir. Bu nedenle, küçük bebeklerde klasik yöntem ile sünnet yapılması çok daha uygun bir yaklaşımdır” diye vurgu yaptı.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konunun da uygulanacak lokal anestezik ilaç ve dozu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arda, ilaç içinde damarların daralmasına yol açan adrenalinin olmaması gerektiğini ifade etti. Fazla dozda uygulanan bazı lokal anesteziklerin, kana karıştıklarında mavi bebek sendromu olarak adlandırılan methemogobinemi gelişmesine yol açabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Arda, “Bebeklerin kanında yetişkin tipte hemoglobinin henüz yeterli düzeyde olmaması, bu durumun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bebeklerin büyük çoğunluğu oksijen uygulaması ile kısa sürede düzelir. En sık olarak görülebilecek kanama ve enfeksiyon riski, eğer sünnet cerrahi ilkelere uygun olarak yapılırsa, en az düzeyde olacaktır” dedi.
Sünnet sonrasında bebeklerin özel bir bakıma gereksinmelerinin olmadığına da dikkati çeken Prof. Dr. Arda, çoğu bebekte ilk 24 saatten sonra ağrı kesici vermeye gerek kalmadığını, yapışık olan sünnet derisinin sıyrıldığı yerde, aynen bıçağın deriyi sıyırmasına benzer bir görünüm oluştuğunu, bu dokunun iyileşmesi için de yara iyileşmesini hızlandırıcı pomadların uygulanması yeterli olduğunu belirtti.
Arda, “Sünnet kesisine su değmemesi düşüncesi de doğru değildir. Sünnetten 24 saat sonra bebeğin banyosu yaptırılabilir. Klasik sünnette yara iyileşmesini hızlandırmak için koyulan çok ince dikişler birkaç hafta içerisinde eriyerek yok olur” diye vurguladı. Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, sözlerine şöyle devam etti:
“Yenidoğan sünnetlerinin de, aynen diğer çocuklarda olduğu gibi, mutlaka steril cerrahi ortamlarda ve cerrahi ilkelere uyularak yapılması gerekir. Bu koşullara uyulduğunda, sünnet yenidoğan döneminde de rahatlıkla yapılabilir. Çocuklarda yapılacak her cerrahi işlemde olduğu gibi, sünnet de, mutlaka işi sadece çocuk olan, bir başka deyişle sadece çocuklarla uğraşan hekimler tarafından yapılmalıdır.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.