Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Uzun süren grip zatürreye dönüşebiliyor

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Güngör Ateş, çoğunlukla mevsimsel gribin önemsenmemesi ya da şikayetlerin bilinçsizce ilaç alınarak geçmesinin beklenmesi gibi durumların tanıda geç kalınmasına, tedavinin güçleşmesine, hatta hayatı...

Haber Giriş Tarihi: 11.11.2016 12:11
Haber Güncellenme Tarihi: 11.11.2016 12:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Güngör Ateş, çoğunlukla mevsimsel gribin önemsenmemesi ya da şikayetlerin bilinçsizce ilaç alınarak geçmesinin beklenmesi gibi durumların tanıda geç kalınmasına, tedavinin güçleşmesine, hatta hayatı tehdit eden durumlara neden olabileceğine dikkat çekti.
Memorial Diyarbakır Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Güngör Ateş, “12 Kasım Dünya Zatürre Günü” nedeniyle zatürre hakkında bilgi verdi. Bazı bakteri, virüs ve mantarların akciğer dokusu iltihabına neden olarak zatürrenin ortaya çıkmasına sebep olduğunu anlatan Ateş, “Dünyada ve Türkiye’de en çok rastlanan pnömoniler, pnömokok denen bakterilere bağlı gelişir. Sonbahar ve kış aylarında ise grip virüsüne bağlı olarak veya gribe eklenen bakterilerle ağır zatürre tabloları ortaya çıkabilmektedir. Zatürreye neden olan etkenler farklılık gösterebilir. Örneğin kortizona benzer vücut direncini düşüren ilaçları kullananlarda, organ nakli yapılmış kişilerde, kanser ve AIDS hastalarında bağışıklık sistemi ileri derecede baskılanmış olduğu için zatürreye yol açan mikroplar, normal insanlardakinden farklıdır. Bu hasta gruplarında zatürrenin sebebi, normal insanlarda hastalık yapmayan çeşitli bakteri, virüs ve mantarlar dahi olabilir” dedi.
“Doktora gitmek için geç kalmayın”
Zatürrenin teşhisinin hastanın şikayetleri ve doktor muayenesi ile konulabileceğini kaydeden Ateş, “Akciğerden gelen tipik sesler hastalığın en önemli belirtisidir. Bunun yanı sıra akciğer grafisi ve vücutta enfeksiyon varlığını gösteren kan tetkikleri de kesin tanının konulmasında etkilidir. Bazı durumlarda ise balgam ve idrar tetkiki, tomografi, bronkoskopi denilen hava yollarının kamerayla görüntülenmesi yöntemleri de hastaya uygulanabilir. Gelişen birçok tedavi yöntemine, yoğun bakım imkanlarının olumlu şekilde artmasına, hastalıklara göre geliştirilen antibiyotiklere ve diğer ilaçlara rağmen pnömoni hala yaşamı tehdit eden önemli bir halk sorunudur” diye konuştu.
“Düşmeyen ateşe dikkat”
Zatürreye yakalanmış hastaların önemli bir bölümünün hastaneye yatırılmadan ayakta tedavi edilebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Ateş, şunları kaydetti:
“Uygun antibiyotikler ile 48-72 saat içerisinde genel durumu düzelen, şikâyetleri gerileyen ve ateşi düşen hastalar tedavilerine güvenle devam edebilirler. Ancak ilk 72 saatte antibiyotiklerle ateşi düşmeyen, genel durumunda bir düzelme sağlanamayan hastaların gecikmeden yeniden doktora başvurması gerekir ve takip edilmesi gerekebilir. Genellikle küçük çocuklar ve yaşlıların, evde bakım ve tedavisi yapılamayan hastaların, kalp hastalığı, kanser, böbrek yetmezliği, diyabet, KOAH, astım hastalıkları olan kişilerin hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilmektedir. Zatürre tedavisinde 5-7 günlük antibiyotik tedavisi genellikle yeterlidir. Bu nedenle haftalarca süren antibiyotiklerin bilinçsizce kullanılmasından kaçınılmalıdır.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.