Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tansiyon ve diyabet hastaları dikkat!

Dr. Merih Özbayburtlu,

Haber Giriş Tarihi: 01.12.2016 11:11
Haber Güncellenme Tarihi: 01.12.2016 11:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Tansiyon ve diyabet hastaları dikkat!
Damar tıkanıklıklarının fark edilmediği takdirde inme veya felç gibi ağır tablolara yol açabileceğini belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı. Dr. Merih Özbayburtlu, sıklıkla baş dönmesi veya göz kararması gibi şikâyetleri olan tansiyon ve diyabet hastalarını, bu belirtilerin şah damarları tıkanıklığı ile ilgili olabileceği konusunda uyarıyor.
Baş dönmesi, göz kararması ve hafif denge kayıpları gibi şikayetler, pek çok sağlık sorununun belirtileri arasında yer alıyor. Ancak şah damar tıkanıklığının da bu belirtilere neden olduğunun unutulmaması gerekiyor. Boynun her iki yanında yer alan ve halk arasında ‘şah damarları’ olarak bilinen karotisarterleri, beynimize oksijence zengin kanı ulaştırmak gibi önemli bir görevden sorumlu. Vücut için hayati öneme sahip beyin dolaşım sisteminin bir parçası olarak çalışan bu damarlar, yüz, boyun ve saçlı derinin arteriyel dolaşımını da sağlıyor. Damar iç duvarında yıllar içinde biriken ‘ateromplakları’na bağlı oluşan şah damar tıkanıklığının özellikle yatan veya oturan kişinin aniden ayağa kalkması ile oluşan sendeleme, göz kararması, baş dönmesi ve hatta bayılma gibi günlük hayatta çok da üzerinde durulmayan ancak yaşam konforunu ciddi şekilde etkileyen belirtileri bulunuyor.
Tansiyon veya diyabet sanılıyor
Bu gibi durumları çoğunlukla tansiyon dalgalanmaları veya şeker düşüklüğüne bağlama eğilimi olduğunu belirten Dr. Merih Özbayburtlu, “Tansiyon veya diyabet sorunu olan kişiler, bu şikayetlerin ilaç doz değişimleriyle kaybolabileceğini düşünerek doktora başvuruyor. Ancak çoğu insanın aklına gelmeyen ancak bu şikâyetlere sahip kişilerde kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir diğer neden, boyun damarlarının daralmış veya tıkanmış olması” diyor.
Felç geçirme riski var
Beyin, normal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için vücutta dolaşan kanın yüzde 20’sinden faydalanıyor. Beynin dakikada yaklaşık 1 litre ihtiyaç duyduğu kanın geçişinin büyük çoğunluğunu şah damarları üstleniyor. Boyun damarlarında oluşabilecek bir daralma veya tıkanma beyne ihtiyacı olan kanı sağlayamayacağından, bu kişilerde birtakım şikayetler başlıyor. Şikayetler en hafifinden; göz kararması, unutkanlık, baş dönmesi, kısa süreli konuşma veya görme bozuklukları olurken, daha ileri daralmalarda bayılmalarla sonuçlanabiliyor. Bu rahatsızlıkta en korkulan sonucu felç (inme) gelmesi olarak açıklayan Dr. Merih Özbayburtlu, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Kan akımı azaldıkça, beynin bazı bölgelerine kan gitmiyor. Bazen de daralan şah damarları içinde kan pıhtıları birikebiliyor ve beyne yerleştikleri takdirde ani ölüme veya kalıcı felçlere neden olabiliyor. Bu açıdan şah damarları tıkanıklığı, en az kalp damar tıkanıklığı kadar önemsenmesi gereken bir sağlık problemi. Ancak ne yazık ki, pek çok kişi ancak kalıcı felçler oluştuktan sonra doktora gidiyor ve tedaviye başlıyor.”
Ultrason çektirmek yeterli
Dr. Merih Özbayburtlu, tüm damarlarda olduğu gibi bahsedilen boyun damarlarında da yaş, sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, ailede damar hastalığı bulunması gibi durumların daralma veya tıkanmada etkili olabileceğini söylüyor. Bahsi geçen şikayetleri bulunanların veya sayılan risk faktörleri bulunan bireylerin yılda bir kez şah damarı doppler ultrasonu ile incelenmesini öneren Dr. Merih Özbayburtlu,“Zahmetsiz ve ağrısız bu yöntem sayesinde rahatsızlığın kalıcı kötü sonuçları engellenebiliyor” diyor.
Tedavisi mümkün
Kritik şah damarı daralması tespit edilmesi durumunda, bu darlığın bir şekilde açılması gerekiyor. Hafif derecedeki darlıklarda ilaçla koruma ve takip yapılırken, ileri darlıklarda damarın durumuna bakılıyor ve stent veya açık ameliyat yöntemi seçilebiliyor. Uzun ve düzensiz yapıda daralmaları olan kişiler ise, narkoz verilmeden yarım saatlik bir operasyon ile uyanık ameliyat edilebiliyor ve çoğunlukla ertesi gün sağlıklı bir şekilde taburcu olabiliyor.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.