Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ramazan Ayının Gözdesi; Kaküle

Ramazan ayının üç temel problemi olan ağız kokusu, sindirim ve halsizliğin ilacının kaküle bitkisi olduğu bildirildi. Diyetisyen Derya Zünbülcan, Ramazan ayının gözdesi kaküle bitkisinin faydalarını ve doğru beslenme yöntemlerini anlattı.Ramazan’da...

Haber Giriş Tarihi: 08.06.2016 09:18
Haber Güncellenme Tarihi: 08.06.2016 09:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Ramazan Ayının Gözdesi; Kaküle
Ramazan ayının üç temel problemi olan ağız kokusu, sindirim ve halsizliğin ilacının kaküle bitkisi olduğu bildirildi. Diyetisyen Derya Zünbülcan, Ramazan ayının gözdesi kaküle bitkisinin faydalarını ve doğru beslenme yöntemlerini anlattı.
Ramazan’da üç temel problemden bahseden Zünbülcan, “Ağız kokusu, sindirim ve halsizlik. Bu üç problemin üçüne birden çözüm olabilecek altın niteliğinde Ramazanın gözdesi olan bir bitki var; kaküle. Hem çayı içilebiliyor, hem çiğnenerek tüketilebiliyor. Kahvenin içine karıştırıldığında halsizliği önlüyor. Eğer ağız kokusundan korunmak istiyorsanız iftarda çayını demleyebilir, sahurda çiğneyebilirsiniz. Ramazan ayı boyunca dozunda ve düzenli tüketildiği takdirde, sindirim problemlerini önleyebilirsiniz” dedi.
“SAHURU ATLAMAYIN”
Ramazan ayında beslenme şekline de dikkat çeken Zünbülcan, orucun; sağlıklı beslenme, vücudun temizlenmesi, yenilenmesi ve aynı zamanda kilo kontrolünün sağlanması açısından önemli bir fırsat olduğunu söyledi. İlk olarak sahurun kesinlikle atlanmaması gerektiğini belirten Zünbülcan, “Sahura kalkılmadığında Ramazan ayında kilo verebilecekken, kilo alacak duruma gelebilirsiniz. Sahurda bir tabak salata, zeytinyağlı yemek, bol miktar yeşillik, bir yumurta, tahıllı ekmeğiniz ve üzerine bir bardak tarçınlı süt içebilirsiniz” diye konuştu.
“İFTARI İKİ AYRI BÖLÜME AYIRIN”
İftarın iki ayrı bölüme ayrılmasında fayda oludğunu bildiren Zünbülcan, ilk bölümde hurma, zeytinyağlı yemek veya salata gibi hafif yiyeceklerin yenilmesini tavsiye etti. Ünlü diyetisyen 30 ila 45 dakikalık molanın ardından ikinci bölümde ana yemeğe geçilebileceğini söyledi. Ramazan ayının vücudun temizlendiği bir ay olduğunu ancak bu sürecin de sofrada tüketilenlere bağlı olduğunu dile getiren Zünbülcan, şöyle konuştu: “Eğer ‘tüm gün aç kaldım’ deyip iftarda her şeyden fazla fazla yerseniz faydadan çok zarara olur. İftardan sonra kalp problemleriyle, bayılmalarla, tansiyon yüksekliğiyle, baş ağrılarıyla karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle iftarda yemeğe yüklenmek yerine ilk etapta hafif yemeli, ardından ana yemeğe geçmelisiniz. Burada porsiyon miktarına dikkat etmelisiniz. Örneğin bir porsiyon tatlı tüketmek istiyorsunuz. Tatlıyı yarım porsiyon tüketip ardından bir bardak tarçınlı süt içerek, kan şekerini dengeleyebilirsiniz. Örneğin hamur işi tükettiniz. Bunun kan şekerinizi yükseltme etkisini azaltılabilmesi için bir yemek kaşığı sirkenin ılık suya karıştırılıp içilmesi, yemeğin yanında bol miktarda salata tüketilmesi gerekir.”
“ŞURUPLU TATLILARDAN UZAK DURUN”
İftardan 1,5 saat sonra ara öğün tüketimi olması gerektiğini belirten Zünbülcan, “Günlük iki porsiyon meyvemizi iftardan sonraki kısımda yemeyi öneriyoruz. Yanına da bir bardak tarçınlı süt içilebilir. Ramazan ayında tüm gün aç kalındığı için iftarda aşırı yağlı, tuzlu ve hamur işi gıdaların tüketilmesini tavsiye etmiyoruz. Ağır kızartmalardan, şuruplu tatlılardan uzak durulmalı. Daha tok oruç tutmak için kompleks karbonhidrattan zengin ürünler seçilirse, hem göbek bölgesinde azalma sağlanır hem de gün içinde fazla acıkmadan ve susamadan oruç tutmayı garanti etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.