Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenmenin Önemi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Uğur Yazıcı, Ramazan ayında sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti.Doç. Dr. Hüseyin Uğur Yazıcı, oruç ibadetinin bedensel...

Haber Giriş Tarihi: 03.06.2016 09:50
Haber Güncellenme Tarihi: 03.06.2016 09:50
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Uğur Yazıcı, Ramazan ayında sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti.
Doç. Dr. Hüseyin Uğur Yazıcı, oruç ibadetinin bedensel ve ruhsal arınmayı sağlayan bir ibadet olduğunu hatırlattı. Sağlıklı bir insanda oruç tutmanın metabolizma üzerinde olumsuz bir etki yapmayacağını belirten Yazıcı, “Oruçlu iken uzamış açlık ve susuzluğa bir yanıt olarak vücudumuz metabolizma hızını yavaşlatır. Bu da Ramazan ayında günlük kalori ihtiyacımızın diğer zamanlara göre hafifçe azalması anlamına gelmektedir. Bu yıl Ramazan ayı gündüzlerin en uzun olduğu haziran ayına denk geliyor. Yaklaşık 17-18 saat sürecek oruç ibadetinin sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için bazı temel kurallara dikkat etmek gerekir. Yeterli ve dengeli beslenme ile bunu başarabiliriz” dedi.
İFTAR YEMEĞİ NASIL OLMALI?
“Beynimiz yemek yemeye başladıktan 15-20 dakika sonra doyma emrini verir” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Yazıcı, şöyle devam etti:
“İftarda 1 bardak su ile orucumuzu açtıktan sonra hafif bir çorba ile yemeğe başlamalı ve yavaş yavaş yemeliyiz. Sonrasında akşam namazı kılınarak yemeğe kısa bir ara verilebilir. Geçen zaman sayesinde beyin doyma emrini vereceğinden vücudumuzda gereğinden fazla yemek yeme dürtüsü olmayacaktır. Arkasından sebzeli ya da etli 1 ya da 2 porsiyon ana yemek ve salata ile yemek tamamlanabilir. Tatlı daha sonraya ara öğüne bırakılmalıdır. İftar sofralarında yemek kültürümüzün bir parçası olarak genellikle 2-3 kişiye yetecek kadar yemek olabilmektedir. Fakat unutmamamız gerekir ki ihtiyaç fazlası alacağımız her kalori vücudumuzda yağ olarak depolanmaktadır. İftar yemeği sonrası 30 dakika hafif bir yürüyüş ya da teravih namazı hem yediğimiz yemeklerin hazmını kolaylaştıracak hem de metabolizmamızı hızlandıracaktır.”
ARA ÖĞÜN NASIL OLMALI?
Yazıcı, iftar yemeğini yedikten sonra bazen bir üşüme hissi ve bitkinlik hissedildiğini de anlatarak, “Bunun nedeni glisemik indeksi yüksek besinlerin hızla vücudumuza girmesinin istenmeyen bir etkisidir. Glisemik indeks yediğimiz besinlerin kan şekerini yükseltme hızıdır. Kan şekerini yavaş yavaş yükselten glisemik indeksi düşük gıdalar sağlığımız için daha faydalıdır. Kan şekerinin yükselmesine bir yanıt olarak pankreastan insülin hormonu salgılanır ve bu hormonun etkisiyle kan şekeri normal değerlerinin altına düşer. İşte kan şekerindeki bu düşüş üşüme-titreme ve bitkinliğe neden olur. Eğer kan şekerini yavaş yavaş yükselten bol posalı glisemik indeksi düşük besinlerle beslenirsek bu kan şekeri düşüşü olmayacaktır. Bununla birlikte akşam yemeğinden 1.5-2 saat sonra hafif bir ara öğün yersek kan şekerimiz daha dengeli olacaktır. Ara öğünde sütlaç, güllaç ve muhallebi gibi hafif sütlü tatlılar tercih edilebileceği gibi kayısı, üzüm kurusu, fındık, fıstık gibi kuru yemişler de tercih edilebilir. Baklava, kadayıf gibi bol şerbetli ağır tatlılar tercih edilmemelidir” diye konuştu.
SU İHTİYACIMIZI NASIL KARŞILAMALIYIZ?
Su ihtiyacı konusuna da değinen Yazıcı, “Vücudumuzun yüzde 75’i sudan oluşmaktadır ve sağlıklı beslenmemiz için en önemli besin öğesi sudur. Günlük su ihtiyacımız ortalama 2-2,5 litredir. Ramazan ayında bu ihtiyacı iftar ile imsak arasında karşılamamız gerekir. Bunun için iftardan sonra susama hissimiz olmasa bile sık aralıklarla bol bol su içerek sıvı ihtiyacımızı karşılamalıyız. Suyu bol miktarda almamız metabolizmamızı da hızlandırarak gün içerisinde daha zinde olmamıza yardımcı olur” şeklinde konuştu.
SAHUR YEMEĞİ NASIL OLMALI?
“Oruç tutan bir kişi sahurda mutlaka yemek yemelidir” diyen Doç. Dr. Yazıcı, şöyle konuştu:
“Eğer sahur yemeğini yemeyip gece geç saatte yiyerek yatarsa 17-18 saatlik açlık dönemi 20-21 saate çıkacaktır. Bu da iki şekilde vücudumuzu olumsuz etkiler. Birincisi kan şekeri gün içerisinde daha erken düşecek ve günün daha verimsiz ve bitkin geçmesine neden olacaktır. İkinci olumsuz etkisi ise yatmadan önce yemek yenilirse uyku sırasında vücudumuz besinleri yağ olarak depolama eğiliminde olduğundan hiç de arzu etmediğimiz kilo artışı problemi ortaya çıkacaktır. Fakat dengeli bir sahur yemeği organizmamız üzerinde kahvaltı ile aynı faydalı etkiyi göstererek metabolizmamızı hızlandırır, gün içerisinde kan şekeri düşüşünden bizi korur ve gün boyunca zinde ve dinamik kalmamızı sağlar. Sahur yemeğinde proteinden zengin besin değeri yüksek besinleri tercih etmeliyiz. Örneğin yumurta, peynir, zeytin ve sütten oluşan bir kahvaltı ya da bulgur, nohut ve fasulye gibi kuru baklagillerden yapılmış yemekler ideal bir sahur yemeği olabilir. Hamur işi ve tatlı içeriği bol gıdalar sahur için uygun olmayan bir rejimdir. Diyetle ilgili bu kurallara uyulur ve gün içerisinde güneşin en tesirli olduğu saat 11 ile 15 arasında güneş altında kalınmazsa sağlıklı bir oruç ibadeti yapılmış olacaktır.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.