Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“MS Hastasıysanız Moralinizi Yüksek Tutun”

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Sevda Diker, Dünya MS Bilinçlendirme Günü dolayısıyla merkezi sinir sistemi hastalığı olan Multipl skleroz (MS)’un, görülme sıklığı, tipleri, belirtileri, tanı ve...

Haber Giriş Tarihi: 27.05.2016 10:20
Haber Güncellenme Tarihi: 27.05.2016 10:20
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Sevda Diker, Dünya MS Bilinçlendirme Günü dolayısıyla merkezi sinir sistemi hastalığı olan Multipl skleroz (MS)’un, görülme sıklığı, tipleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemi hakkında bilgi verdi.
MS’in ölümcül bir hastalık olmadığını belirten Dr. Sevda Diker, hastanın hekimle bir takım halinde, yakın takip ve işbirliği içinde değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğüne açıklama yapan YDÜ Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Sevda Diker, “Multipl skleroz (MS), beyin, omurilik ve göz sinirlerinin tutulumuna bağlı belirtiler ile kendini gösterir. Bağışıklık sisteminin tam olarak bilinmeyen bir nedenle yanlış programlanması sonucu bağışıklık hücreleri kendinden olanı yabancı gibi algılamaya başlar. Savunma hücreleri Myelin dediğimiz sinir hücrelerinde düzgün ve hızlı iletimi sağlayan tabakaya saldırır ve doku zedelenmesi olur. Zedelenen dokunun yerine göre hastalık belirtileri ortaya çıkar” dedi.
“HASTALIK EN SIK 20-40 YAŞLAR ARASINDA BAŞLAR”
Hastalığın hayatın erken dönemlerinde ortaya çıkıp yaşam boyu sürdüğünü anlatan Dr. Diker, “Bu hastalık ölümcül ya da bulaşıcı değildir. Mutlaka özürlülük oluşturacak, ilerleyici gidecek bir hastalık da değildir. Klinik açıdan belli standartları yoktur. Kişiden kişiye gerek belirtilerin sıklığı ve şiddeti, gerek hastalık gidişatı açısından çok büyük farklılık gösterir. Bazı hastalarda belirtiler hafif, kısa süreli ve geri dönüşümlü olabilirken, bazılarında daha ilerleyici olup özürlülüğe yol açabilir” ifadelerini kullandı.
“HASTALIĞIN SEYRİ ÜÇ FARKLI TİPTE OLABİLİR”
MS’in en sık belirtilerini, görme bulanıklığı, çift görme, dengesizlik, uyuşma, karıncalanma, ağrı gibi duyusal belirtiler, duyu ve kuvvet kayıpları, idrar sorunları ve normal dışı aşırı yorgunluk şeklinde belirten Dr. Diker, “Bu belirtilerin MS açısından anlamlı olabilmesi için en az 24 saat aralıksız sürmesi gerekir. Hastalığın seyri temelde 3 farklı tipte olabilmektedir. En sık gözlediğimiz ‘alevlenme-atak ve düzelmelerle seyreden’, ataklar arasında hastanın tamamen normale döndüğü tiptir. Daha az gördüğümüz ‘ikincil ilerleyici’ tip ise atakların yanı sıra, ataksız dönemde de ilerleyici seyir gösterir. Hastaların sadece yüzde 10 kadarında izlediğimiz ‘birincil ilerleyici’ MS ise atakların olmadığı, özürlülük derecesinin de yavaş yavaş arttığı seyir şeklidir. Bu gurupta hastalığın ortaya çıkışı sıklıkla 40’lı yaşlardır” dedi.
“HİÇBİR TANI YÖNTEMİ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR”
“Hiçbir tanı yöntemi tek başına yeterli değildir” diyen Dr. Diken, “Tanı için en önemli verilerin hastalık öyküsü ve muayene bulgularından elde edildiğini söyledi. Beyin MRG görüntülemesinin çok büyük katkısı olduğunu anlatan Diken, "Ek olarak bel bölgesinden alınan beyin omurilik sıvısı incelemesi, kan tetkikleri ve görme yollarına yönelik özel testler yapılabilir. Bu tetkikler ile MS tanısı desteklenir, MS’i taklit edebilecek hastalıklar da dışlanır” ifadelerini kullandı.
“MS HASTALIĞI YOKTUR, MS HASTASI VARDIR”
Dr. Diken, tedavide her hasta için bireysel yaklaşım gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "MS hastalığı yoktur, MS hastası vardır. MS klinik araştırmaların sürdüğü, tedavi seçeneklerinin her geçen gün arttığı bir nöroloji alanıdır. Atak döneminde damardan verilen kortizon tedavisi dışında, sık atak geçiren hastalarda ataksız dönemde kullanılan, hastalığın seyrini değiştiren ilaçlar vardır. 1990’larda kullanılmaya başlanan, değişik sıklıklarda cilt altına ya da kas içine uygulanan enjeksiyon şeklindeki ilaçlar bu guruptandır. Bu ilaçların özürlülük üzerine etkileri net olmamakla birlikte, atakların sıklığını ve şiddetini azalttıkları bilinmektedir. Atak sıklığını azaltmaya yönelik son dönemlerde kullanılmaya başlanan ağızdan alınan ilaçlar da vardır. Bunun dışında daha ilerleyici bir hastalık seyri varsa bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanılabilmektedir. Bağışıklık sistemine yönelik ilaç dışında yürümeyi destekleyen ilaçlar, yorgunluk ve idrar problemlerine yönelik ilaçlar gibi birçok medikal tedavi de vardır. Fizyoterapi, ihtiyacı olan tüm hastalara uygulanmalıdır, sağlayacağı katkı çok büyüktür.”
“MS ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK DEĞİLDİR”
Dr. Diken, tüm bu seçenekler göz önüne alındığında her hasta için hastaya özel tedavi planı çizmenin en uygun olduğunun aşikâr olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Hastalığın özellikleri ve gidişatı, klinik ve MRG takipleri, hastanın öncelikleri ve tercihleri, hepsi tedavi kararı vermede önemlidir. Hastanın hekimle bir takım halinde, yakın takip ve işbirliği içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Unutmayalım, MS ölümcül bir hastalık değildir. Özürlülük bırakacak diye bir şart yoktur. Hatta hastaların büyük çoğunluğunun günlük yaşamını etkileyecek herhangi bir fiziksel kısıtlılığı da yoktur. Tedavinin en önemli kısımlarından biri moral, hayatın içinde yer almak, hedefler koymak ve pozitif düşünmektir.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.