'Kanser aşısı' bulundu mu?

Onkoloji uzmanları, Türkiye’de de zaman zaman gündeme gelen, hasta ve yakınlarında heyecan uyandıran Kübalıların Onkologlar kanser aşısına temkinli
akciğer kanseri aşısına temkinli yaklaşıyor.

Racotumumab adlı aşının bağışıklık sistemini uyararak etki ettiğini belirten Prof. Dr. Özet, “Küçük hasta gruplarında aşı küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinde bağışıklık sistemini uyararak, NeuGcGM(normal hücrelerde bulunmuyor) içeren kanser hücrelerini tanıyıp yok eden antikorlar oluşmasını sağladığı gösterildi. Aşının faydalı olması için kemoterapi sonrasında hastalığın gerilemesi veya en azından aynı kalması gerekiyor. Yine Kübalıların verilerine göre aşıyla ömür ortalama 2 ay uzuyor” dedi.

BİR ŞİRKET GETİRMEK İSTEDİ

Merkezi Kayseri’de bulunan bir biyoteknoloji şirketi yaklaşık 2 yıl önce Küba’dan aşıyı “erken erişim” programında getirebilmek için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu. Ancak bakanlık, etkinliği kanıtlanmamış aşının erken erişimde de olsa Türkiye’deki hastalarda uygulanmasına izin vermedi.

ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR

Aşıyla ilgili araştırma fazlarının henüz tamamlanmadığını vurgulayan Prof. Dr. Özet, “Ancak unutmamak lazım ki Kübalılar kanser tedavisinde bizim 80-90’lı yıllarda kullandığımız kemoterapileri (sisplatin, karboplatin, etoposid, vinorelbin, vinblastin gibi) uygulayabiliyor. Elimizdeki olumlu veriler önceki tedavilerin kullanıldığı hastalara ait. Aşının son yıllarda kullandığımız ilaçların uygulandığı hastalarda fark yaratıp yaratmadığı bilinmiyor. Aşıyla ilgili net fikrimizin olması için daha geniş hasta gruplarında ve etkisi kanıtlanmış ilaçlarla karşılaştırmalı araştırmaların yapılmasına ihtiyacımız var. Bizim de mevcut ilaç tedavilerini alıp, yaşayan pek çok hastamız var” dedi.

HENÜZ ONAYLANMAMIŞ MOLEKÜL

Hala deneme aşamasındaki bir aşının “mucize” gibi sunulmasının hasta ve yakınlarına zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Özet, şu uyarıda bulundu:

“Aşı hala deneysel aşamada ve biz etkinliği kanıtlanmamış tedavileri önermek bizim görevimiz değil. Kanser tedavisi kişiye özeldir ve her hastanın değişen koşullarına göre planlanmaktadır. Hasta ve hasta yakınlarının kanıta dayalı bilimsel tedavilerden uzaklaşmalarına dolayısı ile zarar görmelerine neden olabilecek bu tür haberler konusunda daha dikkatli olunması gerekiyor.”