Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çağın yeni hastalığı: "Hasta bina sendromu"

Kapalı ortamların hava kalitesinin insan sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğunu belirten Koru Ankara Hastanesi Klinik Laboratuvarları Direktörü Prof. Dr. Abbas Taner, özellikle kreşler ve ilkokulların ortam koşullarının duyarlı grup olarak nitelendiren çocukların bağışıklık sistemlerinin tam gelişmemesi ve solunum seviyelerinin daha düşük olması sebebiyle ayrı bir önem arz ettiğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 22.06.2017 17:04
Haber Güncellenme Tarihi: 22.06.2017 17:04
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

Kapalı ortamların hava kalitesinin insan sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğunu belirten Koru Ankara Hastanesi Klinik Laboratuvarları Direktörü Prof. Dr. Abbas Taner, özellikle kreşler ve ilkokulların ortam koşullarının duyarlı grup olarak nitelendiren çocukların bağışıklık sistemlerinin tam gelişmemesi ve solunum seviyelerinin daha düşük olması sebebiyle ayrı bir önem arz ettiğini söyledi.

İnsanların diğer zamanlarını kapalı ortamlar dışında bir cadde, sokak veya bir park gibi dış ortamlarda geçirdiğini belirten Prof. Dr. Abbas Taner, kapalı ortamların hava kalitesi kontrol edilebilinse de dış ortamın hava kalitesini bireysel olarak kontrol edebilmenin imkansız olduğunu vurguladı. Soluduğumuz havanın yaklaşık yüzde 78 azot, yüzde 21 oksijen, az miktarda yüzde 0,03 karbondioksit ve eser miktardaki gazlardan meydana gelen bir karışım olduğunu ifade eden Prof. Dr. Taner, bu gazların yanı sıra havada bazı bakteri, mantar, mantar sporları, virüsler ile polen ve onların fragmentlerini içeren biyolojik kökenli organik tozların olduğunu belirtti. Biyoaerosoller denilen bu organik tozların insan sağlığını olumsuz etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Abbas Taner, “Bu olumsuz etkilere kronik alerjik rinit, astım ve hipersensitif pnömoni gibi hastalıkları örnek vermek mümkündür. Bunun yanı sıra legionellosis (bir tür akciğer enfeksiyon hastalığı), SARS, kuş gribi, domuz gribi, RSV, İnfluenza A ve B gibi bulaşıcı hastalıklara da sebep olmaktadırlar” dedi.

Kapalı ortamlarda harcanan zamanla bağlantılı olan başka belirtilerden de bahseden Prof. Dr. Abbas Taner, “Bu semptomlar; göz, boğaz ve burun mukozası ile ilgili olabildiği gibi, kuru cilt, baş ağrısı ve letarji gibi genel belirtiler de olabilir. Bu belirtiler binaya girdikten 2-6 saat sonra ortaya çıkmaktadır ve genellikle binadan taze havaya çıktıktan kısa bir süre veya bir gün sonra kendiliğinden geçmektedir” diye konuştu.

Problemli binalardan kaynaklanan sağlık sorunlarının bina ile ilişkili hastalıklar veya iş ile ilişkili hastalıklar olarak bilindiğinin altını çizen Prof. Dr. Taner, ortaya çıkan belirtilere Hasta Bina Sendromu (HBS) denildiğini belirtti. Dış hava ile temasın az olduğu, yapay havalandırmanın yapıldığı büyük binalarda da iç hava kalitesinin düşük olduğunun yapılan çalışmalarda tespit edildiğine vurgu yapan Taner, “Bunun için hastane, otel, iş ve alışveriş merkezleri, bakım evleri, kreşler, hamamlar, yurtlar gibi sosyal alanlarda havalandırma sistemlerinin, yüzme havuzlarının temizlenmesi ve filtrelerinin değiştirilmesi, sıcak su depolama sistemlerinin, jakuzi, duş ve duş başlıklarının, bahçe sulama için kullanılan fıskiyelerin bakım ve temizliğinin yapılması başlıca önlemlerdir. Bu sistemlerin denetimlerinin sık olarak yapılması çok önemlidir” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Abbas Taner konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Binanın bulunduğu çevrede kemirgenler ve böceklere karşı önlem alınmalı, binada rutubetli alanlarda rutubet kaynakları araştırılmalı ve varsa küflerin ortadan kaldırılması ve yeniden oluşumunun engellenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.