Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erdemli: "Yoğun Bakım Sürecinde Bilimsel Ve Etik Kurallara Uygun Davranılması Gerekir”

Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özcan Erdemli, yoğun bakım sürecinde bilimsel ve etik kurallara uygun davranılması gerektiğini açıkladı.Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erdemli, hastanın daha yoğun, daha steril bir...

Haber Giriş Tarihi: 17.05.2016 10:31
Haber Güncellenme Tarihi: 17.05.2016 10:31
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özcan Erdemli, yoğun bakım sürecinde bilimsel ve etik kurallara uygun davranılması gerektiğini açıkladı.
Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erdemli, hastanın daha yoğun, daha steril bir bakıma ihtiyaç duyduğunda ve hayatını tehdit eden bir risk oluştuğunda doktorun kararıyla yoğun bakıma alındığını belirterek, hastanın yoğun bakımda kalma süresinin hastalığın türüne, hastanın tedaviye cevap verme sürecine göre değiştiğini vurguladı.
Yoğun bakım ünitelerinin hastanelerin en merak edilen, herkesin kendi ya da yakınlarının tecrübeleriyle tanımladığı özel alanlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erdemli, yoğun bakımı hastanın bir veya birden fazla organının fonksiyonlarının geçici olarak bozulması ve/veya yetersizliği nedeni ile vücut fonksiyonlarının aksaması sonrasında uygulanan tanı ve tedavi süreci ve bu süreçteki tüm faaliyetlerin genel adı olarak tanımladı.
Sürecin, organların fonksiyonlarının yetersiz olmasına yol açan esas neden ortadan kalkıncaya kadar veya ömür boyu bu fonksiyonların desteklenmesi şeklinde devam edebildiğini ifade eden Prof. Dr. Erdemli bu süreçte bilimsel ve etik kurallara uygun davranmanın temel ilke olduğuna dikkat çekti.
YOĞUN BAKIM SÜREÇLERİ NERELERDE UYGULANIR?
Prof. Dr. Erdemli, "Yoğun bakım süreçleri, adından da anlaşılacağı gibi ’Yoğun Bakım Üniteleri’nde uygulanır. Bu faaliyetler hastane içinde konuşlandırılmış özel donanımlı, kendine özgü işleyiş ve kuralları olan ünite veya branşlaşmış yerlerdir. Bu üniteler; modern tıbbın sağladığı her türlü cihaz ve teknolojiyi kullanan, yoğun bakıma yönelik bilgi ve becerileri olan hekim ve hemşirelerin multidisipliner anlayışla ekip ruhu ile çalıştıkları bölümlerdir. ’Hayatı tehdit eden’ denildiğinde ise, müdahale edilmediği durumlarda yaşamın yitirileceği ciddi hastalıklar veya durumlar akla gelir. Böyle bir durumda; başlangıçta bir veya birçok organ ve doku, sonrasında da tüm vücut etkilenir. Her türlü girişim ve imkana rağmen yine de hasta yaşamını yitirebilir. Örneğin; trafik kazalarındaki ciddi baş, göğüs, büyük kemik kırıkları gibi yaygın vücut travmaları acil müdahale edilmediği zaman yaşamın yitirileceği durumlardır ve ’Acil Hal’ kapsamına girerler. Ama yoğun bakımlardaki hayatı tehdit eden durumlara örnek vermek istersek; ateroskleroz (atardamarların sertleşmesi) hastalığına bağlı ani gelişen kalp krizi (miyokard enfarktüsü) yaşamı tehdit eden bir durumdur. Diğer yandan kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan kişinin pnömoni (zatürre) olması sonucunda aniden gelişen solunum sıkıntısını (akut solunum yetmezliği) ve dolayısıyla diğer organlarında ciddi etkilendiği durumları da başka bir örnek olarak düşünebiliriz" dedi.
YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ HANGİ ÖZELLİKLERİ TAŞIMALI?
Yoğun bakım ünitelerinin bilgi ve becerinin ileri teknoloji ile buluştuğu yerler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdemli, "Odalar her hasta için ayrı düzenlenmiş ısı ve havalandırma sistemi ve diyaliz gibi uygulamalara imkansağlayan ’kabin’ anlayışı ile düzenlenmeli. İzolasyon kabininde negatif basınç mevcut ve bağımsız aspirasyon sisteminin olması yoğun bakım ünitesinde enfeksiyon kontrolü açısından önem taşıyor. Her yatak başında yapay solunum cihazı ve her türlü takibe uygun monitörler, ani gelişen organ yetmezlikleri için kullanıma hazır yaşamı destekleyecek diyaliz gibi cihazlar bulunmalı. Laboratuvar ve görüntüleme cihazları (bilgisayarlı tomogrofi(Flash CT), manyetik rezonans görüntüleme (MRI)), yatakbaşında ultrasonografi, bronkoskopi, transtorasik-transözofageal ekokardiyografi (vb.) hizmetlerinin 24 saat süreyle yetkin bir kadro ile hizmet verilebiliyor olmalı" ifadelerini kaydetti.
YOĞUN BAKIMDA KİMLER ÇALIŞIR?
Yoğun bakımın çok yönlü ekip çalışması gerektirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdemli, yoğun bakımda özelliğine göre Anestezi ve Reanimasyon uzmanlarının yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nca Yoğun Bakım Uzmanı olarak tanımlanmış kişiler ve yoğun bakımın özelliğine göre ilgili branşın hekimlerin çalıştığını söyledi. Yoğun bakım ünitelerinde konularında uzmanlaşmış deneyimli hemşireler ve yardımcı sağlık personelinin de görev yaptığını dile getiren Prof. Dr. Erdemli, "Hekimlerle beraber hastaların ’en iyisi bir veya iki hastaya bir hemşire ya da maksimum üç hastaya bir hemşire’ düzeninde deneyimli yoğun bakım hemşireleri tarafından takip ve bakımları yapılması önem taşıyor. Gerekli durumlarda diğer alanların uzman hekimlerinden de her an destek alınabiliyor olunmalı" diye konuştu.
KAÇ ÇEŞİT YOĞUN BAKIM BÖLÜMÜ VARDIR?
"Yoğun Bakımlar konsept olarak ’Genel Yoğun Bakım’ adı altında ’erişkin’ ve ’pediatrik’ yoğun bakımlar olarak sınıflanır" diyen Prof. Dr. Erdemli, "Bu genel başlık altında özelliklerine göre Cerrahi Yoğun Bakım, Dahili Yoğun Bakım, Yenidoğan Yoğun Bakım, Pediatrik Yoğun Bakım, Kardiyoloji Yoğun Bakım, Kardiyovasküler Cerrahi Yoğun Bakım, Nöroloji Yoğun Bakım ve Beyin Cerrahisi Yoğun Bakım gibi hizmet alanlarına ve özelliklerine göre de ayrım yapılabilir" dedi.
KİMLER YOĞUN BAKIMDA YATAR?
Prof. Dr. Erdemli, genel yoğun bakım ünitelerine kardiyopulmoner resesütasyon sonrası ileri yaşam desteği gereken hastalar, ani hipotansiyon ve hipoksi gelişen hastalar, büyük ameliyat sonrası yakın takip gerektiren hastalar, beyin kanaması geçiren hastalar, ani felç geçiren hastalar, ciddi solunum yetmezliği olan hastalar, kalp yetmezliği ve kalp krizi geçiren hastalar, ciddi infeksiyonu olan hastalar, vital fonksiyonları bozan yada bozması beklenen zehirlenmeler, genel vücut travması (kafa,göğüs, karın ve extremite travmaları gibi) geçiren hastalar, sinir sistemi hastalığı olan hastalar (MyasteniaGravis, GuillianBarre gibi), bir veya daha fazla organ yetmezliği olan hastaların kabul edildiğini söyledi.
TEKNOLOJİYİ YAKIN TAKİP
Yoğun bakım sürecinin statik değil dinamik bir süreç olduğunu belirten Prof. Dr. Erdemli, "Hastaya ait bulguların yakın monetizasyonu yanı sıra bilimsel gelişmelerin ve teknolojinin yakından takibi gerekir. Bilgi İşlem (Bilişim) parametreleri kullanılarak etkin ve yetkin tanı ve tedavi için süreç yakından takip edilmeli, yeniliklere, tıbbi uygulamalarda yer verilmeli, enfeksiyon prevelans ve surveyans çalışmaları özenle takip edilmeli, kalite kontrol ve skorlama sistemleri uygulanmalıdır. Kısaca yoğun bakımlar bilimin, teknolojinin ve tüm sağlık çalışanlarına ait özverininuyum içerisinde sahne aldığı platformlardır" açıklamasında bulundu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.