Sağlık ordumuzu oluşturan birimleri yazmaya devam…

Bu gün sıra istihbarat birimlerinde.

Tıbbi Laborantlarda.

Ancak konuya onlara neden istihbarat birimleri dediğim konusunda bir açıklama yapmadan girmeyeyim de yanlış anlaşılmaların önünü daha ilk paragraflardan kesmiş olayım.

Malum istihbarat bilgi toplamak anlamına geliyor.

Genellikle de gizli bilgi.

Ordular için düşmanla ilgili istihbaratın önemi çok büyük.

Öyle ya, karşılarında ki düşmanın her türlü halini bilmeliler ki stratejilerini ona göre geliştirsinler.

Madem insanın yakalandığı her hastalık iyileşme ile sonuçlanınca ‘‘ yendi-yendik’’ ifadeleri kullanıyor o zaman tedavi süreçlerini hastalıkla savaş olarak nitelendirmem çok yanlış sayılmaz.

Hekimler de düşmanlarını alt etmeleri için hem düşmana hem de hastalarına ait ayrıntılı bilgilere sahip olmalılar ki,tedavi stratejilerini doğru oluşturabilsinler.

Onlara bu bilgileri kim verebilir peki?

Elbette bilgi toplama da ve değerlendirmede uzman Tıbbi Laborantlar.

Eğer sağlık ordumuzun bu vazgeçilmezlerine neden İstihbarat birimi dediğimi anlatabildiysem konuya girebilirim.

Tıbbi Laborantlar salgın dönemlerinde belki beş kez daha önemli işler yapıyorlar ama normal zamanlarda da hem hekimlerin hem de bizlerin sağlığımız konusunda ki en büyük güvence kaynakları.

Laborantların  literatürde ki tanımı her ne kadar,

‘’Uzmanlar tarafından talep edilen numune örneklerini alan, laboratuvar ekipmanları yardımıyla test yapan ve sonuçları ilgili birimlere rapor eden teknikerlerdir.’’

Diye kısacık yapılmış olsa da,laborantlık her şeyden önce profesyonellik gerektiren bir meslek dalı.

Çünkü yaptıkları işin kesinlikle pardonu yok.

Hadise ile ilgili yaptıkları çalışmaların doğruya çok yakın olabilmesi bile ciddi bir hata bu meslek için.

Tek bir seçenek var o da kesin doğrunun saptanması.

Tıbbi Laborantların önemini anlamak için görev tanımlarını irdelemek iyi gerekiyor.

Mesleğin önemi o görevlerde saklı çünkü.

Yazıya oturmadan önce yaptığım kaynak araştırmalarında Tıbbi Laborantların genel sorumluluklarının  şu başlıklar altında toplandığını gördüm.

Doktorların hastalıkları teşhis ve tedavi etmesine yardımcı olacak testler yapmak/Kan, toksik, doku vb. madde örneklerini almak, etiketlemek ve analiz etmek,

Test sonuçlarını rapor halinde sunmak/Rutin görevleri doğru bir şekilde yürütmek ve analizleri yapmak için kabul gören metodolojileri takip etmek/pH metre gibi standart laboratuvar ekipmanlarını çalıştırmak ve bakımını yapmak/Güvenlik kontrollerini sağlamak.

Eğer atladıklarım varsa onu da konuda ki cehaletime veriniz lütfen.

İyi de madem cahili olduğumu biliyorum da hangi akla hizmeten  laborantlarla ilgili yazı yazacak cesareti buluyorum kendimde?

Cesareti kendimde bulmuyorum ki;

Onların cesaretleri ile empati kuruyorum sadece hepsi o.

Hiç düşündünüz mü ?

Hekim sizden tahliller istediğinde verdiğiniz kan,vücut sıvısı,idrar ve onun ağabeyi,doku örneği vs içlerinde ne var ne yok ortaya çıksın diye kimlere gidiyor?

Ve onlar hangi koşullar altında çalışıyorlar?

Bunu da onlarda ki mesleki  yeterlilik kriterlerine göre yanıtlayayım da cesaret sözcüğünün de hakkını vermiş olayım;

Sağlık Meslek Yüksekokullarına bağlı olarak eğitim veren iki yıllık Tıbbi Laboratuvar Teknikeri ön lisans programından mezun olma şartını taşıyan tıbbi laborantlardan öncelikle,güvenilir ve kesin veriler üretebilmesi  amacıyla detay odaklı ve titiz çalışmalar gerçekleştirebilmesi bekleniyor.

Bekleniyor lafın gelişi elbette; bu nitelik mesleğin sol anahtarı.

Ayrıca;

Test tüpleri ve hassas laboratuvar ekipmanlarıyla çalışabilmek için gerekli el becerisine sahip olmak,/Teknik ekipmanı doğrulukla kullanma kabiliyetini sergilemek/Kapalı ortamda çalışabilmek/Uzun süre ayakta çalışabilecek fiziki yeterliliği göstermek/Test yapmak için kullanılan laboratuvar ekipmanı ve bilgisayar programları bilgisine sahip olmak/Ekip çalışmasına yatkınlık göstermek

Bitti mi?

Bitmedi;

Meslektaşlarla etkin bir şekilde çalışabilmek ve karmaşık teknikleri ilgili taraflara açıklayabilmek için mükemmel sözlü iletişim becerisine sahip olmak ve Teknik rapor yazabilmekte mesleğin diğer olmazsa olmazları.

İşte biz tahlil sonuçlarını beklerken bu niteliklere haiz insanlar devamlı teyakkuz halindeler.

Şüphesiz ki  teknisyeninden doktoruna herkes  risk altında çalışıyorlar.

Hastayı görmedikleri için gelen bütün numuneler çalışanlar için potansiyel  birer  tehlike oluşturuyor.

İşin bir de yürek yakan bir boyutu var ki,onu da görmezden gelmek bu mesleğin çalışanlarının kul haklarına girmek olur kanaatindeyim.

Laboratuvar  çalışanları zaman zaman şifa dağıtmak amacı ile sürdürdükleri çalışmalarında hiv ,tüberküloz benzeri vakalara maruz kalabiliyorlar;

Ve ne yazık ki bazen  bu özverilerinin karşılığı toplumdan dışlanmak ve kendi kaderlerinle baş başa kalmakta olabiliyor.

Elbette hepsi azami şekilde korunarak yapıyorlar işlerini ancak böylesi durumlarla karşılaşmayanları da yok değil içlerinde.

Eee böylesi nitelik gerektiren bir mesleğe soyunmak ve görevini ifa ederken ciddi sağlık risklerini göze almak cesaret işi değil de ne?

Bu arada altını da özellikle isterim ki Türk Tıbbi Laborantları dünyanın en saygın laborantları arasında yer alıyorlar.

Tıbbi Laborantlara haklarını teslim ederken mesleklerine dair yaşadıkları güncel sorunlarına da değinmemek en hafif tabirle ayıp olur.

Mesela her ne kadar kamuoyunda ‘Sağlıkçı ol işsiz kalmazsın’ gibisinden haklı bir algı oluşmuşsa da meslek çalışanları ciddi bir atama sorunu yaşıyorlar.

Özel hastaneler de,tıp merkezlerinde ve özel polikliniklerde görev alanları günlük çalışma saatlerinin çok üzerinde hizmet vermek zorunda kalabiliyorlar.(duyduğum kadarı ile aralarında bu durumdan dolayı evlenemeyenleri bile varmış)

Sağlık ordumuzun birimlerini yazdıkça görüyor ve anlıyorum ki,

Eczacısından,Hemşiresine,Acilcilerinden,Aile Hekimlerine,Tıbbi Mümessillerinden,

Hizmetlilerine( bir sonra ki yazının konusu ve muhtemelen onların da sorunları vardır) hepsinin evvel emirde çözülmesi gereken mesleki ve özlük sorunları var.

Dilerim şerden hayır doğar da;

Bu salgın süresince sağlık ordumuzun birliklerinin hepimiz için taşıdıkları önemi artık iyice fark eder ve onların hem ellerini hem de gönüllerini rahatlatacak tedbirlerin alınması konusunda tek yürek olarak destek veririz.

Covid-19 dan sonra 20 gelmeyeceği ne malum?

Zaten gelmese bile hangi hastalık düşüyor ki yakamızdan?

Bir kez daha selam olsun her birinize…