Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sağdan Saaay…

Yazının Giriş Tarihi: 03.02.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.02.2019 00:03

Haber bizim gazeteden;

Türkiye nüfusu 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla 82 milyon 3 bin 882 kişi olmuş.

Yani TUİK öyle demiş.

Ama net mi brüt mü onu dememiş.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 17 Ocak 2019 tarihi itibarıyla Türkiye’deki biyometrik verileriyle kayıt altına alınan Suriyeli mülteci sayısını açıklarken verdiği toplam 3.632.622 kişilik mülteciler bu sayıya dahil mi değil mi?

Onu dememiş.

Gerçi mültecilerle ilgili bu sayınında sağlıklı olduğuna pek güvenmemek lazım;

Çünkü ülkemize çeşitli yollardan zırt pırt giren çıkan, giripte asla çıkmayıp yurdun dört bir yanına dağılan özellikle batı bölgelerde konuşlananların biyometrik verilerinin ne kadar sağlıklı tespit edilebildiği meçhul.

Nüfus sayımı bu yılda adrese dayalı nüfus kayıtlarına göre yapılmış.

Seçmen kayıt listelerinde bu sistemin nasıl işlediğini hep beraber görüyoruz.

Kısacası nüfusumuz yine tahminen parantezinde…

Aşağı yukarı, ortalama, takriben, büyük olasılıkla, az biraz yanılma payıyla vs. de olabilir tabii…

Ancak İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 25 Ocak 2019 tarihi itibarıyla Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısının da 79 bin 820 kişi olarak açıklandığını da göz ardı etmemek gerek.

Artık kaç kişiysek artı 80.000 kişi dahayız. Bu da pek öyle değildir ya, bu kadarını bilin yeter demiştir büyüklerimiz.

Merak eden olursa diye yazıyorum;

Bizde nüfus sayımı yerleşim yeri nüfusları, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİGM) tarafından güncellenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nden (ADNKS) alınan nüfusla birlikte, kurumsal yerlerde kalan nüfus dikkate alınarak hesaplanıyor.

Kışla, cezaevi, huzurevi, üniversite öğrenci yurtları vb. kurumsal yerlerde kalanlar, uluslararası tanım gereği ikamet adreslerinin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna değil, kurumsal yerlerin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna dâhil ediliyor. Bu sayımda il, ilçe, belediye, köy ve mahallelere göre nüfuslar belirlenirken, 31 Aralık 2018 tarihli Ulusal Adres Veri Tabanı (UAVT) kayıtları kullanılmış.

Eski nüfus sayımlarını hatırlarsınız değil mi?

Yok; yeni jenerasyona sormuyorum. Sorum en az yarım asır önce doğan jenerasyona.

O günlerde sokağa çıkma yasağı olurdu.

Ailecek nüfus sayım memurunun gelip bizi tek tek sayıp elindeki sayım kütüğüne kaydetmesini beklerdik.

Televizyonlar Özel Sayım Programı adları ile şarkılı türkülü skeçli programlar yapar, hane halkları sayıma hazırlığa günler öncesinden başlar, sanki haftalarca sürecek bir sokağa çıkma yasağı olacakmışçasına her şeyden fazla fazla alınarak alışverişler yapılır, anneler, büyük anneler sayım memuruna ikramlıklar hazırlar tatlı bir telaş içerisinde memurun gelmesi beklenirdi.

Sayım memurunun/memuresinin sokağa girdiği kimselerin özellikle araçların olmadığı caddelerde top koşturan, kovalambaç oynayan gönlülerince eğlenen çocukların hep bir ağızdan ‘’Geliyoooorrrrrrr’’ diye bağırmaları ile anlaşılırdı.

Sayım sırasında ise heyecan tavan yapar, hane halkı memurun karşısına dizilir düğüne gelmiş gibi sıralanırdı.

Sayılan, vatandaştan sayılmanın verdiği mutlu ve gururlu bir edayla yerini diğer sayılana bırakırdı.

Vatandaş olmak, nüfusta bir kişilik özellik taşımak çok önemliydi o zamanlar.

Biri haydi gidelim bilmem nerenin vatandaşı olalım dese arızalı gözüyle bakılırdı.

Tepeden inip bizimle aynı koşullara sahip olup Türk vatandaşlığına girenlere bakıldığı gibi.

Hele öyle sürü halinde gelip kaymakamlıkların kapılarında filan yığılacaklar, devlet kendi vatandaşından kesip bu yığınlara verecek, her yerde istedikleri gibi at koşturacaklar, dilimizi bile öğrenmeyi reddedip kendi dillerinde tabelalar astıkları sermayesi belirsiz iş yerlerinde vergi mergi hak getire ticaret yapacaklar, üstüne üslük sürekli de çoğalacaklar ve her doğanları otomatikman Türk vatandaşı sayılacak…

Mümkün mü?

Ahali duysa inanmaz, görse salavat getirirdi.

Bu arada Bursa’da durum neymiş tahminen kaç kişi olmuş şehrimde yaşayanlar diye de bakayım dedim;

TÜİK yine aynı yöntemle yani 2018 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre Bursa’nın nüfusunu 2 milyon 994 bin 521 kişi olarak açıklamış.

Artık 3 milyonluk şehirde yaşıyoruz diyebiliriz yani.

Acaba dedim ben doğduğumda (1961) Bursa’nın nüfusu kaç kişiymiş?

Gördüm ki, 1960 yılı nüfus sayımında Bursa’da 693.894 kişi yaşarken Ülke geneli nüfusu 27.754.820 kişiymiş.

Hemşehri sayım 58 yılda 2.300,627 kişi artmış.

Tabi buna ilimizde yaşadığı tespit edilebilen 165 bin 876 mülteciyi de eklemek lazım.

Tespit edilenler, tespit edilemeyenler, tahmin edilenler filan derken Bursa en azından nüfusu 3 milyona dayanan koskoca bir metropol olmuş.

Son sözüm başta büyükşehir belediye başkanlığına sonra ilçe belediye başkanlıklarına ve muhtarlıklara aday olanlara;

Hepiniz bir metropolün yönetimi konusunda ilgi alanlarınız çevresinde göreve talip oluyorsunuz.

İşiniz sandığınızdan da zor.

Metropoller hamasetle değil, ancak etkin hizmet anlayışı  ve ortak akılla yönetilebilir.

Aslında çok ta şanssız sayılmazsınız;

Önünüzde nasıl yönetilemeyeceğine dair ciddi örnekler var.

Kötü örnek,  örnek değildir deyip tersini yapıverin yeter.

Mühür mazbata kime gidecek bilmiyorum;

Ama bir kentin sevilmeden yönetilemeyeceğini de biliyorum.

Bursa sevgiyi hak ediyor ve her zaman da hak etmiştir.

Yeter ki sizlerinde gönül gözleriniz açık olsun…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.