Geçen gün 11 Ekim idi ve Dünya Kız Çocukları günüydü.

Ve hiçte romantik bir gün değildi.

Aksine farkındalık oluşturmak adına kız çocuklarına tahsis edilmiş son derece ciddi bir gündü.

2012 de Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak ilan edildi.

Anlayacağınız konu ah benim güzel kızımdan çok öte…

Ajans Press'in İngiltere merkezli ‘Girls Not Brides’ isimli sivil toplum örgütü ve medya yansımalarından çocuk gelin vakalarını incelemiş ve dünyada her 2 saniyede bir kız çocuğunun zorla evlendirildiğini saptamış.

Yani ben yazıyı yazarken kahvemden bir fırt aldığım da 3 kız çocuk gelin olmuş bile.

(merak ettim kronometre tuttum fırt 7,33 saniye sürdü)

Rapordaki bilgiler can sıkıcı olarak devam ediyor;

Yılda 15 milyon kız çocuğunun zorla evlendirilirken, bugüne kadar en az çocuk gelin sayısının 700 milyonu aştığı açıklanıyor.

Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilme oranına göre Nijer ilk sırada yer alan ülke olurken, sayı olarak incelendiğinde başı Hindistan çekmiş, kültür, etnisite ve dini etkenler baz alındığında ise dünyada farklılık gösteren erken yaşta evlendirilme oranının en çok görüldüğü bölge Afrika olmuş. Afrika'yı ise sırasıyla Uzakdoğu ve Güney Amerika izlemiş.

Peki biz?

Ajans Press’e göre bu konuda Avrupa birinciliğimizi açık ara sürdürüyoruz.

Araştırmada elde edilen veriler, Avrupa'da erken yaşta evliliklerin en çok görüldüğü ülke olarak Türkiye’yi işaret ediyor.

Eğer saptamalar doğruysa Türkiye'de 18 yaşından önce evlendirilen çocukların nüfusa oranının yüzde 15 olarak kayıtlara geçtiği söyleniyor.

Ancak yürek serinletici bir bilgiye de yer veriliyor araştırma da;

Deniliyor ki;

‘’Çocuk gelin” ve ‘çocuk yaşta evlendirilme’ ile ilgili haber çıkışlarının son üç yıl içerisinde azalışa geçtiği tespit edildi. 2015 yılında konuyla alakalı 2 bin 892 olan haber çıkışı, 2016 yılında 2 bin 758 geçtiğimiz yıl ise 2 bin 335'e kadar düştü.’’(haber çıkışı deyimi enterasan)

Neyse,

En azından ehvenişer.

Tabii istatistiklere yansımayan, töre diye, adet diye, namus diye hayatları çocuk çağlarında karartılan kızlar hariç.

İnsanın insana ettiğini hele insanın kız çocuğuna ettiğini hiçbir gerekçe aklayamaz.

Özellikle din kisvesi altında kız çocuklarına yapılan zulmü hiç hiç…

Ben yürekten inanıyorum ki, ’’Karşıma kul hakkıyla gelmeyin’’ diyen kudret yarattığına zulmedeni asla affetmeyecektir.

Bir kızı olmalı insanın.

"Dünya bir yana, kızım bir yana" diyebildiğin.

‘’Bir kızı olmalı insanın’’

Adlı şiirini yukarıda ki son kıta ile bitirmiş Ahmet Emin Fidan.

Şair çok haklı. Bir kızı olmalı insanın

Ama hemen yanında; yanı başında…

Kimse geleceğinden vuramamalı, türlü bahanelerle babası dedesi yaşında ki adamlara satamamalı, küçüğün rızası varmış deyip tecavüze uğramasına çanak tutamamalı, okumasını, çağdaşlaşmasını kimse engelleyememeli, onu birey görüp cinsiyetine hallenememeli.

Ha bir de kızı çok uzaklara gitmemeli.

Kapı ardı gurbetse, o kapı en fazla babanın yaşadığı topraklara açılmalı…

(Yara işte; gocunduruyor insanı. Ben de gocundum)